İşte Leyla Zana'yı yakan kaset
Abone olZana, Apo'nun talimatı üzerine bir teröristi Bucak ile buluşturuyor. O buluşmada konuşulanlar tüyler ürpertici..
Zana, terörist başı Apo’nun talimatıyla PKK’lı Abdülcabbar
Yıldız’ı evinde saklamış ve eski DYP milletvekili Sedat Bucak ile
görüştürmüş.. Avrupalıların ‘fikir suçlusu’ olarak gördükleri Zana
siyasi görüşlerinden dolayı değil, bölücü terör örgütü PKK ile
ilişkisinden dolayı yargılanıyor. İşte Zana’nın PKK ilişkisini
ortaya koyan ses kaseti: Tarih 8 Ocak 1993... Yer Sedat Bucak’ın
evi... Leyla Zana, PKK’lı Abdülcabbar Yıldız’ı Sedat Bucak’ın evine
götürüyor: BUCAK: Arkadaşınızı tanımıyorum. ZANA: Abdülcabbar
Yıldız. ABDÜLCABBAR: PKK Siverek’e, Hilvan’a girecek. Kimse PKK’ya
karşı tavır almasın. Devletle işbirliği yapmayın. Bunlara uyarsanız
Bucak mıntıkasına girmeyeceğiz. BUCAK: Abdülcabbar, aniden evime
geldin. Yanına bir milletvekili taktın, bazı şartlar söylüyorsun.
Seni gönderen kim? ABDÜLCABBAR: Genel Sekreterim Abdullah Öcalan
tarafından size elçi olarak gönderildim. Tabii, Leyla Hanım’ın
yanına geldim. Onun vasıtası ile görüşmeye geldim. BUCAK: Sen yani
PKK Siverek ve Hilvan topraklarına ayak basmayacaksınız.
Basmazsanız sizinle bir davam yok. ABDÜLCABBAR: Sizlere
karışmayacağız. Askeriye, emniyete eylem yapacağız. BUCAK: Ben her
Siverekli’ye, devlete sıkılan kurşunu, bana sıkılmış sayarım. ZANA:
Sayın Genel Sekreterim Abdullah Öcalan da size böyle yaklaşmak
istiyor. Tarih: 10 Nisan 1993. Yer: Dedeman Oteli. BUCAK: Gelin şu
Siverek ve Hilvan’a girmeyin. Çok kan dökülecek. ZANA: Sedat neden
kabul etmiyorsun. Siz Zazalar ne kadar inatsınız. Bizim bu davayı
güden komutanlar Zazalardır. BUCAK: Ne güzel diyorsun Zana, biz
sizinle beraber olamayız. Buna imkan yok. ABDÜLCABBAR: PKK ile
devlet masaya oturdu. Öcalan, elçilerini gönderdi. Görüşmeler
yapılıyor. Sen de kabul et. BUCAK: Devlet bile kabul etse, ben
kabul etmem. Kaldı ki böyle bir şey yok. Tarih: 13 Nisan 1993. Yer:
Meclis Lokantası. AHMET KARATAŞ: Sedat, Siverek’e girmemiz için
bize kesin bir süre ver. BUCAK: Süre yoktur, veremem. ZANA: Sedat
bütün bunları telefon açıp hemşerinle görüşsene. BUCAK: Hemşerim
kim? ZANA: Sayın Genel Sekreterimiz Abdullah Öcalan... Arayıp sor.
BUCAK: Ben insanla görüşürüm. İnsanları katleden insanla değil.