İşte sandıktan liderlere giden mesaj
Abone olProf. Dr. Nurettin Güz, 12 Haziran seçim sonuçlarını değerlendirdi
Seçimler bitti, sandıklar açıldı ve
sonuçlar açıklandı... Peki bu sonuçlar nasıl değerlendirilmeli,
siyasiler bu sonuçları nasıl değerlendirmeli. Prof. Dr. Nurettin
Güz, sandıktan çıkan sonuçlara göre seçmenin, tercihini bir kez
daha istikrardan yana kullandığını söyledi. Muhalefetin kendisine
çeki düzen vermesi gerektiğini ifade eden Güz'e göre iktidara
seçim sonrası büyük iş düşüyor.
Türkiye, Erdoğan'ın
balkon konuşmasındaki sözlerini tartışıyor. Muhalefetten helallik
isteyen ve toplumun her kesimini kucaklayan mesajlar veren Erdoğan,
anayasa değişikliği için de ilk startı verdi.
Peki Türkiye'nin seçimi, muhalefet ve iktidar için nasıl
değerlendirilmeli? Siyasal iletişim uzmanı Gazi Üniversitesi
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurettin Güz'e göre bu sonuçlar malumun
ilanından başka bir şey değil. İşte Güz'ün seçim
değerlendirmesi;
Sizce
seçim öncesindeki beklentiler gerçekleşti mi? Tahminlerdeki
sapmalar nasıl oldu?
Aslında açıklanan seçim sonuçları biraz da malum ilanı gibi bir
anlam taşımaktadır. Seçim öncesi tahminlerdeki sapma, bazı
çevrelerin de etkisiyle, CHP’nin daha fazla oy
alabileceğine ilişkin bir beklenti oluşmasına neden olmuştur.
Açıkçası bu durum, seçim sonuçlarına ilişkin beklentide sapmalara
sebep oldu.
Seçim süreci değerlendirildiğinde, AK Parti ile ilgili beklenti bir
kaç puan gerideydi. CHP öngörülenden % 2-3 oranında daha az oy
alırken, AK Parti öngörülenden % 2-3 daha fazla oy aldı.
Kamuoyu araştırmaları ve bir kasım medyanın CHP’yi önde
görme ve gösterme çabaları sonuçlardan da görüldüğü gibi
tutmadı.
Seçmenin sağduyusu ile
ilgili ne söylenebilir?
Hemen her seçim öncesi ve sonrası seçmenin sağduyusundan söz
edilirse de siyasetin daha merkezinde yer alanla, bu
sağduyuyu pek dikkate almadan durum değerlendirmesi yapmaktadır.
Seçim sonuçlarının belirlenmesinde, seçmenin kesin bir sağduyusu
her zaman vardır. Sonuçlardan da görüleceği üzere seçmen
"AK Parti’ye istikrar için sana oy veriyorum, ama
Anayasayı tek başına değiştiremezsin, hatta değişiklik tekliflerini
tek başına halk oyuna götüremezsin" mesajı verirken
CHP’ye ise "muhalefet yap ama bazı bölgelerde ve özellikle
doğuda yaptıklarını onaylamıyorum. Oyunu yükseltmek istiyorsan,
popülizmin ötesinde bir şeyler yap" demiştir. Seçimlerde
milletvekili sayısı düşen MHP'ye ise seçmen, "şayet iktidar
olmak istiyorsan Türkiye’yi kucaklayacak, sadece eleştiriye değil
ülke sorunlarına yönelik de politikalar geliştirmeli, tepeden
tırnağa yenileşmen gerekir" mesajı vermiştir.
Tüm bu mesajlar irdelendiğinde aslında 12 Haziran seçimlerinin
tek bir yorumu vardır. Seçmen, mevcut istikrardan memnun
olduğunu, iktidarı eleştirse de istikrarın bozulmamasını istediğini
belirtmiştir. Yani seçmen bir kez daha tavrını istikrardan yana
koymuştur.
Muhalefet ne
yapabilirdi?
Seçim kampanyalarında da görüldüğü gibi seçim tartışmalarının
odağında ülke ve millet sorunlarına ilişkin çok az şey tartışıldı.
Ekonomi, insanların gelir ve giderleri, iç ve dış borçlanma
seçmenin ne kadar gündemine gelebildi? Gelişmiş hemen her ülkenin
en önemli seçim argümanı dış politikadaki mevcut politikalar ne
oranda tartışılabildi?
Türkiye’nin gelecek dört yılı, 10 yılı, 20 yılına ilişkin hangi
projeksiyonları siyasi partiler gündeme getirip seçmenin günlük
tartışmaları arasına koyabildi?
Son seçimler gösterdi ki, sadece iktidar partisine yönelik, bilgi
ve belgeye dayanmadan ortaya atılan iddialarla yürütülecek bir
seçim kampanyası seçmeni fazla etkilemiyor. Siyasi
partilerin seçmenin gündemine girebilmesi için daha ayrıntılı
analizler üzerine inşa edileceği gerçekçi politikalara ihtiyacı
olduğu dikkati çekiyor. Hiçbir gerçek veriye dayanmadan
yapılan vaatlere Türk insanı artık pirim vermiyor.
"Başkası ne veriyorsa ben daha fazlasını hatta iki
katını vereceğim" diyen Demirel mantığı, size iki
anahtar vermeye söz veriyorum vaatleri de seçmene cazip gelmiyor.
Seçmenin partilere verdiği diğer bir mesaj, dersinize iyi
çalışındır.
Bu seçimden ne dersler çıkarılabilir?
Geleceğe yönelik olarak partiler ne
yapabilir?
Seçmenin her partiye verdiği dersler farklıdır. AK Parti’ye mevcut
politikalarını onaylıyorum, ama yeni bir Anayasa için diğer
partilerle anlaş, CHP’ye daha fazla halka in ve demokrasi yolundaki
çalışmalarını sürdür, MHP’ye seni dikkate alıyorum, kendini yenile
mesajı vermiştir.
Geleceğe yönelik olarak bu seçim çok güzel mesajlar
içermektedir. Diğer parlementer sistemlere bakıldığında,
bir kaç istisna dışında, hemen her ülkede seçmen üç dönemden
fazla bir partiye üst üste iktidar şansı vermemektedir.
AK Parti’nin bir sonraki seçimlerde iktidar olabilmesi çok
zor. Türkiye’deki seçmen profiline bakıldığında sol
oyların % 20 – 30 aralı-ğında olduğu düşünüldüğünde, CHP’nin
de iktidar olabilmesi de pek mümkün görülmüyor. Mevcut şartlar
devam ettiği takdirde iktidarın yeni adayı yeni bir sağ parti
olabilecektir. Bu sağ parti toparlayabilirse MHP, toparlayamazsa
yeni bir sağ parti olacaktır.
Seçimlere herkes saygılı olacak, uzlaşma kültürünü geliştirecek,
Türkiye daha güçlü olarak yeni ufuklara yol alacaktır.