Kandil'e girmek için kimseden izin almayız
Abone olBaşbakan Erdoğan, Brezilya dönüşü Esenboğa Havalimanı'nda açıklama yaptı, PKK'ya silah bırakması için çağrı yaptı.
Genelkurmay Başkanı Org. Özel'in Kandil konusundaki
sözlerini de değerlendiren Erdoğan, Türkiye'nin NATO ülkesi
olduğunu ve herhangi bir tehtide karşı gereken cevabı vereceğini
kimseden izin almayacağını ifade etti.
Başbakan Erdoğan, Brezilya dönüşü Esenboğa Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısında, Hakkari'deki terör saldırısını değerlendirdi. Teröre yönelik mücadelenin bugüne kadar olan kararlılık neyse aynı kararlılıkla devam edeceğini ifade eden Başbakan Erdoğan, PKK'ya silah bırakma çağrısı yaptı. Terör örgütü silah bırakmadıktan sonra operasyonların durmayacağını söyleyen Erdoğan, BDP'yi işaret ederek "siyasi uzantılarının söylediği gibi eğer operasyonlan duracaksa silahlar bıkarılacak" diye konuştu. Erdoğan açıklamasında şunları söyledi;
Başbakan Erdoğan, Brezilya dönüşü Esenboğa Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısında, Hakkari'deki terör saldırısını değerlendirdi. Teröre yönelik mücadelenin bugüne kadar olan kararlılık neyse aynı kararlılıkla devam edeceğini ifade eden Başbakan Erdoğan, PKK'ya silah bırakma çağrısı yaptı. Terör örgütü silah bırakmadıktan sonra operasyonların durmayacağını söyleyen Erdoğan, BDP'yi işaret ederek "siyasi uzantılarının söylediği gibi eğer operasyonlan duracaksa silahlar bıkarılacak" diye konuştu. Erdoğan açıklamasında şunları söyledi;
''Güvenlik gücü, operasyonu gerekli gördüğü yerde yapar,
gerekli olmadığı zaman zaten güvenlik gücü niçin operasyon yapsın?
Dertsiz başını niye derde soksun? Adı üzerinde
güvenlik gücü bu, güven sağlamak için var, güvenliği sağlamak için
var, toplumun huzurunu, barışını yani ülkemizin her karesinde
yaşayan tüm insanımıza güvenlik temini için, refah için, huzur için
var. Bu keyfi bir olay değildir, sadece huzurun
sağlanmasına yönelik bir görevdir. Açık söylüyorum, silahlar
bırakıldığı anda operasyonlar da kesinlikle bitecektir,
biter. Bunu da bu şekilde ben tekrar ifade etmiş
olayım.''
"KANDİLİ'DE KONUŞURUZ, TÜRKİYE'DEKİ KANDİL'İ
DE..."
Bir gazetecinin, ''Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel,
Kandil'e girmek noktasında 3 şart var. Hükümetin kararlılığı,
ABD'nin razı olması ve kamuoyunun hazır olması şeklinde
açıklamaları oldu. Bu konu görüşmede gündeme gelecek mi?'' sorusu
üzerine de Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
''Kandil'i de konuşunuz, Türkiye'deki Kandil'i de konuşuruz.
Bu konuşmadan sonra da neler olabileceğini, neler yapılabileceğini
ifade ederiz, ama şu bir gerçek şehitlerimiz oldu. Şehidimizin
arkasından başta Genelkurmay Başkanımız olmak üzere, kuvvet
komutanlarımız hemen bölgede yerlerini aldılar ve teröristlere
karşı yapılan operasyonlarda görüldüğü gibi, 31 tanesini inlerinde
yakaladılar ve gereğini yaptılar. Daha öncede söylediğim gibi
yapanın yanına bunlar kar kalmayacak, bedelini muhakkak
ödeyecekler. Yurt dışında da söyledim, 'ya silahı
bırakacaklar ya silahı bırakacaklar' başka izahı yok. Ha,
kendilerine başka yerler bulmuşlarsa dünyada gidebilirler, şu anda
zaten Kandil'dekiler başka bir dünyadalar, ülkedeler. Farklı
yerlere de gidebilirler. Bu konuda zaten Kuzey Irak da yerel
yönetim olarak bu tablodan rahatsız ve Barzani'nin de yaptığı bir
açıklama var, o da rahatsız olduğu için bu açıklamayı yapıyor.
Biz, arkadaşlar böyle bir şeye karar verdiğimiz anda, şunu
çok açık net söyleyeyim, çok da izin alma gibi bir durumumuz söz
konusu değil. Çünkü, bu ülke NATO'nun üyesidir, ülkemize herhangi
bir saldırı olduğu anda da gereken cevabı anında
verir.''
"KÜRDÜ KÜRDE VURDURUYORLAR"
'Biz tabii devlet yönetiyoruz. Yani bu tür şeyler olacak diye de bizim hiçbir zaman yurt dışı seyahatlerimiz ertelenemez veya bunlara bağlantılı olarak yürümez'' ifadesini kullanan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Çünkü biz yürüdüğümüz anda, kurulu bir sistemimiz vardır. O
sistemde arkadaşlarımız aynı şekilde bu görevi ifa ederler,
yürütürler. Güçlü devlet budur zaten. Şu anda böyle bir devlet
vardır. Anında da görüldüğü gibi cevapları verilmiştir. Bundan
sonra çıkışlarda böyle bir şey deneyeceklerse yine cevaplarını
alacaklardır. Ama bizim temennimiz, bu raddeye gelmeden, artık bu
iş bitirilsin. Çünkü ülkemin belli bölgelerinde rahatsızlık çok
daha fazla. Ama geneline baktığınız zaman oralarda da yine bu
rahatsızlığı görmek mümkün. Çünkü şehidimiz, yeri geliyor
bakıyorsunuz Kayseri'den, yeri geliyor Rize'den, yeri geliyor
Trabzon'dan, yeri geliyor bakıyorsunuz İstanbul'dan, yeri geliyor
bakıyorsunuz İzmir'den, yeri geliyor Edirne'den... Yani her yerden
tabii şehidimiz çıkıyor. Oralarda da işte analar ağlatılıyor. Biz
analarımızın, bacılarımızın ağlamasını istemediğimiz için bunu
söylüyoruz. Ama bakın yeri geliyor, buyurun Hakkari'de bir Kürt
kardeşimizin evladı da aynı şekilde şehit ediliyor. Yani Kürt,
Kürdü de vuruyor. Böyle bir durum da var. Yani Türk'ü Kürde
vurdurmak, Kürdü Türk'e vurdurmak, böyle bir şey yok. Bu iş
şirazesinden çıkmış. Yapanlar, hedeflerinin ne olduğunun farkında
değiller. O hedef sadece bu milleti huzursuz etmektir. Bu milletin
huzursuzluğuna da bizler müsaade etmeyeceğiz. Atılması gereken
adımları da bugüne kadar nasıl attıysak bundan sonra da atmaya
devam edeceğiz.''