İşte gerçek Kurtlar Vadisi
Abone olSaral ve Şahin çeteleri, İstanbul'u savaş alanına çevirdi. Cinayetler, polisin elindeki CD'nin isim listesine göre yapılıyor. Yetkililer ise sadece izlemekle yetiniyor.
Saral grubu ile Sedat Şahin grubu arasında geçen yıl İstanbul'da
başlayan, bir ara İtalya'da sıçrayan çatışmalara neredeyse her
hafta yenileri ekleniyor. Giderek sıklaşan çatışmalar önceki gün
İstanbul'da iki can daha aldı. Bayrampaşa'da bir cep telefonu
bayiini basan silahlı kişiler Harun Eryılmaz ile Savaş Ersin'i
öldürdü. Eryılmaz ile Ersin'in Sedat Şahin'in adamları olduğu öne
sürüldü. Bu olaydan beş saat sonra İstanbul Ortaköy'deki bir
otopark 10 kişi tarafından basıldı. Sadettin Saral'ın adamları
oldukları öne sürülen bu kişiler otoparka el bombası attı,
kalaşnikofla taradı. Bu saldırıda ölen olmadı. BARIŞ NEDEN BOZULDU?
Uyuşturucu, tahsilat, otopark, kumarhane gibi işlerden büyük
paralar elde eden yeraltı grupları arasında geçen yıla kadar
'barış' hakimdi. Her grup, yeraltı dünyasının kuralları gereği gücü
oranında yasadışı faaliyetlerden pay alıyordu. 'Sorunsuz' işleyen
bu düzen, yeraltı dünyasının güçlü isimlerinin doğal yoldan
ölmeleri veya cezaevine girmeleriyle bozulmaya başladı. Daha küçük
gruplar, ortaya çıkan boşluğu doldurmak isteyince çatışmaların
fitili de ateşlenmiş oldu. Trabzon Oflu olan Sarallar ile Samsun
Bafralı Sedat Şahin grupları arasındaki çatışmalar, 'etkinlik'
savaşı olarak ortaya çıktı. İki grup, Kadıköy'deki bir olaydan
dolayı karşı karşıya geldi. 1 MİLYON $'LIK HARAÇ 4 Ekim 2004
tarihinde Sedat Şahin, Kadıköy'de işadamı Kamber Ocaklı'yı tehdit
ederek 1 milyon dolar (1 milyon 350 bin YTL) haraç istedi. Sedat
Şahin'i tanıyan bazı işadamlarının araya girmesiyle haraç miktarı
300 bin dolara (400 bin YTL) düştü. Paranın 50'şer bin dolarlık ilk
üç taksitini ödeyen Ocaklı, Hüseyin Saral'dan kendisini koruması
için yardım istedi. Saral, adamlarını Kamber Ocaklı'nın yanına
gönderdi. Ocaklı'dan 4'üncü taksiti almak için geldiği öne sürülen
Şahin'in adamları ile Saral'ın adamları çatıştı. Çatışmada Sedat
Şahin'in sağ kolu Zekeriya Kocaman felç oldu. İTALYA'DA İNTİKAM
ALDI Bu olaydan sonra 31 Ocak 2005 tarihinde Saral grubunun lideri
Hüseyin Saral, İtalya'da sokak ortasında silahlı saldırı sonucu
öldürüldü. Ölümün ardında Sedat Şahin ve adamlarının olduğu öne
sürüldü. Hüseyin Saral'ın yeğenleri Ümit ve Yakup Saral ile
amcaoğlu Burhanettin Saral kanı yerde bırakmayacakları yeminini
ederek harekete geçti. Bu olaydan sonra iki grup arasında
çatışmalar eksik olmadı. Saral 2, Şahin 7 adam kaybetti 4 Ekim
2004: İstanbul Göztepe'de bir galeride silahlı çatışma çıktı.
Çatışmada yaralanan Sedat Şahin'in akrabası Zekeriya Kocaman felç
oldu. 31 Ocak 2005: Saral Ailesi'nin önemli isimlerinden Hüseyin
Saral, İtalya'da sokak ortasında öldürüldü. Sarallar, intikam
yemini etti ve iki tim oluşturuldu. Başına Hüseyin Saral'ın
yeğenleri Ümit ve Yakup Kenan Saral getirildi. 25 Mart 2005:
Hüseyin Saral'ın akrabası Fatih Saral (45), İstanbul Bakırköy'de
son model Mercedes'in içinde bıçaklanarak öldürüldü. 13 Haziran
2005: Sedat Şahin'in yakın adamlarından Adnan Acar, Mersin'de iki
kişinin saldırısına uğradı. 16 kurşun yarası alan Adnan Acar öldü.
Acar'ın İtalya'da öldürülen Hüseyin Saral ile ilgili bilgileri
mafya grubuna aktardığı öne sürülmüştü. 24 Ekim 2005: Şahin'in
yakın adamlarından olduğu öne sürülen Cüneyt Koçak (33), İstanbul
Çengelköy'de kız arkadaşının kullandığı otomobilde uğradığı silahlı
saldırıda öldürüldü. 30 Ekim 2005: İstanbul Bayrampaşa'da Yükseliş
İletişim'e 16.00 sıralarında gelen kimliği belirsiz iki kişi,
işyeri sahibi Harun Eryılmaz ile Savaş Ersin'i tabancayla öldürdü.
Eryılmaz ve Ersin'in Sedat Şahin'in adamları olduğu bildirildi.
Hüseyin Saral 'sigarayı bıraktı' İSTANBUL Cumhuriyet Savcılığı,
çeşitli suçlardan dolayı Sedat Şahin başta olmak üzere 53 kişi
hakkında dava açtı. Şahin ve adamları, Hüseyin Saral cinayetinden
de sorumlu tutuldu. Davanın iddianamesinde Sedat Şahin ve adamları,
Hüseyin Saral'ı öldürmek için sahte pasaportla İtalya'ya gittiler,
cinayetten beş gün sonra Bodrum'a döndüler. Telefonlarının
dinlenmesinden kuşkulanan Sedat Şahin, İtalya'da bulunduğu sırada
Türkiye'den kendisini arayanlarla şifreli konuşuyordu. Şahin,
Hüseyin Saral'ın öldürüldüğünü ise 'Sigarayı bıraktı' şifresiyle
dile getirdi. Polis tarafından dinlenen telefon kayıtlarına göre
Sedat Şahin, 4 Ekim 2004 tarihinde meydana gelen ve Zekeriya
Kocaman'ın felç olduğu çatışmadan üç gün sonra İsmail adlı bir kişi
tarafından arandı. İsmail, Şahin'e, 'Yapabileceğimiz bir şey var
mı?' diye sordu. Şahin, 'Var abi, abi vatandaşın ciğeri lazım, adam
lazım abi, Hüseyin Saral lazım' yanıtını verdi. BİRİ VARDI YA...
Yine kayıtlara göre Sedat Şahin, Hüseyin Saral'ın öldürüldüğü 31
Ocak 2005 günü saat 20.31'de telefonla görüştüğü Ömer Oral'ın,
'Dışarıda mısın?' sorusuna, 'Hee, burada sigara terapisi uygulamaya
geldim. Sigarayı bıraktırdım, gidiyorum şimdi' sözleriyle şifreli
bir mesaj verdi. Bu görüşmeden 10 dakika sonra Sedat Şahin, Sedat
Peker'e yakınlığıyla bilinen Mecnur Odyakmaz'ı arayarak, 'Eee şey
diycem, İtalya'da biri vardı ya hani, sigarayı bıraktırmışlar ona.
Yeni herhalde, telefon etti beni aradı' dedi. Yeraltı dünyasının
şifreli kelimelerinden biri olan ve hedefteki kişinin öldürüldüğünü
anlatan 'Sigarayı bıraktı' mesajını alan polis, Hüseyin Saral
cinayetinin Sedat Şahin'in adamları tarafından gerçekleştirilmiş
olduğunu anladı. Ölüm listesi CD'de çıktı SİLAHLI saldırı sonucu
öldürülen Sedat Şahin'in adamlarından Muzaffer Dağdeviren'in
İstanbul Fatih Camii'nde kılınacak cenaze namazına içi silah dolu
bir araçla giden Saral grubundan Cumhur Balaban, polis tarafından
yakalanmıştı. Balaban'ın camide buluşacağı kişilerle birlikte
cenazeye gelecek olan Sedat Şahin'in adamlarına silahlı saldırı
düzenlemeyi planladığı açıklanmıştı. Cumhur Balaban'ın evinde
yapılan aramada bir CD dikkati çekti. CD'de Sedat Şahin'in altı
adamın bir duruşma sırasında çekilmiş bir fotoğrafı çıkmıştı.
Anadolu Ajansı'ndan alındığı belirlenen fotoğraflardaki kişilerin
kafalarının kalemle işaretlendiği görüldü. CD'de kalemle
işaretlenenlerden Talat Yavuz silahlı saldırıda yaralanmış, Cüneyt
Koçak ise öldürülmüştü. Sedat Şahin'in öldürülecek adamlarının
işaretlendiği fotoğrafın bir kopyası da Yakup Saral'ın gözaltına
alınan tetikçisinin üzerinden çıkmıştı. Bu gelişme, fotığraftaki
kişilerin öldürülmesi için Sarallar'ın 'harekete geçtiği' şeklinde
açıklanmıştı. Tatlıses'e karşı Asena'yı korudu SEDAT Şahin, 25
Şubat 2005 tarihinde İstanbul'da düzenlenen 'Lale Operasyonu' ile
yakalandı. Hazırlanan 75 sayfalık iddianamede Şahin'in terör
örgütlerini andıran bir şekilde silahlandığı belirtildi. Sedat
Şahin'in, İbrahim Tatlıses'e karşı dansöz Asena'yı koruduğu iddia
edildi. Şahin, Asena'ya 'dokunmaması' konusunda Tatlıses'i tehdit
etmekle suçlandı. Tatlıses ise bu iddiayı reddetti. Ancak
soruşturmayı yürüten savcı, bu konuda İbrahim Tatlıses'in ifadesine
başvurdu. Tatlıses şikayetçi olmadığını söyledi. Dinlenen telefon
kayıtlarına göre Sedat Şahin ve adamları, Tatlıses'i de
Almanya'daki ülkücülere karşı korudu. İddianamede bu konuda,
'İbrahim Tatlıses'i Almanya konserinde ülkücülerin protesto edeceği
haberini alan Şahin, bu ülkedeki adamını arayarak, 'Oradan müdahale
edin bu tür konulara, yani taciz olmasın' dedi. Tatlıses, protesto
olmadan konserini verdi. Bu, 'Şahin'in Almanya'daki Türkler
üzerindeki etkisinin delili' denildi. Daha kaç kişi ölecek HÜSEYİN
Saral ile Sedat Şahin grupları bir yıldan fazla zamandır İstanbul
sokaklarında terör estiriyor. Çete üyeleri öldürülüyor, sakat
kalıyor veya yaralanıyor. Çatışmalarda Kalaşnikof tüfekler,
otomatik tabancalar ve el bombaları kullanılıyor. Kurşunların
uçuştuğu çatışmalarda büyük bir şans eseri sokaktan geçen
vatandaşlar 'şimdilik' mağdur olmadı. Polis ise bugüne kadar dokuz
kişinin öldüğü bu olayları 'Kurtlar Vadisi'ni izler gibi izlemekle
yetiniyor. Kurşunlar atılıp insanlar öldükten, yaralandıktan sonra
olay yerine gidiyor. CD'deki ölüm listesini ele geçiren polis, buna
rağmen muhtemel kurbanları korumaya almadı. Bu yüzden Cüneyt Koçak
öldürüldü, Talat Yavuz yaralandı. Listedeki diğer kişilerin infaz
edilmeyeceği garantisini kimse veremiyor.