İtalyan kuyumcuların Türk korkusu

Zaman Gazetesi'nin haberine göre, altın takıda 200 yıllık bir geçmişi bulunan İtalya, ihracatta 300 tonla dünya birinciliğini koruyor. Ancak, Türkiye'nin 15 yıl gibi kısa sürede 90 ton ihracata ulaşması İtalyan takı üreticilerinin en büyük kâbusu haline geldi. Sektörün duayenlerinden Atasay Kamer, 'Biz istesek onları bu piyasadan kovarız.' diyor. Dünya takı ihracatında İtalyanlardan sonra ikinci sırada yer alan Türkiye, bu alanda İtalya’nın korkusu haline geldi. Yılda 300 ton takı ihraç eden İtalya’yı yine yılda 90 tonla Türkiye takip ediyor. Ancak, 300 tonluk takı ihracatı için 200 yıllık bir geçmişe sahip bulunan İtalya’nın aksine Türkiye 10–15 yıl gibi kısa bir zamanda İtalya’yı takip eder konuma geldi. İşte bu yüzden İtalyan takı ihracatçıları en çok Türk meslektaşlarından çekiniyor, pazarı onlara kaptırmak istemiyor. Hatta, altın takı elde etme yöntemlerinden biri olan ‘pres’te İtalyanların Türklerle baş edemeyip bu alandan çekildikleri belirtiliyor. Bu konuyu hatırlatan Atasay Kuyumculuk Yönetim Kurulu Başkanı Atasay Kamer, “Her konuda o piyasadan onları kovarız biz. İtalyanların yegane korkusu Türklerdir. Bunu kendileri de söylüyorlar zaten” dedi. Kuyumculuk sektörünün önünün açılması durumunda Türkiye’nin İtalya’nın önüne geçebileceğini belirten Atasay Kamer, parasal teşviklerden ziyade kanunlarda ve sigorta, vergi gibi konularda kolaylık sağlanması gerektiğini söyledi. Güney Afrika, Dubai gibi ülkelerden teklif aldıklarını belirten Kamer, bu gibi ülkelerde teşvik alabilme imkanlarının olduğunu, 10 sene vergi muafiyeti, ucuz elektrik gibi cazip öneriler bulunduğunu hatırlattı. Kamer, “Kendi ülkemizde yatırım yapmak istiyoruz. Kendi insanımız kazansın istiyoruz. O bakımdan da biraz yokuşa sürüyoruz galiba. Gerçi bu duygusal bir düşünce, akılcı bir düşünce değil. Tabii insanların sadece aklı değil, duygusu da vardır.” dedi. Kamer, krizlerle birlikte üretimlerinin yüzde 25’ini ancak karşılayan ihracat rakamını yüzde 80’lere çıkardıklarını anlattı. Atasay kuyumculuk sektöründe ihracat lideri olarak bulunuyor. Üst düzey yöneticilerin kuyumculuk sektöründe 500 kişilik, 800 kişilik, 1000 kişilik fabrikalar olduğunu belki de bilmediğini kaydeden Kamer, “Kuyumculukta artık bir tekstil, deri sektörü kadar mühim. Türkiye’de altın yok. Kuyumculuk tamamen yüzde 100 el işi satıyor. Bugün İzmir’den, Maraş’tan, Ankara’dan altın ihracatı yapılıyor. Devletten parasal teşvik istemiyoruz. Önümüzü açsınlar, yeter. Kanunların değişmesi lazım. İşçi yasası çok mühim. Ortam hazırlanırsa bütün işsizlere iş bulunur. Vergi ve sigorta almasınlar, ihracat şartını da getirsinler. 10 bin kişiyi işe al desinler. Bu sistemi kurmaya hazırım. Çünkü yurtdışında bu şartlarda rekabet edebilirim.” dedi. ‘Dünya markası olacağız’ Türkiye’nin ilk takı ihracatçısı Atasay Kamer mart ayından sonra ortaya çıkaracakları bir projeyle bir anda dünya markası olacaklarını açıkladı. Kamer, altın takıda birçok ilkin sahibi olduklarını hatırlatarak bu projeyle bu defa dünyada bir ilki gerçekleştireceklerini söyledi. Proje ile bir anda dünya çapında marka olarak tanınma konusunda büyük mesafe alacaklarını belirten Kamer proje kapsamında kurulacak sistemle en zengin hanımların taktığı takıların alt versiyonlarını, gelir düzeyi çok düşük bayanların da takabileceklerini ifade etti. Savaşın altın fiyatlarını olumsuz etkilediğini hatırlatan Kamer, savaşın çıktığı gün fiyatların gerilemeye başlayacağını söyledi. Kolunun yokluğu ona güç verdi Atasay Kamer, 1 yaşında bir kaza sonucu kolunu kaybetmiş. Ancak bu onu normal insanlardan geri bırakmamış, bilakis daha atılgan yapmış. Kamer, “1963 senesinde jeep kullanmaya başladım. 16 yaşımda akordeon çalmaya başladım. Akerdeon sağ elle çalınır. Ben ters takarım.1971de ehliyetimi aldım. ‘Sakatlara niye ehliyet vermiyorsunuz?’ diye İçişleri Bakanlığı’ndan yasa çıkarttırdık. Benim için emeklilik diye bir kavram yok. Şu anda bayilerimizle bilgisayar kanalıyla konuşuyor ve dertlerini dinliyorum." dedi.