Kadınlarda bu yaşa dikkat
Abone ol35 yaş üstü anne adaylarında yumurtalık rezervi düşüşe geçtiği için ikinci çocuk isteği olan çiftlerin gecikmemelerinde fayda var.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum
Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Hakan Şatıroğlu, 35 yaş üstü
anne adaylarında yumurtalık rezervi düşüşe geçtiği için ikinci
çocuk isteği olan çiftlerin gecikmemelerinde fayda olduğunu
söyledi.
Şatıroğlu, düzenli ve korunmasız cinsel birliktelik yaşayan bir
çiftin bir yıl sonunda gebeliğe ulaşamamasına ''primer
infertilite'' (birincil kısırlık), daha önce bir bebeğe sahip
olmalarına rağmen ikinci gebeliğin gerçekleşmemesine ise ''sekonder
infertilite'' (ikincil kısırlık) adı verildiğini söyledi.
Sekonder infertilitenin en başta gelen sebebinin, hem erkek hem de
kadında ilerleyen yaş durumu olduğunu bildiren Şatıroğlu, sözlerini
şöyle sürdürdü:
''İnsanoğlunu işleyen bir mekanizma olarak ele alırsak, bu
mekanizmada zaman içinde bazı aksamalar, bozukluklar oluşması
doğaldır. Her makinenin bir miadı, arıza yapmadan düzgün bir
çalışma süresi olduğu gibi insan üreme sisteminde de zamanla
aksamalar meydana gelebilir. Sekonder infertilite, çoğu zaman
kadının yumurtalık rezervine bağlı olarak ya da erkeğin sperm
sayısı ve kalitesindeki bozulmadan dolayı meydana gelir.''
İlk çocuğa sahip olan çiftlerin genellikle ikinciyi yapmakta
aceleci davranmadığını kaydeden Şatıroğlu, birincil kısırlıkta
olduğu gibi, ikincil kısırlıkta da bir yıllık korunmasız cinsel
birliktelik sonucunda bir gebeliğin oluşmaması durumunun söz konusu
olduğunu bildirdi.
Toplumda ''Kısırlığın çoğunlukla kadına bağlı sebeplerden
oluştuğu'' gibi yanlış bir ön yargının olduğuna işaret eden
Şatıroğlu, erkek kaynaklı infertilite yüzdesinin hiç de hafife
alınacak boyutlar olmadığını vurguladı.
Özellikle yaşa, strese ve sigara kullanımına bağlı olarak sperm
sayısı ve kalitesinde ciddi düşüşler yaşandığını belirten
Şatıroğlu, 'Bazen en başından beri bu tür bir soruna sahip erkek
tesadüfen bebek sahibi olabiliyor. Fakat ikinci bebek isteği
gündeme geldiğinde aradan geçen zamanla birlikte spermlerin durumu
daha da kötüleştiği için doğal yollarla çocuk sahibi olmak
zorlaşıyor. Aynı durum kadın için de söz konusu olabiliyor.
Kadınlar belli bir yumurtalık rezervine sahiptir. İşte bu
yumurtalık rezervi kimi zaman vaktinden önce tükenir ve kadın
doğurganlık özelliğini kaybeder. Bunun dışında kadının üreme
organlarında meydana gelebilecek aksaklıklar da gebeliğe engel
teşkil edebilir.''
Birincil ve ikincil kısırlık belirtilerinin benzeştiğini, ancak
ikincil kısırlığın en büyük tetikleyicisinin ilerleyen yaş olduğunu
belirten Şatıroğlu, ''35 yaş üstü anne adaylarında yumurtalık
rezervi belli bir düşüşe geçtiği için ikinci bir çocuk isteği olan
çiftlerin ellerini çabuk tutmasında fayda vardır. Doğal yollarla
ikinci çocuklarına sahip olamayan çiftler için durum, birincil
kısırlık teşhisiyle tedavi gören çiftlerden çok farklı
olmayacaktır. Annede yumurta, babada da sağlıklı sperm bulunduğu
sürece yine yumurtlama tedavisinden tüp bebek tedavisine kadar
uzanan çeşitli tedavi seçenekleriyle çocuk sahibi olmalarına
çalışılır'' diye konuştu.