Kadınların en büyük korkusu
Abone olOsmangazi Üniversitesi Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Atilla Yıldırım, çoğu kadının korunmasız ilişki sonrası gebelik korkusu yaşadığını söyledi.
Prof. Dr. Yıldırım, AA muhabirine yaptığı açıklamada, birçok
kadının geciken adet nedeniyle ''getirici-söktürücü'' olduğu
düşünülen enjeksiyonlar yaptırdığını veya başka ilkel yollara
başvurduğunu belirterek, Türkiye'de korunmasız ilişki sonrası gebe
kalma korkusuyla bazı kadınların ilkel yöntemlerden kürtaja kadar
birçok yola başvurduğunun tespit edildiğini kaydetti. Bu işlemlerin
sonunda kadınların sağlık yönünden ''üreme sisteminin zedelenmesi
ve yaşamsal sorunlar'', sosyal yönden de ''çevre tarafından
dışlanma'' gibi sıkıntılarla karşılaşabildiğini ifade eden Prof.
Dr. Yıldırım, şöyle konuştu: ''Korunmasız ilişki sonrası gebelik
korkusu kadınlarda büyük kaygı yaratmaktadır. Sağlıklı bir çiftin
aylık adet dönemi içerisinde korunmasız ilişki ile gebelik oranı
ortalama yüzde 25 düzeyindedir. Çocuk sahibi olmaya çalışan
çiftlerde yapılan çalışmalarda yumurtlamadan 1-2 gün önce
korunmasız olarak yapılan tek ilişki sonucu gebe kalma olasılığının
ise yüzde 8 olduğu gözlenmiştir. Ancak, doğurganlığın en yüksek
olduğu 19-20 yaş grubunda bu olasılık yüzde 50'ye
çıkabilmektedir.'' ''KÜRTAJ AİLE PLANLAMASI YÖNTEMİ DEĞİL'' Prof.
Dr. Yıldırım, ''korunmasız ilişki, hap kullanımının unutulması,
iğneyle korunmalarda iğnenin birkaç hafta geciktirilmesi, kondomun
yırtılması ya da yerinden çıkması'' gibi durumlarda, 3-5 gün içinde
acil korunma haplarının alınması halinde gebelik riskinin yüzde 1-
2'ye düşebildiğini belirterek, acil korunmanın etkinliğinin
korunmasız ilişki ile tedavi arasındaki süreye bağlı olduğunu
bildirdi. Kürtajın aile planlaması yöntemi olmadığını anlatan Prof.
Dr. Yıldırım, ''Günümüzde artık ertesi gün hapı denilen acil
korunma yöntemleri bulunuyor. Bu nedenle kadınlar gebelik
korkusuyla ilkel yöntemlere veya başka yollara başvurmamalıdır''
diye konuştu.