İsyankar Kılıçdaroğlu itaatkar Bahçeli!
Abone olCan Dündar, CHP lideri Kılıçdaroğlu ile MHP lideri Bahçeli'nin üniversite yıllarından bu yana gelen tarihlerini yazdı...
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu milletvekili yaptığı
Ergenekon sanıkları Mehmet Haberal ile Mustafa Balbay'ın tahliye
edilmemesi üzerine yemin etmeme kararı aldı. Benzer bir davadan
yargılanan MHP Milletvekili Engin Alan için ise MHP lideri Devlet
Bahçeli'nin tavrı yargı kanalıyla bu sorunun çözülmesini beklemek
oldu.
İki liderin aynı soruna karşı ortaya koydukları bu iki farklı tavrı yorumlayan Milliyet yazarı Can Dündar "Liderler biraz da mazilerinin ürünüdür" diyerek iki liderin üniversite yıllarına gitti.
Aynı yıllarda aynı fakültede eğitim görüp aynı yıl mezun olan bu
iki liderin o zaman yaşadıklarıyla bugünü karşılaştıran Dündar,
"Bahçeli'nin kampında disiplin, saygı ve itaat esas.
Kılıçdaroğlu kampında ise isyan, itaatsizlik ve
sorgulama..." diyerek etkileyici bir yazı kaleme aldı.
İşte Dündar'ın yazısından bazı bölümler:
"1968 yılı... Ankara Ticari İlimler Akademisi...
Öğrenciler arasında iki genç dikkati çekiyor. İkisi de 20
yaşında... Aynı sınıftalar... Biri Elazığ Ticaret
Lisesi'nden gelmiş. Parkalı, pos bıyıklı, kasketli bir
devrimci... Diğeri, liseyi İstanbul'da bitirmiş. Türkeş'in
seminerlerini izleyen, Cumhuriyetçi Köylü Millet
Partisi'nden gençlere yakın bir ülkücü... Biri eylemlerde sol
yumruğu havada "Tam bağımsız Türkiye" sloganı atıyor. Diğeri okulu
solcuların elinden kurtarabilmek için işgal eylemi
yapıyor.
BAHÇELİ TARAFINDA İTAAT ESAS
68 kuşağının iki ana damarını buluşturan o sınıftan, iki lider
çıktı. İkisi, o dönemden birbirini tanırdı. Bahçeli ve
arkadaşlarının örgütlediği işgal eyleminde Kılıçdaroğlu ve
arkadaşları okula girememişlerdi. Ama aralarında kişisel bir
husumet yoktu.
Kılıçdaroğlu, Bahçeli'nin derslere fazla devam etmediğini
gözlemişti, ama Faruk Bildirici'ye, "O, kantine geldiği
zaman, ülkücüler ayağa kalkardı" diye anlatmıştı.
Bahçeli'nin kampında disiplin, saygı ve itaat esastı.
Kılıçdaroğlu kampında ise isyan, itaatsizlik ve
sorgulama... Bütün olaylara rağmen ikisi de okulu 1971'de
bitirebildi. Sonra da siyasete yine kendi çizgilerinde devam
ettiler ve çizgilerin liderleri olarak Meclis'e geldiler.
KANTİN YILLARINDAN MECLİS YILLARINA!
Bahçeli'nin yemin krizindeki tavrını eleştirirken Kılıçdaroğlu'nun
"Biz arkadaşlarımızı satmayacağız" demesi, bana ikilinin gençlik
yıllarını hatırlattı...
Demem o ki: Liderler, biraz da mazilerinin ürünüdürler.
Devlet Bahçeli, her zaman kendisine adını veren devletin yanında
duran, onu kollama refleksi olan, itaatkâr bir hareketin içinden
geldi. Kemal Kılıçdaroğlu ise devlete her daim mesafeli durmuş,
ondan çoğu zaman muzdarip olmuş, isyankâr bir mazidendi.
Yemin krizine verdikleri tepki, 60'lı yılların siyasetinde oluşmuş
kişiliklerinin yansımasıdır. Kılıçdaroğlu cephesinden bakıldığında
CHP, "sarı öküzü kaptırmama" politikasında haklıdır. Taviz, yeni
tacizlerin anahtarıdır. Çünkü tarih, direnenlerin yanındadır. Bu
politikadan, hem kurtlar tarafından zayıf düşürülüp hedef seçilmiş
sarı öküzlerin, hem yem olma sırasını bekleyen aciz sürülerin, hem
de her kuşun etini yiyebileceğini sanan aç kurtların alacağı nice
dersler var."