İşte özerkliğin arkasındaki sinsi plan
Abone olGazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nurettin Güz internethaber'in sorularını yanıtladı.
Nergis DEMİRKAYA
İNTERNETHABER
ANKARA- Bir yanda 13 askerin şehit olmasına neden olan terörist saldırı diğer yanda Türkiye'ye yeni bir tartışmanın içine çeken özerklik ilanı...
Uzmanlar ekonomik göstergelerin iyiye gittiği, yemin boykot krizlerinde çözüm arayışlarının hızlandığı, yeni Anayasa'nın konuşulduğu böyle bir dönemde yaşananları analiz etmeye çalışıyor.
Pek çok teori var. Büyük kısmı PKK ve BDP'nin hesapları üzerine kurulu. Uluslararası güçlerin hedeflerinden bahsedenler de var.
Yaşananları sıcak gündemin biraz uzağında değerlendirmeye
çalışan uzmanlardan Gazi İletişim Fakültesi Dekanı Prof.
Dr. Nurettin Güz ise daha büyük bir hesaptan
bahsediyor.
Prof. Dr. Güz'e göre terör saldırıları ve özerklik tartışmalarının gerisinde son yıllarda bölgesel güç olma yolunda büyük ivme kazanan Türkiye'yi durdurma çabası var. Özerklik tartışması bu ivmenin önüne konulmuş bir bomba. Türkiye'yi kendi iç sorunlarına boğmaya yönelik bölge üzerindeki etkinliğini kırmaya yönelik bir gayret.
Türkiye'yi sarsan terör saldırıları ve özerklik tartışmaları
konusunda Güz'ün internethaber'in sorularına yanıtları şöyle
oldu:
-Türkiye terörün acı yüzüyle yeniden yüzyüze geldi. Herkes ne
yapmak gerektiğini tartışıyor. Siz ne görüyorsunuz?
Bir kere terörü propaganda aracı olmaktan çıkarmaya ihtiyaç var.
Güvenlik güçlerine yönelik bir saldırı varken 'asker silah
bıraksın, güvenlik güçleri operasyon yapmasın' mantığı ile çözüm
olmaz. Terörle mücadele sürecek. Terörü besleyen kanallar
kesilecek. Terörü öncelikli çözülmesi gereken sorunlar listesinin
başından çıkartmayacaksınız. Bu mücadele sürerken orada kandırılmış
insanları ikna edebilirsiniz. Devlet olarak hakla ilişkiler
faaliyeti yapacaksınız. Annesine mi akrabasına mı ulaşacaksınız
eline silah almış insanları yakınları aracılığıyla ikna ederek
elimine etmeye ihtiyaç var. Diğer yandan devlet olarak terörden
mağdur olan bölgedeki insanları kucaklamak zorundasınız.
ÖZERKLİĞİ BARZANİ BİLE İSTEMİYOR
- Sadece güvenlik boyutuyla olmayacağı konusunda herkes hemfikir,
bunun dışında neler yapılmalı?
Bölge insanının sorunlarının tartışılıp ülke gündemine getirilmesi
farklı bir şey, terör örgütünü eylem yaparak güvenlik güçlerini
katletmesi başka bir şey. İkisini ayırmaya ihtiyaç var. Sadece
askeri yöntemlerle çözülemeyeceği konusunda hemfikiriz. O insanlar
bizim insanımız.
Özerklikten Barzani bile memnun değil. Türkiye gibi bir ülkede
böyle bir şey istenir mi diyor. Barzani Irak'ta bunu söylüyorsa
buradaki insanların ayrımcılığa bölünmeye yönelmesinin makul bir
sebebi olmadığını düşünüyorum. İşin bir tarafı çözüme ilişkin yöre
insanının sorunlarına çözüm getirelim denilen bir ortamda bunu
sabote eder gibi bu yapılıyor. Bölge insanı temsil ediliyor.
Ekonomik anlamda bölgedeki belediyeler yatırım açısından ayrımcılık
var mı? Sorunlar olabilir ama 21. asırda sorunların çözüm yolu
silahlı eylem değildir. Özgürlükler noktasında fark varsa onunla
ilgili yöntemler bellidir.
AYRILIN DENİLSE BİLE KİMSE AYRILMAZ...
-Çözüm için adres o zaman siyaset?
Terör konusunda muhalefet partileri BDP hariç ortaklaşıyor. MHP
terörle mücadele konusunda desteğe hazırım diyor. Kamuoyu hazır.
Bölge insanı da rahatsız bunlardan. Çözüm noktasında örgütü
karşınıza almaktan çekinmeyeceksiniz. Bölge insanları ile ilgili
talepleri tartışalım. Yayın mı istiyor kurs mu istiyor... Doğusu
batısı ile vatandaşın sorunu yok. Ayrılın denilse bile
ayrılmazlar.
- Basına düşen görev nedir? Nasıl bir sınav
veriyor?
Basın organları yapı olarak günü kurtarmak için değil baştan sonra
doğu neyi gerektiriyorsa onu yaparsa sorunun çözümüne katkı sağlar.
Medya tavşana kaç tazıya tut rolü oynuyor. Tarafları ve görüşleri
sunacak ama doğrudan yana da tavır alacak. Sen de haklısın sende
haklısın olmaz. Burada eksiklik var.
GELİŞMENİN ÖNÜNE KONULMUŞ BOMBA
- Özerklik ilan edildi. Uygulanabilir mi?
Türkiye'nin iç dış dengelerine bakılınca son yıllarda iyi bir ivme
kazandığını görebiliyoruz. Özerklik işinin olmayacağını kamuoyunun
gündemine getirenler de biliyor. Türkiye bölgesel güç olma
noktasında ciddi bir gelişme gösterdi. Dünya bölgede Türkiye'yi
görüyor, Türkiye olmadan onun desteğini almadan bir şey yapmanın
çok mümkün olmadığının farkında. Türkiye ayağına çelme, takacak
ayağına silah sıkacak mezhepsel ayrılık, ideolojik çatışma gibi
konulardan sıyrıldı. Terörle mücadele noktasında uzlaşma açılım
konusunda adımlar var. O zaman bu ivmeyi durdurmak için yeni bir
argüman gerekiyor. Özerkliği bu ivmenin önüne konulmuş bir bomba
olarak görüyorum. Türkiye'yi kendi iç sorunlarına boğmaya yönelik
bölge üzerindeki etkinliği kırmaya yönelik bir çaba.
- Kim bu çabayı gösterenler? ABD mi?
Tek başına bir ülkeye fatura kesmek doğru değil. PKK'ya en büyük
destek Suriye diyorduk bugün öyle değil. Bir dönem Rusya, bir dönem
ABD konuşuldu. Terörü herkes kullanmaya çalışıyor.
ARAPLAR TÜRKLERE HAYRAN
-Türkiye ne yapmalı?
Sağduyu öncelikle. Özerkliği ilan etmekle özerklik olmaz.
Türkiye'de bu şartlar yok. Uygulanma ihtimali yok.
- Tahrir meydanı yaparız tehditleri var?
Türkiye kamuoyu hassas. Yapılan araştırmalar dünyadaki araştırmalar
milliyetçiliğin yükseldiğini gösteriyor. Türkiye çok sıkıntılı
dönemlerden geçti. Kamuoyunu fazla zorlamamak gerek. Bu
yaşananlardan herkes huzursuz oluyor.
Balkanlar, Kafkasya Arap coğrafyası Türk kanallarını, Türk dizileri izliyorlar. Oralara gidince Türk'üz deyince hayranlıkla, kurtarıcı gözüyle bakıyorlar. Bütün bu özerklik terörün altında yatan budur. Çok geliştik. Eskiden olduğu gibi Avrupa ülkeleri önünde el pençe divan durmuyorsunuz. Olay bu. Türkiye aşar bunları. 20 önceye göre çok daha iyiyiz, 10 yıl sonra daha da iyi olacak.