Kanlı ve ölümlü kıyamet günü
Abone olGüneş mağribe yaklaştıkça kanlı ve ölümlü kıyametin kopmakta olduğu bütün ruhlarda...
Bugün 30 Ağustos Zafer Bayramı. Lübnan'a asker göndermeyi
tartıştığımız şu dönemde, 30 Ağustos'un önemi daha farklı algılanır
oldu. Siyasi kanattan arka arkaya bir çok demeç geldi 30 Ağustos'a
dair. Bugün de kutlamalar var.
Döneminde en hızlı savaş olarak tarihe geçen 30 Ağustos'u Hasan
Pulur, yazısında o günden notlarla anlatıyor.
Yazar: Hasan Pulur
www.milliyet.com
Büyük Zafer
MAHMUT Esat Bozkurt, Kemalist devrimin kurmaylarından ve
düşünürlerindendir. Hepsi bir yana, iki yıl öncesine kadar
uygulanan Medeni Kanun'un başmimarıdır. İsviçre'de hukuk doktoru
olduktan sonra vatanın işgal edildiğini duyan arkadaşları Şükrü
Saracoğlu ve Kâzım Nuri beylerle memlekete dönmüş, Milli
Mücadele'ye katılmış ve Büyük Millet Meclisi'ne İzmir milletvekili
olarak girmiştir.
* * *
MAHMUT Esat Bozkurt "Büyük Zafer"den önceki Sakarya Savaşı'nı
anlatır; askerlere moral vermek için gönderilen Meclis heyetinin
içindedir; anlatır:
"Kıt'ayı Meclis namına cesaretlendirecektik. Erlerin birçoğu başı
açık, yalınayaktı, pantolonları lime lime idi. Ceketleri yoktu,
üzerlerindeki silah ve cephane bellerinden göğüslerine kadar,
onlara elbise vazifesini görüyordu. Bunlarla hem bağımsızlığı
koruyorlar hem ısınıyorlardı. Bu kadar meşakkate göğüs geren bir
ordunun erlerine ne söylenebilirdi ki!" (x)
* * *
BİR yıl sonra, 1922 yılı, Bakanlar Kurulu Atatürk'ün başkanlığında
toplanır, "Büyük Taarruz"un kararı imzaya açılır. Mahmut Esat
Bozkurt ve diğer bakanlar sırayla imzalarlar, Adliye Bakanı Çankırı
Milletvekili Neşet Bey yaşlı bir insandır, kalemi eline alır,
elleri titreye titreye imza atar ve duasını ihmal etmez:
"Allah, askerlerimizin birini bin göstersin!"
* * *
MUSTAFA Kemal Paşa "30 Ağustos Zaferi"nin akşamını şöyle
anlatır:
"Güneş mağribe (batıya) yaklaştıkça ateşli kanlı ve ölümlü
kıyametin kopmak üzere olduğu bütün ruhlarda hissolunuyordu. Bir an
sonra cihanda büyük bir yıkım olacaktı ve beklediğimiz kurtuluş
güneşinin doğabilmesi için, bu yıkım lazımdı. Hakikatin semanın
karardığı bir dakikada Türk süngüleri düşmana doğru sırtlara hücum
ettiler. Artık karşımızda bir ordu, bir kuvvet kalmamıştı."
Atatürk, "Büyük Taarruz"un sonuyla "Büyük Zafer"in başını böyle
anlatır.
* * *
MAHMUT Esat Bozkurt da o günün İzmir'ini anlatır:
"İzmir'de titrek kandilli camilerde, titrek eller, titreye titreye
Tanrı'ya doğru kalkıyor, ak sakallardan süzülen gözyaşları yıllarca
süren bir hakaretin öcünü istiyor, genç gelinler, genç kızlar,
alınlarını yüksek tutmaya alışmış Türk delikanlıları hep bunu
bekliyor:
- Geliyorlar!"
* * *
MAHMUT Esat Bozkurt, Amerikalı bir tarihçinin "Dünya Savaşı'ndan
Sonraki Tarih" adlı eserinde "Avrupa, bütün bir tarihin yürüyüşünde
Türkler önünde bu kadar rezilane dize gelmedi" dediğini yazar.
Ya şimdi?
Mahmut Esat Bozkurt der ki:
"Hayat bir kavgadır. Bugün yapmakta olduğumuz büyük bayram, zaferle
taçlanan bu kavganın verimidir."
Bugün öyle bir davamız ve kavgamız var mı?