İstifa eden vekilden olay tepki
Abone olAK Parti'de istenmeyen vekil ilan edilen Feyzi İşbaşaran açtı ağzını yumdu gözünü. İstifa toplantısında ağır konuştu.
Polislerle girdiği küfürlü tartışma nedeniyle kesin ihraç
talebiyle Müşterek Disiplin Kurulu’na oybirliğiyle sevkine karar
verdiği AK Parti Elazığ Milletvekili Feyzi İşbaşaran, dün bir basın
toplantısı düzenleyerek partisinden istifa ettiğini açıkladı.
AK Parti'den istifa eden Elazığ Milletvekili Feyzi İşbaşaran, "Bir milletvekilinin Ankara gibi başkentin göbeğinde malını, canını namusunu koruyamayan bir Başbakan, bu ülkeyi nasıl korur?" dedi.
Parlamentoda basın toplantısı düzenleyen İşbaşaran, istifasının gerekçesini anlattı. İşbaşaran, 20 Aralık gece 24.00'den sonra polisle bir olay yaşadığını belirterek, o gün evlenme yıl dönümü olduğunu, beraberinde eşi, baldızı, çocukları ve misafiri ile restoranda yemek yediğini kaydetti. Daha sonra polis ve AK Parti içinde bazı milletvekillerinin olayı değişik yerlere çekmeye çalıştıklarını ifade eden İşbaşaran, "(Efendim yanında biri sanatçı iki sarışın hanımefendi daha vardı), yani belden aşağı vurmak..." dedi.
Yanında getirdiği Kur'an-ı Kerim'i gösteren İşbaşaran, "Bu gördüğünüz Kur'an-ı Kerim. Elimi koyup yemin ediyorum ki o gün polisin trafik kontrolünde benim yanımda bulunan eşim Süreyya İşbaşaran, baldızım Deniz Hanım ve misafirimiz Çiğdem Tunç hanımefendi idi. Bunu başka yere çekmek isteyenler, belden aşağı vurmak isteyenler, eğer Müslümanlarsa, inançları varsa Feyzi İşbaşaran hiçbir şeyden çekinmez. Bu Kur'an-ı Kerim üzerine yemin ediyorum ki aynen böyledir olay" diye konuştu.
"Bir milletvekilinin Ankara gibi başkentin göbeğinde malını,
canını namusunu koruyamayan bir Başbakan, bu ülkeyi nasıl korur?"
diyen İşbaşaran, kendisinin yaşadığı olayın benzerini başka AK
Parti milletvekillerinin de yaşadığını iddia etti.
İşbaşaran MYK toplantısının Mecliste yapıldığını dün akşam
televizyonlardan öğrendiğini belirterek, "Bu suçtur. Parti
organları TBMM'de toplantı yapamaz. Partiler, sadece grup
toplantılarını Mecliste yaparlar, MYK veya MKYK'yı Mecliste
toplayamazlar. Yasal değildir, Meclis Başkanı'nı burada uyarıyorum;
Başbakana ve partiye uyarıda bulunsun. Herhangi bir parti burada,
MYK veya MYK toplantısı yapamaz. Aldıkları karar da geçersizdir.
Benim açımdan geçersizdir" dedi.
"YARGISIZ İNFAZ YAPIYORLAR"
Yaşadığı olaydan dolayı bugüne kadar kendisini ne Başbakan, ne İçişleri Bakanı, ne de partiden herhangi birisinin aradığını kaydeden İşbaşaran, "Hiçbir şekilde irtibat kurulmadı. Yani yargısız infaz yapıyorlar" diye konuştu.
İşbaşaran, MYK kararıyla kesin ihraç istemiyle disiplin kuruluna sevkedildiğini televizyonlardan öğrendiğini, kendisine şu ana kadar bir tebligat yapılmadığını söyledi.
AK Parti'de bugüne kadar fikrini söylediğini ifade eden İşbaşaran, AK Parti Adana Milletvekili Ömer Çelik ile arasında geçen bir olayla ilgili olarak basın mensuplarına mektup dağıttı. Olayın 23 Ağustos 2007'de geçtiğini belirten İşbaşaran, o tartışmayı bir mektupla Başbakan'a aktardığını anlattı.
AK Parti'nin Kızılcahamam kampında yaşanan bir tartışmadan da söz eden İşbaşaran, basına da yansıyan bu tartışmanın ardından yaklaşık bir buçuk yıldır İçişleri Bakanı ile görüşmediğini söyledi.
Fikirlerini her zaman söylediğini ifade eden İşbaşaran, "Sayın Başbakan, Anayasa değişikliğiyle ilgili partide toplantı yaptı. Hatırlarsınız, 2008'de grup grup bizi davet etti. Orada tek fikrini açıkça söyleyen, karşı çıkan ben oldum" dedi.
Fevzi İşbaşaran, "Açık açık eleştiri yaptım. Arkadaşlar dedi ki
'senin işin bitti' Ben de 'Niye bitti, o zaman bizi niye çağırdı'
dedim. Ben Özal ekolünden geldim. Biz Özal ile konuşuyorduk,
tartışıyorduk, demokrasi içinde konuşuyorduk, burada da
konuşuyorum. 'Valla bizim bildiğimiz Tayyip Bey senin işini
bitirir' dediler. 'Bitirirse bitirsin ne yapalım' dedim.
Milletvekilliği, siyaset yapmak zorunda mıyım ama fikrimi söylerim,
söyledim de" diye konuştu.
"BANA TAHAMMÜL ETMELERİ BÜYÜK BAŞARI"
"AK Parti'de susmadığını, bazıları gibi başını sallayıp, 'haklısınız' demediğini" savunan İşbaşaran, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ben devletin ormanında kaçak villa yapmadım. Böyle bir şeyim
yok. Ben milyonlar dolarla ifade edilen rüşvetle protokol yapmadım.
İşim olmadı. İhaleyle işim olmadı. Özelleştirme mallarını peşkeş
çekerken kimseye aracı olmadım. Aracı, aracı olmadım. El Feneri ile
Deniz Feneri ile hiç kimsenin malını götürmedim, hırsızlık da
yapmadım. Ben damadımın yöneticisi olduğu bir şirkete radyo ve
televizyon da almadım. Devletin parasıyla almadım yapmadım. Böyle
bir işim olmadı benim. Oğluma gemicik falan da almadım. Öyle bir
şey de yapmadım. Ben haysiyet, şerefim, namusumla Mecliste
milletvekilliği yapıyorum ve her ortamda fikrimi söylüyorum
söylemeye devam edeceğim. Saydığım işleri yapan arkadaşlar partide
duruyorlar, partideler, milletvekilliğine devam ediyorlar ama ben
gidiyorum. Çünkü ben konuşuyorum. Beni susturamazlar, konuşuyorum,
konuşurum. Allah'tan başka kimseden de korkum olmaz benim, bunu
bilsinler."
"BENİM VE AİLEMİN CAN GÜVENLİĞİ KALMADI"
"Dünden beri evinin etrafında sivil polislerin, adamların dolaşıp durduğunu" kaydeden İşbaşaran, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Can ve mal güvenliğimin olmadığını biliyorum. Burada bütün dünyaya, bütün demokratik ülkelere, AB ülkelerinin büyükelçilerine sesleniyorum; sesimiz kısıldı, susturuluyoruz, şantaj yapılıyor, ölümle tehdit ediliyoruz. Çoluk çocuğum ve eşimin can güvenliği kalmadı, benim can güvenliğim kalmadı. Eğer benim başıma herhangi bir şey gelirse, bunun sorumlusu Tayyip Erdoğan'dır. Burada söylüyorum; kendileri suikast korkusu, can derdine düşüyorlar, 'ölüm tehdidi altındayız, bize suikast yapılacak' diye korku içinde geziyorlar. Ya siz bu kadar korkarsanız nasıl hükümet olursunuz ya? Ben tek başımayım ben. Bana şantaj ve tehdit ediyorsunuz ve dünden beri telefonlarla evin etrafındaki polislerle ve araçlarla takip ediliyorum. Çocuklarım ve ben korkutuluyoruz. Ben korkmam."
Soru almayacağını belirten İşbaşaran, bir gazetecinin "DP'ye geçecek misiniz?" sorusuna, "Hayır, ben bağımsız milletvekili olarak devam edeceğim" karşılığını verdi.
KAMUOYU İSTİFAYI İLK İNTERNETHABER'DEN ÖĞRENDİ
AK Parti Elazığ Milletvekili Fevzi İşbaşaran, Disiplin Kurulu'na
gitmektense istifa etmeyi tercih etti. İşbaşaran biraz sonra
Meclis'te basın toplantısı düzenledi ve istifasının gerekçelerini
açıkladı
Basın toplantısından önce
İNTERNETHABER'in ulaştığı İşbaşaran
" Ben disiplin kurulunu beklemem böyle birşeyi de kabul
etmem birazdan basın toplantısı düzenleyip istifamı
açıklayacağım" diye konuşmuştu.
YAPILMAK İSTENEN ORTADADIR
İşbaşaran, olayın ortaya çıkmasından sonra ne
Başbakan ne İçişleri Bakanı ne Emniyet Müdürü ne de başka bir parti
yetkilisinin kendisini aramadığını konuya ilişkin hiç bir soru
sorulmadığı kaydetti. İşbaşaran şunları söyledi:
"Basına dağıtılan cd, bence Başbakan'ın talimatıyla verilmiştir.
Yapılanın ne olduğunu görüyoruz. Ben bir milletvekili olmanın
dışında bir vatandaş olarak polisten kimlik sorma hakkına sahibim.
Yasa gereği polis de kimliğini göstermek zorunda. Orada yaptığım
budur; kimlik sormadır. Ancak bana sorulmadan hakkımda böyle bir
ihraç işlemi başlatılıyor. Görüşüme başvurulmadan tek taraflı işlem
yapılıyor . Görüntüler basına dağıtılıyor. Benim partimden kimse
benimle görüşmüyor. Bu, aslında yapılmak istenenin ne olduğunu da
gösteriyor. Benim iddialarımın doğru olduğunu da gösteriyor.
Beklemem, bu partide kalmam artık."
BU PARTİDE ALKOL YASAK MI?
İşbaşaran , " Görüntülerde alkollü olduğunuz
görülüyor..." şeklindeki hatırlatmamıza şu şekilde cevap
verdi:
"Bu partide alkol almak, alkol yasak mı? İçki içeceksem
Başbakan'a mı soracağım, parti yönetimine mi soracağım? Kime ne
benim içkimden? Arabayı ben kullanmıyorum. Ne var bunda?
Eğer bu partide alkol yasaksa bilelim. Ben sadece kimlik sordum. Bu
da yasal hakkım ama sonrasında yapılanlar üzerine istifa kararı
aldım. Birazdan da basın toplantısında açıklayacağım"
İşte İşbaşaran'ın polislerle arasında geçen o diyaloglar:
[PAGE]İŞTE O DİYALOGLAR
İşbaşaran: Ben şoförüm.
Polis: Alkol testi yapacağız.
İşbaşaran: Hayır, müdürlüğe gelecek. Buraya gel!
Polis:Müdürlük yok, ben geldim yani.
Polis:Yok, alkollü.
Polis:Nere milletvekili
Polis:Elazığ.
Polis:AKP mi?
İşbaşaran:Bak adamım.... Eşkıyalık yok burada.
İşbaşaran:Senin adın... Amir sen misin?
Polis:Bir kimlik görebilir miyim?
İşbaşaran: Ben senin kimliğini göreyim.
Polis:Ben resmi üniformalıyım zaten.
İşbaşaran:Terbiyesizlik yapıyorsun, çıkar kimliğini kardeşim.
Polis:Bana bu şekilde davranamazsınız. Bakın milletvekili (...) Resmi üniformayla görev yapıyorum.
İşbaşaran:Çıkar kimliğini
İşbaşaran:Bana bak... Seni yakarım burada. Yaz... Kimliğini yaz..
Polis:Bana bu şekilde konuşamazsınız
İşbaşaran: S.... git ya... Üç düğmeli bu..
Polis:Üç düğmeli değil.. Lütfen...
İşbaşaran:Eşkiyalık yapıyor. Kimliğini göster.
Polis:Söylüyorum ya. Resmi üniformalıyım.
İşbaşaran:Sen polis değilsin.
Polis: Bu kadar personelim var, telsizim var.
İşbaşaran:Bana ne telsizinden ya? Kimliği koy ortaya.
Polis: Sivil olsam isteyebilirsiniz. En doğal hakkınız. Resmiyim.
SANDALYE DAĞILIMI
Elazığ Milletvekili Feyzi İşbaşaran'ın istifasıyla AK Parti'nin
Meclisteki sandalye sayısı 337'ye düşerken, bağımsız
milletvekillerinin sayısı 11 oldu.
İşbaşaran'ın istifasıyla Mecliste sandalye dağılımı şöyle:
Adalet ve Kalkınma Partisi: 337
Cumhuriyet Halk Partisi: 97
Milliyetçi Hareket Partisi: 69
Barış ve Demokrasi Partisi: 20
Bağımsız Milletvekili: 11
Demokratik Sol Parti: 8
Demokrat Parti: 1
Türkiye Partisi: 1
Boş: 6
İSTİFA DİLEKÇESİNİ ERDOĞAN'A HEDİYE EDEREK MİKROFONA GEÇİRDİ
ERDOĞAN'I ÇILDIRTAN
VEKİLİN, ALKOLLÜ HALLERİ VE
POLİSE KÜFRETTİĞİ GÖRÜNTÜLER HABERİN
DEVAMINDA-VİDEO...
İŞTE O CD'DE YER ALAN GÖRÜNTÜ:
//