İşte Fransa’nın kimyasal katliam raporu
Abone olFransa’nın Türkiye Büyükelçiliği, Suriye’de kimyasal silah kullanımı ile ilgili raporu yayınladı. Raporda, “21 Ağustos 2013 tarihinde, Şam’ı...
Fransa’nın Türkiye Büyükelçiliği, Suriye’de kimyasal silah
kullanımı ile ilgili raporu yayınladı. Raporda, “21 Ağustos 2013
tarihinde, Şam’ın doğusunda yer alan bölgede, gece yarısı aynı anda
başvurulan yoğun kimyasal madde kullanımı, Suriye rejiminin kasten
bir eşiği aştığını teyid ediyor. Servislerimiz, rejimin buna benzer
başka eylemler gerçekleştirebileceğini düşündürecek, ulusal
kaynaklı, istihbarat bilgilerine sahip” denildi.
Raporda, Suriye kimyasal programının Fransız kaynaklardan elde
edilen ve gizlilik derecesi kaldırılan istihbarat bilgilerinden
oluştuğu belirtilerek, raporun Fransız birimlerinin
gerçekleştirdiği ve açık kaynakların derinlemesine yapılan teknik
analizine dayandığı ifade edildi.
Raporda, Suriye’nin uzun zamandan beri, Fransız istihbarat
birimlerinin ve başlıca ortaklarımızın gözetimi altında bulunan,
eski ve çeşitlendirilmiş bir program çerçevesinde, dünyanın en
büyük operasyonel kimyasal silah stoklarından birine sahip olduğu
kaydedilerek, “Cumhurbaşkanı Esad rejimi muhaliflerine karşı
yürütülen çatışmalarda, Şam yönetimi, özellikle 2013 yılının Nisan
ayında, kendi halkına karşı yaptığı sınırlı saldırılarda, özellikle
sarin gazı olmak üzere bu tür silahlara daha önce de başvurmuştu.
Bugün elimizde bulunan istihbarat bilgileri üzerinde yapılan
analizler, Suriye rejimi tarafından, 21 Ağustos 2013 tarihinde,
Şam’ın banliyösünde yer alan ve muhalefet birimlerinin kontrol
ettiği bazı semtlere karşı, konvansiyonel silahların ve yoğun
kimyasal maddelerin kullanıldığı bir saldırı düzenlendiğini
düşündürüyor” ifadeleri kullanıldı.
Suriye’nin uzun zamandan beri, önemli bir kimyasal cephaneye ve bu
silahların taşınmasına yarayan sistemlere sahip olduğu
hatırlatılarak, Suriye rejiminin 23 Temmuz 2012 tarihinde,
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü aracılığıyla durumu kabul ettiği
söylendi. Dışişleri Bakanlığı’nın ‘bu muhtelif silahların [kimyasal
veya konvanisyonel olmayan], silahlı kuvvetler denetiminde
depolandığını ve güvenliklerinin sağlandığını’ teyid ettiği ifade
edilen raporda, “Dünyadaki 189 Devlet’in aksine, Suriye, 1993
tarihli Kimyasal Silahların Yasaklanmasına dair Sözleşme’ye taraf
değil. Suriye’nin kimyasal programı, 1970’li yıllarda kimyasal
mühimmat ithalatıyla başladı. Şam yönetimi, 1980’li yıllardan bu
yana, bu alanda yoğun ve özerk bir ulusal üretim gücünün
oluşturulması için gerekli malzemeler, ürünler, beceri ve bilgiye
sahip olmak üzere girişiminde bulunmuştur” ifadeleri
kullanıldı.
Raporda şunlara yer verildi:
“Suriye kimyasal mühimmatı oldukça büyük ve çeşitlidir. Mühimmat şu
şekilde oluşmaktadır :
- Kullanıma hazır yüzlerce ton hardal gazı (iperit) ;
- Onlarca ton VX gazı. VX gazı, askeri amaçlı kimyasal maddeler
arasında tanınan en zehirli olanıdır ;
- Cephaneliğin önemli bir bölümünü teşkil eden yüzlerce ton sarin
gazı.
Şam yönetimi, envaiçeşit ve binlerce taşıma araçlarıyla, kimyasal
silahlarını kullanma yeteneğine sahip. Bazı füzeler, yüzlerce litre
zehirli madde taşıyabilmektedir.”
Suriye’de bulunan kimyasal silahların Beşar Esed ve yakın
çevresindeki bazı kişilerin kimyasal silahların kullanımına dair
emri verecek yetkiye sahip oldukları bildirilen raporda, emirlerin
bilimsel İncelemeler ve Araştırmalar Merkezi’nin yetkili
birimlerinin sorumlularına iletildiği belirtildi.
Suriye rejiminin sahada alan kazanmak veya terör amacıyla, son
aylarda, muhalefetin kontrol ettiği bölgelerde yaptığı saldırılarda
kimyasal madde kullanımına dair vakalar tespit edildiği
hatırlatılan raporda, “Yetkili Fransız servisleri, insanlar
üzerinden veya 29 Nisan 2013 tarihindeki Saraqeb ve Nisan ayı
ortasında meydana gelen Cobar saldırılarına uğrayan yerlerden
alınan biyomedikal (kan,idrar), çevresel (toprak) ve materyal
(mühimmat) örnekler elde ettiler” ifadelere yer verildi.
Analizlerin sarin gazı kullanımının teyid edildiği söylenen
raporda, “21 Ağustos 2013 tarihinde, Şam’ın doğusunda yer alan
bölgede, gece yarısı aynı anda başvurulan yoğun kimyasal madde
kullanımı, Suriye rejiminin kasten bir eşiği aştığını teyid ediyor.
Servislerimiz, rejimin buna benzer başka eylemler
gerçekleştirebileceğini düşündürecek, ulusal kaynaklı, istihbarat
bilgilerine sahip” dendi.
47 ADET KAMERANIN GÖRÜNTÜSÜ İNCELENDİ
21 Ağustos tarihinde vuku bulan olaylarla ilgili 47 adet orijinal
kamera görüntüsünün teknik ve metodik incelemesi sonucunda,
kurbanların sayısı ile ilgili, semt semt, ilk tespit yapıldığı
ifade edilen açıklamada, Doğu Guta (Ayn Tarma, Duma, Erbin, Cobar,
Kafar Batna, Kas Alaa ve Zamalka semtleri) ve Batı Guta (Mudamiyet
Şam) bölgelerinde, en az 281 kişinin hayatını kaybettiği tespit
edildiği belirtildi. Raporda, “Elimizde bulunan istihbarat
bilgileri, Duma hastanesindeki kurbanların yarısının kadınlar ve
çocuklardan oluştuğunu ve yüzde 50 oranında ölümlerin hemen meydana
geldiğini teyid ediyor. Doktorlar, bu durumu, zehirleyici
maddelerin güçlü ve yoğun bir şekilde kullanımına bağlıyorlar.
Sekiz ayrı bölgede gözlem altında tutulan ve şiddetli hastalık
belirtileri gösteren (havale geçiren) küçük yaştaki çocuklar
üzerinde yapılan incelemeler, muhalefet tarafından yapılacak bir
mizansenin veya manipülasyonun çok düşük ihtimaller olduğu sonucunu
ortaya koyuyor. Çok sayıdaki kamera görüntüleri ve tanık ifadeleri
ile birlikte bu tespitler, muhalefet tarafından yapılabilecek bir
tahrif olasılığını tamamen ortadan kaldırıyor. Elimizde bulunan
bilgilerin toplamının inceleme sonuçlarının da teyid etmiş olduğu
gibi, farklı farklı hastanelerin, kısa bir süre içerisinde, yoğun
bir hasta akınına uğraması, kurbanların sayısı ve bunların muhtelif
bölgelerden gelmesi, öldürücü gücü yüksek kimyasal madde
kullanımını içeren bir saldırının etkilerine dair özelliklerdir.
Bunlar, 21 Ağustos gecesi yoğun ve koordineli bir şekilde bir
saldırının yürütüldüğünü teyid etmektedir” ifadeleri
kullanıldı.
21 Ağustos tarihindeki kombine saldırı, klasik bir taktiksel planın
(operasyondan önce gerçekleştirilen top saldırısı, daha sonrada
kara saldırısı) özelliklerini taşıdığı bildirilen raporda,
“Kimyasal maddelerin kullanımı, askeri anlamda, Suriye güçlerinin
kullanımına ilişkin kural ve yöntemlerle uyumluluk göstermektedir.
Birçok ortağımızdan gelen güvenilir istihbarat bilgileri, 21
Ağustos tarihinden önceki günlerde özel hazırlıkların yapıldığını
ortaya koyuyor. Elimizde bulunan istihbarat bilgileri, rejimin, o
tarihlerde, muhalefetin Şam’a geniş çaplı bir saldırı
düzenlemesinden endişelendiğini teyid ediyor. Bizim
değerlendirmemize göre, söz konusu saldırıyı gerçekleştirerek,
rejim, başkentte kontrolü elde tutmak için, çemberi gevşetmeye ve
stratejik noktalarda güvenliği sağlamaya çalışmıştır. Örneğin
Moadamiye semti, Hava Kuvvetleri’ne ait istihbarat birimlerinin
kontrolü altında bulunan Mezzeh askeri Havalimanına yakın bir
bölgede bulunuyor.
Zaten, saldırının uygulama noktaları incelendiğinde, rejimden
başkasının, muhalefet için stratejik olan pozisyonlara bu şekilde
saldıramayacağı açıktır. Son olarak, Suriye muhalefetinin, kimyasal
maddelerle bu büyüklükte bir operasyon yürütecek imkanlara sahip
olmadığını düşünüyoruz. Suriye isyanına bağlı hiçbir grup, bu
aşamada, söz konusu maddeleri depolayacak ve kullanacak imkana,
daha ziyade, Şam’da 21 Ağustos gecesi kullanılan ölçüdeki imkana
sahip değildir. Söz konusu gruplar, özellikle 21 Ağustos tarihinde
kullanılan taşıma araçları vasıtasıyla, bu maddeleri kullanacak ne
tecrübeye ne de bilgi ve beceriye sahipler” yer verildi.
(İHA)