Kamu yönetiminde yeni dönem
Abone olBaşbakanlık İdareyi Geliştirme Başkanı Prof.Dr. Azim Öztürk, kamu yönetiminde şeffaf, katılımcı ve etkin bir yönetim hedefliyoruz dedi.
Kamu yönetiminin yeniden yapılandırılmasına yönelik yapılan
çalışmalar kapsamında, ilk etapta kamu hizmetlerinin yüzde 40'ının
yerel yönetimler tarafından, yüzde 60'ının da merkezi yönetim
tarafından yapılmasına çalışıldığı bildirildi. Başbakanlık İdareyi
Geliştirme Başkanı Prof.Dr. Azim Öztürk, kamu yönetiminin yeniden
yapılandırılmasına yönelik yaptıkları çalışmalarda, düşük maliyetle
çalışan etkin, şeffaf, katılımcı, insan haklarına saygılı ve
vatandaşı müşteri olarak algılayan kamu sistemi arzuladıklarını
söyledi. Türkiye'de halen kamu hizmetlerinin yüzde 10'unun yerel
yönetimler, yüzde 90'ının da merkezi idare eliyle yapıldığını
belirten Öztürk, ''Gelişmiş ülkelerde bu oran yüzde 50'dir. Biz ilk
etapta kamu hizmetlerinin yüzde 40'ının yerel yönetimler
tarafından, yüzde 60'ının da merkezi yönetim tarafından yapılmasına
çalışıyoruz'' dedi. Öztürk, yerel yönetim harcamalarının GSMH'ye
oranının İsveç'te yüzde 28, Danimarka'da yüzde 30, ABD'de yüzde 11,
Fransa'da yüzde 9 ve İngiltere'de yüzde 12 iken Türkiye'de bunun
sadece yüzde 2 civarında olduğunu belirtti. Mevcut yönetim
yapısında ''Her şey devlet içindir'' mantığının hakim olduğunu
anlatan Öztürk, ''Bu mantığın sonuçlarını hep birlikte yaşıyoruz.
Oysa unutulmamalıdır ki (uzaktan hükümet edilir, yerinden
yönetilir)'' dedi. Ekonomiyi ''Bir milletin yeteneklerinden
yararlanma ve fayda'' olarak tanımladıklarını anlatan Öztürk,
''Ancak, milletin yeteneklerinden en iyi şekilde yararlanılması
için, o milletin yönetime katılması gerekir'' diye konuştu.
''Demokrasinin tam manasıyla uygulanması için devletin (hizmet
devleti) olma zorunluluğu vardır'' diye konuşan Öztürk, şunları
kaydetti: ''Çünkü kamu erkinin geçerliliğini belirleyen onun hukuki
kaynağı değil, hukuka uygun olarak sağladığı hizmetlerdir. Bu
durumda artık devlet, emreden bir kudret olmaktan çıkmış ve hizmet
eden bir grup haline gelmiştir. Kraldan fazla kralcı, tanzimat
geleneğiyle devleti sahiplenen, halkı olgunlaşmamış, rüştünü
ispatlamamış kabul eden bürokratik anlayış yerine (devlet halk
içindir) anlayışının gelmesi gerekir.''