İşte adım adım kapatılma süreci
Abone olDTP'nin kuruluşundan başsavcının DTP hakkındaki iddialarına ve davanın açılışından bu yana 2 yılda neler yaşandı?
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı bundan iki yıl önce "DTP,
bölünmez bütünlüğe aykırı eylemlerin odağı haline geldi"
gerekçesiyle kapatma davası açtı.
219 partiliye de 5 yıl siyasi yasak talep etti. İşte DTP'nin
kuruluşu, başsavcının DTP hakkındaki iddiaları ve davanın
açılışından bu yana yani iki yılda yaşananlar...
HEP, DEP, DEHAP, HADEP çizgisinin devamı olarak kuruldu.
9 Kasım 2005'te Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk'un eşbaşkanlar sıfatıyla
İçişleri Bakanlığı'na verdiği kuruluş dilekçesiyle. Demokratik
Toplum Partisi ilk günden bu yana tartışılan kurucularıyla Türk
siyasi hayatının 49'uncu partisi olarak siyasete girdi.
Daha ilk günden, hatta kuruluş dilekçesi verildikten bir kaç dakika
sonra, bu sözlerinin etrafında büyük bir tartışma başlayacağını
bilmeden eşbaşkan Ahmet Türk ilk mesajını verdi, toplumun tüm
kesimlerinin hassasiyetine vurgu yaptı.
Ahmet Türk 9 Kasım 2005'de, "Tüm Türkiye toplumunun
hassasiyetlerine dikkat edeceğiz" dedi.
2007 genel seçimlerine bağımsız adaylarla girdi DTP. Bin umut
adaylarıyla.... Aralarında yine o tartışmalı isimler de vardı.
Hatip Dicle, Orhan Doğan gibi. O isimlere Yüksek Seçim Kurulu'ndan
vize çıkmadı. Ama yola devam ettiler. Bekledikleri gibi olmasa da
yeniden Meclis'e girdiler. Üstelik bu defa sadece Meclis'e girmekle
kalmadılar, grup da kurdular. Tüm diğer partiler gibi her salı grup
toplantısı yaptılar.
Genel Kurul salonunda dikkatler onların üzerindeydi. Aynı dönemde
yeniden Meclis'e dönen MHP'lilerle yan yana oturdular.... Her
sözleri dikkatle dinlendi, tüm hareketleri mercek altına alındı....
Tam da bu dönemde ekim ayının son günlerinde PKK'yı terör örgütü
olarak tanımlamayacağını ilan eden DTP Meclis'e girdikten bir kaç
ay sonra PKK Dağlıca'ya baskın yaptı, 8 asker kaçırıldı. Haber
Türkiye'nin gündemine bomba gibi düştü, devamında yaşananlar da...
PKK kampına askerleri teslim almaya DTP'li vekiller gitti...
Ve bu görüntülerden 15 gün sonra, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı,
"Bölünmez bütünlüğe aykırı eylemlerin odağı haline geldiği"
gerekçesiyle DTP'ye kapatma davası açtı. 120 sayfalık iddianame
Anayasa Mahkemesi'ne sunuldu. İddianamenin ilk sayfalarında
Dağlıca'da yaşananlara ilişkin tespitler de vardı:
"İrtibat kurulamayan 8 askerin teslim edilmesi tam bir örgüt
propagandasına dönüştürülmüştür'' denildi. Milletvekilleri Fatma
Kurtulan ve Sevahir Bayındır'ın örgüt kamplarında eğitim aldıkları
iddia edildi.
Başsavcılığa göre, son seçimde PKK'lı teröristler yol kesip DTP
için oy istedi. Parti üyelerinin şiddet eylemlerinde yeraldığı
hatta teröristlerden talimat aldığı, PKK kamplarında toplantılara
katıldığı da iddia edildi.
Başsavcılık, PKK'ya terör örgütü denilmemesinin hiçbir hukuk
devletinde açıklanamayacağını belirtti ve "Teröre terör diyemeyen
biri ya teröristir ya da kendisini görevlendiren örgütten ölesiye
korkandır" dedi.
İddianamede, DTP'nin Abdullah Öcalan'ın talimatlarıyla kurulduğunu
ileri süren Başsavcılık, partinin temelli kapatılmasını istedi.
8 milletvekili, Ahmet Türk, Aysel Tuğluk, Sevahir Bayındır,
Selahattin Demirtaş, Osman Özçelik, Sebahat Tuncel, İbrahim Binici,
Fatma Kurtulan'la birlikte tam 219 partiliye beş yıl siyasi yasak
talep edildi.
Açılan davada DTP de kendisini savundu. Dava tamamen siyasi olarak
tanımlandı. DTP'nin uluslararası sözleşmelerde kesinleşmiş bir
terör tanımı olmadığı için PKK'yı terörist olarak nitelenmediği
belirtildi. İddianamede kanıt olarak gösterilen 141 eylemden
138'inde yargılamanın sürdüğü vurgulandı.
DTP savunmasını yaptı ama Anayasa Mahkemesi'nde bekleyen dosya ek
delillerle gün geçtikçe kabardı. 2007 yılında açılan davayı Yüksek
Mahkeme tam 2 yıl sonra esastan görüşme aldı. Ve bu iki yıl boyunca
parti kongre ve mitinglerinde açılan Öcalan bayrakları ve PKK
posterleri de dava dosyasına ek delil oldu.
Davanın görüşülmesine kısa bir süre kala PKK'lıların dönüşü
sırasında Habur'da yaşananların da mahkeme üyelerinin kararını
etkileyeceği öne sürüldü.