İşte Gezi'nin en bomba hikayesi
Abone olGezi Parkı eylemlerinden sonra en çok konuşulan şeylerden biri eylemci gençlerin anlattıkları Gezi hikayeleriydi. Bunlara bugün bir yenisi eklendi.
Gezi Parkı eylemlerinden sonra en çok konuşulan şeylerden biri
eylemci gençlerin anlattıkları Gezi hikayeleriydi. Çok konuşulan
barikat anılarına bir yenisi de Gezi Parkı'nın gelini hemşire Nuray
Çokol tarafından eklendi.
İşte Nuray Çokol'un başından geçen o olay;
Benim de unutamadığım bir hikayem var... Gezi baskınından sonra
otele güruh ile birlikte sürüklendik. Otelin -1, -2. katlarından
bir tanesindeyim. Salonda başka sağlıkçı yoktu, boynumda bir acil
çantası var, içine koyabildiğim kadar malzeme koymuşum. İçeride 200
kişi falan var. Sağlıklıları duvar tarafına aldım, iki üç tane
zehir gibi çocuğa hemen işte TOMA suyuna şöyle müdahale edeceksin,
gazlı gelene şöyle yapacaksın diye anlattım, ceplerine ventolin
verdim, çünkü kimse nefes alamıyor hala gaz var ve çocuklar vardı
orada.
Herkes polisin içeri girmesinden çok korkuyor. Bir tane genç adam
getirdiler, belli ki barikatların en önünden getirmişler, parmak
uçları yanık, her yeri kötü, o bombaları çıplak elle geri fırlatmış
eldiven takmaya fırsat bulamamış. Yetişin dediler, çok kötü
haldeydi. Nabız çok yüksekti, tansiyon aleti yok ölçemezsin.
Gözlerini açtım bilinci gitmiş. Darbe yok muhtemelen gazın
etkisiyle bilincini yitirmiş. Muhtemelen astım hastası çünkü
akciğerlerine hava gitmiyordu. Ventolini sıktım işe yaramadı onu
içine çekmesi lazım çünkü ve çekemiyor. Bilinci yok, yanıt
vermiyor.
Orada yapacağım hiç bir şey yoktu, ilacım yoktu, akciğerlerine hava
yollayacak alet yoktu. Dışarı çıkaramıyoruz, bir hastayı ambulansa
götürmeye kalktık, plastik mermi attılar. Dedim ki bu çocuk
direnişçi, belli ki hep buradaydı. Bu çocuğu ayağa kaldıracak şey
direniştir. Bütün salonu susturdum, çocuğun kulağına eğildim
sessizce fısıldadım "Her yer Taksim, her yer
Direniş", iki üç kere böyle bunu tekrarladım.
Neden o slogan, neden öyle yaptım hiç bilmiyorum, ölüm ile yaşam
arasında biri karşımdaki. Çocuk biraz gözünü kırptı. Sonra ben
orada sanki herkese söylemişim anlaşmışız gibi, herkes fısıltı ile
10 kere falan bunu tekrarladı. O kadar anlamlıydı ki, çocuk sonra
öksürerek kendine geldi. O çocuk kim bilmiyorum, o 150 kişi kim
bilmiyorum, ama çok değişikti.