İsveç Parlamentosu, Türkiye
Cumhuriyeti' ni ‘Soykırımcı’ ilan
eden, utanç verici bir karar almıştı hatırlayınız.
Oysa aynı İsveç, medeni
dünyadan saklasa da, tarihçiler ve bilim adamlarının yaptıkları
saha çalışmaları ile soykırımcının bizatihi kendisi
olduğu gerçeğinin üstünü örtemez.
İsveç’in kuzeyinde,
Kiruna adlı bölgede yerleşik bir
Sami grubu var.
Bunların konuştukları dil Ural-
Altay kökenli..
Fince, Macarca, Türkçe
ailesinden..
Kiruna’ya yolunuz düşerse bir
gün, ziyaret etmeniz gereken bir müzeleri var.
Gerçekten müthiş bir müze.
Gelmişlerini geçmişlerini, kültürlerini,
folklorlarını, inançlarını sergiliyorlar.
Müzede sanki Dede Korkut
dekoru var.
İsveç'te değil de Orta
Asya'da hissedersiniz kendinizi.
İsveç’te değil de
Türk illerinde bir müze geziyor zannedersiniz
kendinizi.,
Etnografik geçmişi çok bizden.
Ak çadırdan kara çadıra, şaman davullarına,
silahlara, giysilere, baş süslerine, yaşam biçimlerine,
binlerce yıl öncesine ait uzun göç hikayelerine kadar..
İsveç’te bir
İsveçli’ye sorsanız, onlara “İsveç'in
Kürtleri" diyorlar.
Bizi soykırımcı ilan eden İsveç’in adı,
Norveç'le birlikte azınlıklara uyguladıkları şiddet
nedeniyle, "20. Yüzyıl'ın soykırım uygulayan
ülkeleri" arasına girmiştir.
Osmanlı'nın
Ermenilere uyguladığını iddia ettikleri
zulmün, İsveç tarafından
Samilere uygulandığı, tarihçiler tarafından
kanıtlanmış ve kabul edilmiştir.
Samilere uygulanan yoğun asimilasyon
politikası, bu küçük azınlığa 1990'lara kadar göz bile
açtırmadı.
Anadilleri yasaklandı.
İnançları yasaklandı, zorla
Hıristiyanlaştırıldılar.
Öyle bir hale geldi ki; doğan çocuklar kilisede
vaftiz edildikten sonra, evlerinde, sessizce, Şaman
ritüellerine göre tekrar kutsanıyordu.
Bizi soykırımcı ilan eden
İsveç, 1920'den sonra, Sami nüfusun
artmasını önlemek için 60 binden fazla insan kısırlaştırdı.
Özellikle kadınları.
1900'lerin başında, "Ari Irk"
ı koruma politikalarına uygun olarak Danimarka, İsveç,
Norveç, Finlandiya'da çok yoğun bir tehcir
uygulandı.
Samilere ait topraklara el kondu.
Yeniden toprak satın almaları
yasaklandı.
Göçe zorlandılar.
2. Dünya Harbi'ne kadar ‘tek dil, tek
ulus’ politikası giderek yoğunlaştı..
Zorlaşan yaşam şartları sonunda 100 binlere
varan nüfus, 10 binlere düştü.
İşte bu İsveç, tarihçilerin
bile kanıtlayamadığı ağır bir suçlamayla, Türkiye
Cumhuriyeti' ni “Soykırımcı” ilan
etti.
Biz İsveç’in bu tavrına karşı
kıytırık bir protesto ile yetinirken, Onlar, Banu Avar’ın
İsveç’te Samilere ve Laponlara uyguladığı soykırımı konu
alan belgeselin TRT’de yayınlamasını
engellediler.
‘One minute’ ile sevinen
halkımız bunu bilsin istedim.
Hem İsveç’i tanısın hem bizim aczimizi
öğrensin.