Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında tutuklanan ve itirafçı olan Jandarma Binbaşı Haydar Hacıpaşalıoğlu, "15 Temmuz'da gerçekleştirilmeye çalışılan silahlı darbeye teşebbüs olayının emrini veren kişinin cemaat imamımız, büyüğümüz, liderimiz Fetullah Gülen olduğunu söyleyebilirim. Eşime cemaat mensubu olduğumu hiçbir zaman söylemedim. Zaten söyleseydim eşim sol görüşlü birisi olduğu için beni ihbar ederdi." dedi. FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin soruşturmada savcılıkça ifadesi alınan ve etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak isteyen Hacıpaşalıoğlu, ifadesinde, örgüte ve darbeye ilişkin dikkati çekici itiraflarda bulundu. "SORULAR DİREKT VERİLMEDİ AMA..." Askeri okul sınavlarını kazandığını dile getiren Hacıpaşalıoğlu, "Şunu belirtmek isterim ki askeri lise giriş sınavı soruları bana direkt verilmedi ancak bana ders çalıştırdıkları sırada gösterdikleri sorular, sınavdakilere birebir benziyordu. Bu nedenle yazılı sınavı hiç zorluk yaşamadan ilk 100'e girerek kazandım. Spor müsabakalarını da kazanarak Bursa Işıklar Askeri Lisesi'ne kayıt oldum." diye konuştu. "KENDİMİZİ NASIL SAKLAYACAĞIMIZ KONUSUNDA DA BİLGİLENDİRME YAPILIYORDU" Ankara'da Kara Harp Okulu'na gidince, bu döneme kadar ilişkisini kestiği cemaatle "Murat" kod isimli kişi sayesinde tekrar iletişime geçtiğini ifade eden Hacıpaşalıoğlu, şu bilgileri verdi: Kara Harp Okulu'ndan mezun olduktan sonra Mamak Muhabere Okulu'nda bir yıl daha okudum ve bu süreçte kod adı 'Bilal' olan kişiye devroldum. Bu dönemler hep kitap, Kur'an okuma, vaaz dinleme şeklinde geçti. Okulda kendimizi nasıl saklayacağımız konusunda da bilgilendirme yapıyorlardı. Bu saklama şekli abdest alırken ve namaz kılarken kimseye görünmeme, yasak yayınları bulundurmama, çevrede cemaatle ilgili konuşmama şeklindeydi. "Çarşıya çıktığım bir gün 'Murat' kod adlı birisi yanıma gelerek, beni tanıdığını, daha önceden cemaatten olduğumu bildiğini ve beni tekrar kazanmak istediklerini söyledi. Beni ihbar ederek okuldan atılmama neden olacağı endişesiyle tekrar bu kişi ile görüşmeye başladım ve irtibatım bu şekilde devam etti. "Eşim cemaatten olmadığı ve sol görüşe sahip olduğu için cemaat abim bu evliliği tasvip etmediğini söyledi. Ben eşimi sevdiğimi söyledim. Eşimi tasvip etmeseler de kararlı olduğumu görünce evliliğime engel olmadılar. Eşimi cemaate kazandırmam durumunda görüşmelerimizin sıklaşacağını söylediler. Eşime cemaat mensubu olduğumu hiçbir zaman söylemedim. "ARTIK KURTULUŞ YOKTU" Söylediklerine göre maneviyatımı kuvvetlendiriyorlardı. 2001'de İzmir Seferihisar'a tayin oldum. Bu dönemde cemaatten tekrar uzaklaştım. 2002 Ağustos atamalarında Aydın Jandarma Bölük Komutanlığı'na tayin oldum. Burada görev yaparken kod adının 'Muzaffer' olduğunu hatırladığım bir öğretmen abi ile tanıştım. Daha sonra bu kişi ile samimiyetimiz ilerleyince bana cemaatin yeni abisi olduğunu söyledi. Sürekli gelgitler yaşadığım, ahiretimin kurtulmasını istedikleri gibi telkinlerle tekrar beni irtibat kurmaya ikna etti. Artık kurtuluş olmadığına ikna olduğumdan kabul ettim." "EŞİME GÜLEN MENSUBU OLDUĞUMU HİÇ SÖYLEMEDİM" Haydar Hacıpaşalıoğlu, bu sıralarda evlilik hazırlıkları yaptığını dile getirerek, şunları kaydetti: "14 TEMMUZ AKŞAMI BİR ÖRGÜT ABİSİ..." Şüpheli Hacıpaşalıoğlu, 14 Temmuz akşamı Muhterem Çöl'ün evinde kendisiyle görüşen bir örgüt abisinin "artık sürecin dayanılmaz boyutlara ulaştığını, cemaat ile ilişkili kişilerin tespit edildiğini, bu kişilerin tamamının meslekten atılacağını ve yıllarca hapislerde yatırılacağını, bir şeyler yapılmazsa cemaat mensuplarının tamamen tasfiye edileceğini" anlattığını, bu kişinin "Fetullah Gülen'in talimatlarıyla yarın için önemli bir faaliyet olacak" diyerek duygu dolu konuşmalar yaptığını aktardı. Bu konuşmalardan derinden etkilendiğini ve önemli bir faaliyet olacağını anladığını dile getiren Hacıpaşalıoğlu, bu kişinin verdiği 500 lirayla aldığı Android işletim sistemli telefona “Line” adlı bir program yüklendiğini, bundan sonra iletişimin buradan kurulacağının aktarıldığını söyledi. "Bir şansım olsaydı darbe teşebbüsüne iştirak etmezdim" Jandarma Kurmay Binbaşı Eşref Fırat, Jandarma Kurmay Binbaşı Selçuk Dal ve Jandarma Binbaşı Uğur Çelik'in FETÖ/PDY terör örgütüne mensup olduklarını savunan Hacıpaşalıoğlu, ifadesinde bu isimlerle ilgili şunları söyledi: "Şöyle ki cemaat abisi Muhterem Çöl'ün evine bu kişilerle giderdim ve birlikte sohbet toplantıları yapardık. Biz sürekli kod isimleri üzerinden cemaat abilerimizle diyaloğa geçerdik. Cemaat abileri tarafından verilen emirleri hiçbir şekilde sorgulamazdık. Zaten cemaat içerisinde herhangi bir sorgulama yapılmasına kesinlikle izin verilmezdi. Verilen emir ve talimatlar sorgulama yapılmaksızın yerine getirilirdi. 15 Temmuz'da gerçekleştirilmeye çalışılan silahlı darbeye teşebbüs olayının emrini veren kişinin cemaat imamımız, büyüğümüz, liderimiz Fetullah Gülen olduğunu söyleyebilirim. Darbe teşebbüsü olayına karıştığım için büyük pişmanlık duymaktayım. Ben bu olayda insanların şehit olacağını düşünmemiştim. Bir şansım olsaydı kesinlikle darbe teşebbüsüne iştirak etmezdim."