İşte Gülen Cemaati'nin en büyük endişesi
Abone olHabertürk gazetesi yazarı Ruşen Çakır, Gülen Cemaati'nin saldırıdan savunmaya geçtiğini belirterek, Cemaat'te hakim olan büyük endişeyi yazdı.
İNTERNETHABER.COM
Habertürk gazetesi yazarı Ruşen Çakır, bugünkü yazısında
Fethullah Gülen'in sohbetlerini yorumladı.
Gülen'in sohbetlerinden Cemaat'in kendi içine kapandığının
anlaşıldığını vurgulayan Ruşen Çakır, "Gülen’in öncelikli amacının
Cemaat’ini bir arada tutmanın olduğu kolaylıkla anlaşılıyor" diye
yazdı.
Fethullah Gülen'in sohbetlere bir bütün olarak bakıldığında Cemaat’inin “saldırı”dan “savunma”ya geçtiğinin net olarak görüldüğünü belirten Ruşen Çakır, Cemaat'in endişesini ise şöyle yazdı: "Sanıyorum, Cemaat’in çok yakından bildiği ve yakın geçmişte fazlasıyla kullandığı 'gizli tanıklık' ve 'itirafçılık' gibi yöntemlere kendileri için de başvurulması ihtimaline karşı bir tür savunma hattı oluşturulmak isteniyor."
Ruşen Çakır'ın 'Gülen sohbetlerinin gösterdiği: Cemaat kendi içine kapanıyor' başlıklı bugünkü yazısı şöyle:
Fethullah Gülen’in sohbetlerinin yayınlandığı herkul.org adlı
internet sitesi, 17 Aralık sürecinde epey popüler olmuştu. Ne var
ki bir süredir Gülen sohbetleri, Cemaat’le organik ilişkisi olmayan
kesimlerin ilgisini eskisi kadar çekmiyor. Zaten 10 Ağustos
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra Gülen’in sohbetlerinde esas
olarak, doğrudan kendi Cemaat’ine mesajlar verdiğini görüyoruz.
Örneğin, “Yolumuzun Kaderi ve Vazifemiz” başlığıyla yayınlanan
sohbetinde, Gülen’in öncelikli amacının Cemaat’ini bir arada
tutmanın olduğu kolaylıkla anlaşılıyor:
“Konjonktür bizi şöyle bir duruma itti. Bu durumda biz, gaye-i hayalimiz, mefkuremiz için rantabl olarak nasıl çalışırız? Şu anda içinde bulunduğumuz şartlar, neler yapmamıza müsaittir? Bu mevzuda hizmet adına ne türlü alternatifler oluşturabiliriz. İşte buna bakmamız lazım. Yoksa ‘Falan zalim şunu yaptı, filan zalim bunu yaptı. Falan kara yayıncı şunu yaptı, filan ak yayıncı bunu yaptı’... Bunlarla meşgul olduğunuz zaman, kafa dağınıklığına düşersiniz; nöronlar taşımaz bunu; korteks çatlayıverir birdenbire. Sonra yapacağınız işlerde üst üste fiyasko yaşarsınız. Öyleyse, dağılmamak lazım.”
SABIR TELKİNİ
21 Eylül “Musibetlerin Perde Arkası ve Son Nefese Kadar Hizmet” başlıklı sohbetindeyse Gülen, devletten Cemaat’e yönelik baskılara karşı takipçilerine “sabır” telkin etti.
“Bu dünyada hiçbir zaman firavunsuz yaşanmamıştır. Her zaman Yezid’ler, Haccac’lar bulunmuştur ve onların karşısında da mazlum sahabi ve tabiin bulunmuştur. Ama dişlerini sıkıp sabretmişlerdir. Kim sabreder, dişini sıkar, katlanırsa, Allah’ın izni ve inayetiyle zaferyâb olur, umduğu şeylere nail ve mazhar olur. Sabır, kurtuluşa ermenin sırlı anahtarıdır.”
12 Ekim tarihli “İman Hem Nurdur Hem Kuvvettir” başlıklı sohbetinde Gülen tüm baskılara rağmen dağılmadığını söylediği Cemaat mensuplarına teşekkür edip onları motive etmeye çalışıyor:
“O îsâr ruhunu anlamayanlar, öylesine kendini milletine adamışları tanımayanlar, hemen bir el darbesiyle, bir balyozla onları dağıtacaklarını, ürküteceklerini, korkutacaklarını veya algı operasyonlarıyla baskı altına alacaklarını zannettiler, zannederler, zannedecekler.”
GİZLİ TANIK ENDİŞESİ
Kuşkusuz Gülen’in konuşmalarında AKP iktidarına yönelik
eleştiriler güçlü bir şekilde var. Fakat sohbetlere bir bütün
olarak baktığımızda Gülen’in ve Cemaat’inin “saldırı”dan
“savunma”ya geçtiğini net olarak görüyoruz.
Sanıyorum, Cemaat’in çok yakından bildiği ve yakın geçmişte
fazlasıyla kullandığı “gizli tanıklık” ve
“itirafçılık” gibi yöntemlere kendileri için de
başvurulması ihtimaline karşı bir tür savunma hattı oluşturulmak
isteniyor.
Bu misyonu da esas olarak Fethullah Gülen üstlenmişe benziyor. Bu
amaca uygun olarak “haklılık”, “güçlülük” ve “bir arada olma” gibi
kavramlar, İslam tarihinden örneklerle ön plana çıkarılıyor.