İşte Fethullah Gülen'in en yakın akrabaları
Abone olFethullah Gülen'in yakın akrabaları ilk kez medya önüne çıktı. Kız kardeşi ve erkek kardeşleri de var. Bir de spiker yer alıyor.
Hükümet-Cemaat savaşı tüm hızıyla
sürerken, Fethullah Gülen'in yakın akrabaları ilk kez topluca medya
önüne çıktı.
Gülen'in kız kardeşi Fazilet Korucuk, erkek kardeşleri Salih,
Seyfullah, Mesih, Kutbebettin Gülen, "Biz paralel aile değiliz'
mesajını verdi.
Aile adına basın açıklamasını STV'nin anahaber sunucusu ve
Seyfullah Gülen'in oğlu Kemal Gülen yaptı.
Palandöken Kayak Merkezi'ndeki Polat Renaissance
Otelde düzenlenen 'Gülen Aile Buluşması' toplantısına Gülen'in
kardeşleri ile birlikte Türkiye'nin dört bir tarafından gelen
kadın, erkek ve çocuklardan oluşan yaklaşık 1500 kişi
katıldı.
Türkiye'de bir süredir
Fethullah Gülen ve Hizmet Hareketine aleyhinde karalama kampanyası
sürdürüldüğünü belirten Kemal Gülen, bu kampanyanın kamuoyunda
ciddi bir kamplaşmaya yol açtığını söyledi.
Kemal Gülen, şöyle dedi:
"Hocaefendi'nin yakın ve uzak akrabaları olan bizler, 'Gülen
Aile Buluşması' çatısında tüm bu söylemlerden duyduğumuz derin
üzüntüyü dile getirmek ve hissiyatımızı kamuoyu ile paylaşmak amacı
ile bir basın açıklaması yapacağız. Ülkemizde bir süredir muhterem
büyüğümüz Fethullah Gülen Hocaefendi ve onun teşvikleriyle
Türkiye'nin dünyaya açılan mütebessim yüzü hizmet aleyhinde, bir
karalama kampanyası sürdürülüyor. Bunun yol açtığı ciddi bir
kamplaşma yaşanıyor. Yakın tarihimiz bir âlim, kanaat önderi ya da
bir hareket hakkında bu denli organize bir iftira ve karalama
kampanyasına şahit olmadı. Biz bu tür kampanyaları şiddetle kınıyor
ve faillerini daha baştan ma'şeri vicdana ve Hakkın adaletine
havale ediyoruz."
Fethullah Gülen'in en yakın akrabaları; kız ve erkek kardeşleri ilk
kez medya önüne çıktı.
"SUSARAK DİLSİZ ŞEYTAN OLMAK İSTEMİYORUZ"
Erzurum'daki toplantıya Ahlat'tan, İstanbul'dan, İzmir'den, Samsun'dan ve bugün yurt dışından gelmiş uzak- yakın akraba ve hısımlar olduğunu ifade eden Kemal Gülen, bütün bu nefret söylemlerinden, duyarlı her vatandaş gibi doğrudan ve derinden etkilendiklerini ve incindiklerini söyledi. Kemal Gülen, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hocaefendi Erzurum'un en meşhur âlimlerinin rahle-i
tedrisinden geçmiş ve nihayet Bediüzzaman Hazretlerinin eserlerini
tanıyınca da bütün ruhuyla nurları anlamaya ve anlatmaya
koyulmuştur. Ömrünü kitaplar arasında geçiren, yetmişten fazla
eseriyle ki bunların bir kısmı yirmiden fazla dile tercüme
edilmiştir, fikir ve aksiyon hayatıyla üniversitelerde doktora
tezlerine konu olan hocamızın bazı eserleri, fakültelerde ders
kitabı olarak okutuluyor. Hatta dünyada hocamızın adına
üniversitelerde kürsüler kuruldu, yabancı ilim adamları bile
değerli büyüğümüzden nasıl istifade ettiklerini iftiharla
anlatıyorlar. Biz de ailesi olarak okumanın gerekliliğini ondan
öğrendik, onun teşvikleriyle üniversitelere gittik ve gitmekteyiz.
Biz, bize dünya ve ukba hayatımızın kurtuluş yollarını gösteren
Hocaefendi'ye yapılan zulüm ve haksızlık karşısında, susarak dilsiz
şeytan olmak istemiyoruz."
"NÜFUZUNDAN NEMALANMADIK"
Fetullah Gülen'in dünyaca tanınıp bilinmesine rağmen bugüne
kadar ne kardeşleri, ne akrabalarının bu nüfuzundan nemalanmadığına
işaret eden Kemal Gülen, "Onlar da mütevazı bir hayatı tercih
ettiler. Kardeşlerinin ve yakınlarının sade yaşamları buna en güçlü
delildir. Evet, o yıllardır 'Allah’ım, kardeşlerimin iki yakasını
bir araya getirme' diye dua ediyor" dedi.
GÜLEN AİLESİNDEN DOLAYI MAHÇUP
OLMADI
Fethullan Gülen'in ve Hizmet Hareketi'nin aileden dolayı mahcup olmadığını, bundan sonra da olmayacağını vurgulayan Kemal Gülen, "Herkes kendi yağında kavrulacak, dişini sıkacak, ekmeğini taştan çıkaracak, ama inşallah milletimizin hüsn-ü zannını boşa çıkartmayacağız. Hocamızı utandırmayacağız. Bir lokma, bir hırka yaşamak nedir bilmeyenler, devletin malını deniz görenler, muhterem büyüğümüze çamur atmaya kalkıyorlar. Ama bilmeliler ki bu çamurlar onun dupduru hayatında asla iz bırakmayacaktır" diye konuştu.
Fethullah Gülen'e son bir kaç aydır atılan iftira, yürütülen karalama ve yalan kampanyalarının aile olarak kendilerini üzdüğünü kaydeden Kemal Gülen, şunları söyledi:
"Kullardan vefa beklemeyi bile Allah'a karşı vefasızlık sayan Hocaefendi, meydanlardan, ekranlardan, vefayı İstanbul'da bir semt sayanlar tarafından 'sahte peygamber', 'haşhaşi', 'içi boş âlim müsveddesi' , 'çete lideri', 'virüs' ve 'kan emici sülük' gibi yalan, iftira ve hakaretlere maruz kalıyor. Hele bir de bu hakaretleri demokrasi, şeffaflık ve insan haklarını ağzına sakız eden siyasetçiler yapmıyor mu, işte bizim hayal kırıklığımız burada başlıyor. Bunların, sanki yolsuzluk iddiaları yokmuş, sanki rüşvet ve hırsızlık iddiaları ayyuka çıkmamış, sanki devlet kadroları bir yalan üzerine hallaç pamuğu gibi atılmamış, sanki adalet sistemi yerlerde sürünmek zorunda bırakılmamış gibi bunca büyük problemi görmezden gelerek, gözlerini karartıp, hocamızı suçlamaları karşısında dehşete düşüyoruz."
GÜLEN EVLENMEDİ ÇÜNKÜ...
Fethullah Gülen için en çok konuşulan evlilik konusuna da
değinen Kemal Gülen, "Evet, o evlenmedi kendi ifadesi
ile bütün ömrünü hizmete adamak istiyordu. Bunu yaparken kimsenin
hakkına girmek istemiyordu. Ne var bunda? Bazı peygamberler, veli,
müçtehit müceddid, ilim adamı veya sanatkârlar da
evlenmemiş" dedi.
Rabia işaretleri yaparak oy devşirenler olduğunu kaydeden Kemal
Gülen, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Rabia'tül Adeviye'nin de evlenmediğini bilmiyorlar herhalde. Dine, diyanete, millete hizmet etmek için veya çocukların, gençlerin halinden anlamak için illa da evlenmek şart mı? Biz evladımıza ondan isim istiyor, yavrularımızı nasıl yetiştireceğimizi ondan öğreniyor ve onun sohbetlerinden istifade ile çocuklarımızı terbiye etmeye çalışıyoruz. Hepimiz onun evladıyız; sadece biz değil Asya'da, Afrika'da, Amerika'da binler, yüzbinler evladı var; bunlar olimpiyatlarda stadyumları dolduruyorlar, bütün bu güzelliklere vesile olduğu için başta hocamıza ve milletimize dua ediyorlar. Biz de ailesi olarak bu dua kervanına katılıyor, Rabbimizin onu ve onunla birlikte yürüyen dost ve arkadaşlarını koruyacağına inancımızı bir kez de burada tekrarlıyoruz."
SORULARI YANITLADI
Toplantında gazetecilerin 'Cemaat abi ve ablalarının kapı kapı dolaşarak Ak Partiye oy vermeyin diye propaganda yapıldığı söyleniyor. AK Partide buna cevaben sizde parti kurun karşımıza öyle çıkın diyor, buna ne diyeceksiniz' sorusuna Kemal Gülen, şu yanıtı verdi:
-"Cemaatin abi ve ablalarıyla ilgili söyleyecek bir şeyim yok.
Onu cemaati eğer temsil eden Gazeteciler Yazarlar Vakfı varsa
onların bu konuda bir şey söylemesi daha doğrudur ama bizim aile
yakınları olarak bir araya gelişimiz ne böyle bir propaganda
yapmak, ne şuna oy verin buna oy vermeyin demek için değil, biz
sadece burada değerli hocamıza yapılan hakaretleri, iftiraları
büftanları iade etmek ve bunları doğru olmadığını haykırmak için
bir araya geldik dolayısıyla cemaatin ne avukatıyız ne de
temsilcisiyiz biz sadece ailemizin değerli büyükleriyle bir araya
geldik."
MUHTAR ADAYIMIZ BİLE
YOK
Bir başka gazetecinin, 'Sizin ailesi olarak siyasete müdahale veya siyasetin içerisine girme gibi bir eğiliminiz olacak mı?' sorusuna Kemal Gülen, "Siyasetten uzak bir aileyiz. 'Muhtar adayı bile değiliz' diyor Seyfullah Gülen, Hocaefendi'nin kardeşi benim de babam şeref duyarım böyle bir babanın evladı olmaktan. Dün de ailemiz siyasete girmedi, bugün de girmedi Hocaefendi'nin genel temayülleri, oradan aldığımız ilhamla yarın da bugün yapılan siyasete girmeme yönünde adeta yeminimiz vardır" karşılığını verdi.
Kemal Gülen, Başbakan Erdoğan'ın seçim sonrası Gülen Cemaati'ne operasyon sinyali verdiği hatırlatarak, "Tedirginlik yaşıyor musunuz? Cezaevine girme endişeniz var mı?" sorusunu da şöyle yanıtladı:
"Bu aile 1980 ihtilalinden sonra, hemen yanıbaşımdaki Salih amcam ve diğer taraftaki Mesih amcam bir irtica, bir dinci ya da müslüman olduğu gerekçesiyle zaten içeriye alındılar. Hocaefendi 1971 yılında içeriye alındı. Bunlar içeriye alınmak konusunda bir tereddüt endişe yaşamazlar. Çünkü yürüdükleri yolun hak olduğunu, yaptıkları işin doğru olduğuna inanıyorlar ama hiçbir şey yapmadan Türkiye Cumhuriyeti'nin en verimli en irfan sahibi ilim sahibi bu insanları elde bir delil olmadan, 'Biz sizi içeriye atmak istiyoruz' derlerse de bu zorbalığa karşı bizim de yapacak hiçbir şeyimiz yoktur. Şeriatın kestiği parmak acımaz."