İşte İnegöl olaylarının perde arkası!
Abone olAkşam yazarı Serdar Akinan bizzat İnegöl'e gitti, gördü ve meslektaşı Hadi Özışık'a olan-biteni anlattı...
İNTERNETHABER.COM - İnegöl'deki küçük kıvılcım büyük
yangınların oluşmasına yol açtı. Hafızalarımızı zorlarsak bu olay
aslında Türkiye pratiğinde yeni bir şey değildi. 12 Eylül öncesinde
Kahramanmaraş'ta benzer bir dedikodu büyük olaylara yol
açmıştı.
Önceki İnegöl'de de 'Kürtler iki kişiyi öldürdü'
dedikodusu ilçeyi cehenneme çevirdi. Yaşanan olayları bizzat
yerinde anlamaya çalışan Akşam yazarı Serdar Akinan, izlenimleri
meslektaşı gazeteci yazar Hadi Özışık'a anlattı.
İşte Akinan'ın Best FM'de Hadi Özışık'ın hazırlayıp sunduğu
'Konuşan Türkiye' programına anlattıkları...
Hadi ÖZIŞIK: Günaydın sevgili Serdar. 12 Eylül öncesinde
Kahramanmaraş'ta bazı kişiler caminin minaresine çıkıp solcuların
birilerinin öldürüldüğünü söylemişlerdi. Bunu sen de
hatırlıyorsun...
Serdar AKİNAN: 6-7 Eylül olaylarında da olduğu
gibi. O günlerde de 'Atatürk'ün Selanik'teki evine bomba
atıldı' denilerek kalabalığın sokaklara dökülmesi
sağlandı ve linç kültürü devreye girdi.
İnegöl'de ne oldu? Dünden beri oradasın. Orada muhabir gibi
çalışıyorsun...
Burası yörük kültürünü içinde barındıran bir ilçemiz. Paylaşan,
üreten bir belde. 100 yıl önce Çerkezlerin'in Abhazlar'ın
yerleştiği bir bölge. Son zamanlarda Kürt kökenli
vatandaşlarımız buraya yerleşiyorlar. Her sektörde üretip iş
yapmaya çalışıyorlar. Güneydoğu'daki çatışmada şehit düşen bu
bölgedeki çocukların cenazelerinin gelmesi, siyasilerin etnisite
üzerinden verdiği mesajlar buradaki insanların gerek birey olarak
gerek kollektif olarak belli bir bilinç oluşturmuş...
Medyanın rolü var mı?
Kesinlikle var. Ben PKK'nın sitelerine baktım, "Ülkücüler Kürt vatandaşlara saldırıyor" deniyor. Tam tersi sitelerde tam tersi yorumlar yapılıyor. Burada birkaç saat önce MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin referandum konuşması oluyor. Kitle gayet sakin. Buna mukabil kentin bir başka noktasında Emel Sayın konseri var. Burada bir genç grubu alkol almış. İnegöl'de Huzur denilen bir bölge var, genellikle Kürt kökenli vatandaşlarımız yaşıyor. Bu Huzur mahallesinin muhtarının olduğu otobüs durak haricinde bazı yerlerde duruyor. Oradaki vatandaşlar 'Burada neden duruyorsun?' diyorlar. Orada karşılıklı küfürleşme oluyor. Bu otobüs geri dönüyor, daha sonra arkadaşlarını toplayıp kahvehaneye geliyorlar ve olaylar başlıyor. Bu olayda gözaltına alınan kişilerinin beşinin soyadının aynı. Olaylara polis müdahale ediyor onları emniyete götürmek yerine merkezde bulunan karakola getiriyor.
Normalde nereye getirmesi gerekiyor?
Aslında doğru yapıyor ama şehrin içine getirmek yerine şehir
dışındaki başka bir merkeze getirse güvenlikli olacak. Şu anda
Huzur mahallesini dün geceden beri komando birlikleri koruyor. Bu
bıçaklama haberi İnegöl'de şöyle yankılanıyor: Kürtler
geldi 3 kişiyi öldürdü...
Arkasından özellikle Emel Sayın konserinden çıkan alkollü grup,
eline taş, sopa, bıçakla karakola geliyor ve linç kültürü devreye
giriyor. Karakola giderek 'Bu adamları bize verin
öldüreceğiz' diyorlar... Burada şuna bakmak lazım,
Türkiye'de ilk kez son 30 yıldan beri şöyle bir gelişme oldu. Bir
hukuk süreci vardır, insanlar o süreci bekler. Son dönemde devletin
kendisine, polisine, adli organlarına güven o kadar zayıflamış, o
zemin o kadar erozyona uğramış ki, insanlar polisin aracını yakacak
kadar, devletin kurumlarını taşlayacak kadar, 'onları bize
verin' diyecek kadar bir linç kültürü devreye giriyor.
Allah'tan polis itfaiyeyi devreye sokarak yangın söndürme tüpüyle
kalabalığı dağıtıyor. Sonra da asker devreye giriyor. Burada yollar
asfalt, köyler çok rahat kente ulaşabiliyor. Allah korusun beş
dakikada insanlar buraya gelebilir.