Kalp krizinden kurtulmak mümkün!
Abone olHer iki ölümden biri 'kalp'ten kaynaklanıyor. Dünyada yılda 17 milyon, AB’de 2 milyon, Türkiye’de 200 bin kişi kalp hastalıklarından ölüyor. Gençlerin kalbi ise alarm veriyor.
Kalp hastalıkları yüzde 48 oranla dünyada tüm ölümler arasında
birinci sırada. Daha önemlisi; Türkiye’de her yıl 200 bin kişi
koroner hastalıklar havuzuna katılıyor.
İyi olan ise değiştirilebilir nedenler devre dışı bırakıldığında,
kalp hastalıklarının yüzde 80 oranında önlenebilmesi.
İÜ Cerrahpaşa Tıp fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Hakan Karpuz, kalp hastalıklarının gençler arasında
giderek artmasının tabloyu daha da kötüleştirdiği görüşünde.
"Son yıllarda genç nüfusta kalp hastalıkları artış gösteriyor.
Nedenler, genel kalp hastalıkları nedenleriyle aynı.
Sigara, kötü beslenme ve hareketsiz yaşam. Bir de
son zamanlarda tavan yapan psikososyal stres" diyen Prof. Karpuz'un
vurgu yaptığı nokta, bu nedenlerin önlenebilir ve değiştirilebilir
olması.
DUMANSIZ HAVA SAHASIYLA YÜZDE 17 AZALMA
"Bunların başında sigara geliyor.
Türkiye’de 15-17 yaş arasındaki çocukların her gün sigara içme
oranı yüzde 22. Her üç üniversite öğrencisinden biri sigara içiyor.
Çok açık ve net; toplumun sigara konusunda bilinçlenmesi şart.
İskoçya’da başka hiç bir önlem alınmadan sadece dumansız hava
sahası sağlanmış ve bir yıl içinde akut koroner arter
hastalıkları nedeniyle hastane ve acillere başvuru yüzde
17 oranında azalmış. Yapılan tek şey sigara yasağının
uygulanması."
Araştırmalar, dünyada koroner kalp hastalığında en önemli faktörün
kolesterol olduğunu gösterirken, Türkiye'de ilk neden sigara. Peki
bir numaralı ölüm nedeni olan kalp hastalıklarını önlemek için
neler yapılabilir? Prof. Karpuz'un görüşleri:
KONTROL İÇİN 40 YAŞINI BEKLEMEYİN
"20 yaşın üzerindeki herkes, hiçbir şikayeti olmasa
da bir kez kolesterolüne baktırmalı, değerler normalse 5 yılda bir
kontrol yeterli. 20 yaş altındaki bir çocuğun birinci derecedeki
akrabalarında 50 yaşın altında koroner arter hastalığı veya
kolesterol varsa, o çoçuğun da kolesterolüne bakılması gerek. Çünkü
koroner arter hastalığını oluşturan plaklar 30-40 yaşından sonra
oluşmuyor, daha 10’lu yaşlarda oluşmaya başlıyor. Plaklar bir iki
günde oluşmaz, bunların oluşması yıllar sürer.
Kalp sağlığında amaç bu plakları tedavi etmek değil,
plakların oluşmasını engellemek. Bunu başlatan nedenlerin
başında da kolesterol geliyor. O nedenle çocukların fast-food
beslenmeden uzak tutulması gerekiyor. Aileler çocukları hamburger,
patates kızartması gibi yiyeceklere değil, meyve-sebze ağırlıklı,
yağdan fakir ve Akdeniz tipi beslenmeye alıştırılmalı ve onlara
örnek olmalı. Okullarda doğru beslenme kampanyaları yapılmalı,
zararlı besinler yasaklanmalı."
KENDİMİZİ KANDIRMAYA ÇOK MÜSAİTİZ
Amerikalılar, Türklerden daha şişman olmalarına
rağmen, kalp hastalıklarından ölüm oranı Amerika'da daha düşük.
Prof. Karpuz, bunun nedenini, "Çünkü onlar şişmanlar ama
daha hareketliler" diye açıklıyor.
"Biz tembel bir toplumuz ve kendimizi kandırmaya çok müsaitiz.
Mesela kadınlara sorduğunuzda, 'Gün boyunca oturmuyoruz, zaten
yoruluyoruz' derler. Ama bizim için o gerçek hareketlilik değildir.
Gerçek hareketlilik mümkünse her gün, ama mutlaka haftada 5 gün,
mümkünse saatlerce, ama en az 45 dakika hareket etmek demektir. En
iyisi ve en basiti de yürüyüştür.
Bazıları, ‘Ben kalp veya tansiyon hastasıyım ya da by-pass
ameliyatı oldum’ gibi gerekçelerle hareket kısıtlaması
yapıyor, bu yanlış bir yaklaşım. İyi tedavi edilmiş bir kalp
hastası cinsel aktiviteleri de dahil olmak üzere normal bir kişi
gibi hayatını sürdürmeli.
CİNSELLİK EN İYİ EFORLU TEST
Amerika’da yapılan araştırmalar, mutluluk nedenleri
arasında cinselliğin çok önemli bir yer tuttuğunu gösteriyor. Kalp
hastalarının da bu mutluluktan mahrum kalmaması gerek. Ayrıca
cinsellik belirli bir hareket sağladığı için aktivite açısından da
önemli, hatta bence en iyi eforlu test."
Fiziksel aktivitenin kalp hastalıklarının gelişmesindeki önemine
böyle vurgu yapan Prof. Karpuz, çocukların giderek hareketsiz bir
yaşama itildiklerinin de altını çizdi.
ÇOCUKLARI TEMBELLEŞTİRİYORLAR
"Biz hareketin önemini anlatıp okullarda beden
eğitimi derslerinin artırılması gerektiğini söylerken, yöneticiler
beden eğitimi derslerini bile seçmeli yapıyorlar. Böyle bir şey
olabilir mi? Bir tek beden eğitimi dersi koymak belki ileride
yapacağımız tonlarca masrafı engelleyecek. Yani çocuklarımızı iyice
tembelleştirmek için yeni yollar buluyorlar. Zaten çocuklar
yeterince hareketsiz. Bilgisayar veya televizyon karşısında,
hamburger ya da patatesi alıp oturuyorlar. Aileler de rahat, çünkü
çocuğun sesi çıkmıyor ama ne oluyor, çocuk obez oluyor, asosyal
oluyor. O nedenle Çocukları mümkün olduğunca hareket edebileceği
aktivitelere yönlendirmek lazım."
TÜRKİYE PSİKOSOSYAL STRESTEN ZENGİN KAYNAK
Aynı zamanda Türk Kardiyoloji Derneği Basın ve Halkla
İlişkiler Kurul Başkanı olan Prof. Karpuz, psikososyal stresin de
önemli bir faktör olarak karşımıza çıktığını söyledi, "Son
zamanlarda Türk toplumu için psikososyal stres de tavan yaptı"
dedi.
"Depresyonun insanda arterleri bozacak bazı faktörleri
tetiklediğini ve risk faktörlerini artırdığını biliyoruz.
Psikososyal stres de pıhtılaşmayı sağlayan trombositleri artırıyor,
kalp hızı değişkenliğini azaltıyor, damarın iç tarafındaki ince zar
yani endoteli bozuyor. Bunların birbiriyle organik bağlantıları
olduğu artık kesin. Depresyon ve psikososyal stres kalp sağlığını
olumsuz etkiliyor ve Türkiye bu açıdan çok zengin bir kaynak."
KALBİNİZ TEKLEMEDEN BU TESTLERİ YAPTIRIN
Prof. Karpuz, kalp hastaıklarında değiştirilemeyen
faktörlerin ise yaş, genetik geçiş ve cinsiyet olduğunu
söyledi.
"Kalp sorunları yaşla beraber artar. Kadında 55, erkekte 65 yaş
altındaki birinci derece akraba kalp hastalığından ölmüşse bu da
genetik risk faktörüdür. Östrojenin katkısı dışında kadın ve
erkeklerde kalp hastalığı görülme oranı hemen hemen aynıdır,
menopoza kadar kadınlarda kalp hastalıkları daha azdır, menopozdan
sonra eşitlenir."
Kalp sağlığında tansiyon, kolesterol ile açlık ve tokluk kan şekeri
düzeyi en önemli göstergeler. Kalbiniz teklemeden bu tahlilleri
yaptırın. Değerlerde sapma olsun ya da olmasın kontrolü elden
bırakmayın ve kardiyoloğunuzun tavsiyelerine mutlaka uyun.
ntvmsnbc