Kamu-Senden stopaj eleştirisi
Abone olTürkiye Kamu-Sen ekonomik kararların ''tam teslimiyetin belgesi'' olduğu savunuldu.
Türkiye Kamu-Sen Genel Merkezinden yapılan açıklamada, ''Yabancı
yatırımcıya stopaj kıyağı yapılarak bütçeye milyarlarca dolarlık ek
yük getirilmesi, hükümetin uyguladığı politikanın vatandaşa değil
sermayeye yönelik olduğunu ortaya koymaktadır'' denildi.
Açıklamada, alınan son ekonomik kararların ''tam teslimiyetin
belgesi'' olduğu savunuldu.
Hükümetin uyguladığı sıcak para politikasıyla soğutulan ekonomide,
yabancı yatırımcıya stopajın sıfırlanmasıyla birlikte ''denizin de
bittiği'' ileri sürülerek, ''Taşıma su ile değirmenin
dönmeyeceğini, yurtdışından gelen sıcak paranın istihdama ve
üretime yönlendirilmediği sürece ekonomide yalancı bir baharın
ardından çok çetin şartların ortaya çıkacağını belirtmiştik''
denildi. Açıklamada, şunlar kaydedildi:
''Nitekim geçtiğimiz ay yaşadığımız döviz kuru ve faiz hareketleri
bunun en açık örneği olmuş ve ekonomik dengelerin sıcak para ile
pamuk ipliğine bağlı olduğunu göstermiştir. Bu durum karşısında AKP
Hükümeti, küresel sermaye karşısında tam anlamıyla teslim bayrağını
çekmiş ve yabancı yatırımcıya ödenen faizden kesilen stopajı
sıfırlamıştır. Bu yolla da ekonomide imtiyazlı bir sınıf yaratmış
ve yabancıları Türk yatırımcıdan ayrı tutmuştur. Türkiye Kamu-Sen
olarak bir kez daha uyarıyoruz: sıcak para ile oluşturulan deniz
artık bitmiştir.
Sıcak parayı çekmek için stopajlar dahi sıfırlanmış ve ekonomide de
tam teslimiyet gerçekleşmiştir. Bu kararın ekonomi kurmaylarının
kendi kararı olmadığı, küresel sermayenin telkinleri ile hayata
geçirildiği açıktır. Her fırsatta vatandaştan alınan dolaylı
vergilerin artırılmasını isteyen IMF yetkililerinin, ekonomiye
milyarlarca dolar yeni yük getireceği açık olan bu kararı
alkışlarla desteklemesi manidardır. Memurlarımızın maaşları reel
olarak azalırken, vatandaşlarımız alım gücü günden güne düşerken,
yabancı yatırımcıya stopaj kıyağı yapılarak bütçeye milyarlarca
dolarlık ek yük getirilmesi, hükümetin uyguladığı politikanın
vatandaşa değil sermayeye yönelik olduğunu ortaya
koymaktadır.''