İşveren ve işçiye kötü haber! Mahkeme iade kararı verdi
Abone olİşe iade davalarıyla alakalı emsal nitelikte bir karara imza atan Bölge Adliye Mahkemesi, işçinin işe iade yönündeki başvurusunun samimi olması gerektiğihne hükmetti. Mahkeme; işverenin de işe davette ciddi ve samimi davranmasının mecburi olduğuna dikkat çekti.
İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade
davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru
geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilmedi.
Haksız yere kovulduğunu öne süren işçi, İş Mahekmesi'nin yolunu tuttu. Davacı, iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini, bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek ihbar ve kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, ile yıllık izin ücreti alacaklarının davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etti. Davalı işveren işçcinin samimiyetsiz olduğunu, işe başlamakta naz ettiğini öne sürdü. Mahkeme, işçinin işe iadesine karar verdi.
Hükmü, davalı işveren istinafa götürdü. Bölge Adliye Mahkemesi, kararı onadı. İşe iade kararına rağmen işe başlatılmayan davacı işçi, işveren aleyhine icra takibi başlattı. İşe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücretinin tahsili için icra takibi başlatıldı. Davalı patron takibe itiraz ederek durdurdu. Mahkeme'nin kapısını çalan davacı, İcra Müdürlüğü'nün icra dosyasına yapılan itirazın iptaline ve yüzde 20'den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etti.
Davalı şirket davanın reddini talep etti. Mahkeme; işverenin işçiyi işe davetinin fesih tarihindeki işyeri ve görevine uygun olmadığı, bu suretle işçinin usulünce işe başlatılmayarak iş sözleşmesinin feshinin netleştiği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verdi. Davalı şirket avukatı kararı istinafa götürdü.
Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi, emsal nitelikte bir karara
imza attı. İşe iade davalarında hem patronların hem de işçilerin
samimi olması gerektiğinin vurgulandığı kararda şu ifadelere yer
verildi: "İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır.
İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade
davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru
geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin
süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin
daveti üzerine işe başlanmamış olması halinde, işçinin gerçek
amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir
anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir.
Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı Kanun’un 21.
maddesinin beşinci fıkrasına göre geçerli bir feshin sonuçlarını
doğurur. Bunun sonucu olarak da, işe iade davasında karara bağlanan
işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer
hakların talebi mümkün olmaz. Ancak, geçerli sayılan feshe bağlı
olarak işçiye ihbar ve şartlar oluşmuşsa kıdem tazminatı
ödenmelidir. Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları, hizmet alım
sözleşmeleri, işyeri tescil belgeleri temin edilerek araştırılmalı
ve sonucuna göre davalı şirketin işe davetinde ciddi ve samimi olup
olmadığı belirlenmelidir. Davacının eski coğrafi işyerinde işe
davet edilmemesinin zaruri olarak yapılıp yapılmadığı açıklığa
kavuşturulmalıdır. Bu araştırmalardan sonra davacı ve davalının işe
iade konusunda samimi olup olmadığı değerlendirilmelidir. Sonucuna
göre, feshe bağlı hakların miktarı ile işe başlatmama tazminatına
hak kazanıp kazanmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır. Eksik inceleme
ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.Mahkeme kararının
kaldırılmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine oy birliği
ile karar verilmiştir."