Kanadoğlundan çok ağır suçlama
Abone olSabih Kanadoğlu, hükümetin peşini bırakmıyor. Kanadoğlu'nun yeni iddiaları ise dinleme skandalıyla ilgili!
Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu,
"Siyasi iktidar bugün ödüllendirme ve cezalandırma ilkelerini
kullanarak kendisine bağımlı bir yargı yaratma peşindedir"
dedi.
Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, YARSAV 2.
Olağan Genel Kurulu'na katılan Kanadoğlu, gazetecilerin sorularını
yanıtladı.
"Dinlendiğiniz kuşkusunu taşıyor musunuz?" sorusu
üzerine Kanadoğlu, "Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayan her vatandaş
dinlendiği kuşkusuna kapılıyor ise o zaman bu sorunun tek
muhatabı ben değilim. Dışarıdaki her vatandaşa sorsanız bu kuşkuyu
tespit edersiniz" diye konuştu.
"Konuşurken kelimeleri özenle mi seçmeye başladınız?" sorusuna
Kanadoğlu, "Ben her konuşmamda o seçme özelliğini
kullanırım. Bundan önce de böyleydi, şimdi de böyle"
yanıtını verdi.
Yargıdaki dinleme iddialarıyla ilgili sorular üzerine de Kanadoğlu,
"Türkiye Cumhuriyeti insan haklarına saygılı, laik, demokratik,
sosyal bir hukuk devletidir. Eğer insan haklarına saygılıysa zaten
70 milyonun 'acaba dinleniyor muyum?' kuşkusu içinde yaşamamasını
sağlamak lazım. Eğer hukuk devletiyseniz mutlaka, kesin olarak
yargı bağımsızlığını yaşatılması lazım ki siz hukuk devleti
olabilesiniz. Eğer demokratik bir rejim yaşamak istiyorsanız o
halde her şeyin çağdaş demokrasi koşullarına uygun olması lazım"
dedi.
"Eğer bunlar teker teker ortadan kaldırılıyor ise siyasi partiler
uymaları lazım gelen ilkelerin dışına çıkıyor demektir, aykırı
eylemler içine giriyor demektir" diyen Kanadoğlu, "Onun için her
şeyden önce bizim çağdaş, demokratik bir ülke haline gelmemiz
lazım, hukuk devleti olmamız lazım. Her şeyden önce yargı
bağımsızlığını zedeleyecek eylemlere izin vermememiz lazım. Onun
için 'vazgeçsinler' veya 'artık bu işin çivisi çıktı' diyerek bu
işin önüne geçemezsiniz. Vazgeçme, doğrudan doğruya iradi bir
eylemdir. 'Vazgeçsinler' değil, 'vazgeçirtilsinler' noktasına
gelmiş durumdayız" diye konuştu.
TİB Başkanı'nın açıklaması
Telekomünikasyon İletişim Başkanı (TİB) Fethi Şimşek'in,
'Dinlemelerin mahkeme kararıyla yapıldığı, Yargıtay telefonlarının
dinlenmediği' yönündeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine
Kanadoğlu, "Adalet müfettişinin konuyla ilgili emniyete yazdığı
yazıyı gördüm. Bu yazıda, bu dinleme sonucunda, ki o dinleme
yapılan telefon doğrudan doğruya Yargıtay'ın santraline bağlı bir
telefon, 'orada yapılan dinlemeleri başka bir veriye geçirip tespit
edilenleri imha edin' talimatı var. Bu talimat ancak dinlenme
yapıldıysa verilecek bir talimattır. Eğer gerçekten dinlenemediyse
müfettişin bu sözü gerçeğe uygun değildir. Eğer öyle yapılmış ise o
başkanın beyanı gerçeğe tamamen aykırıdır. Emniyete yazılan yazı
gerçekte silindiğini zanneden ve bunun ele geçmeyeceğini hesap eden
bir anlayışın ifadesinden öteye gitmez" dedi.
Şimşek'in, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 6 yıl dinlendiğini
söylediğinin hatırlatılması üzerine de Kanadoğlu, yasal olmayan
dinlemelerin önüne geçmenin bir yolunun bulunması gerektiğini
vurguladı.
Kanadoğlu, "Elbette ki bir Başbakan da dinlenememelidir. Dinlemenin
yasal olarak yapılmasına kimsenin bir söyleyeceği yok. Ama kanunun
dışına çıkarak yasalmış, kanuna uygunmuş gibi yapıldığı iddia
edilen bu dinlemeler aslında bir hukuk devletine değil, kanun
devletine bile yakışmaz. Bu polis devleti demektir, bunun adı
diktadır" dedi.
Yasadışı dinlemenin başka bir olay olduğunu belirten Kanadoğlu,
yasaya uygun yapılan dinlemelerin de yasaya uygun kalması
gerektiğine işaret etti. Sorular üzerine Kanadoğlu, Yargıtay
üyelerinin Birinci Başkanlık Kurulu'nun izniyle dinlenebileceğini
anımsatarak, "Siz eğer Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 135. maddesine
uygun dinleme yapıyorsanız ve 140. maddeye uygun teknik takip
yapıyorsanız size kimsenin bir şey söyleyeceği yok. Ama bunun
dışında bir eyleme giriştiğiniz anda hem hukukun dışına çıkarsınız,
hukuka uygun olduğu ileri sürülen kanunun da dışına çıkarsınız"
ifadelerini kullandı.
Sabih Kanadoğlu, Türkiye'nin bugün bir hukuk devleti olmaktan hızla
çıkarıldığını ileri sürerek, "Çünkü yargı bağımsızlığı ortadan
kaldırılıyor. Çünkü siyasi iktidar bugün ödüllendirme ve
cezalandırma ilkelerini kullanarak kendisine bağımlı bir yargı
yaratma peşindedir. Onun için böyle bir teşebbüse girişimin
bitirilmesi lazım" diye konuştu