İstanbul'un ürküten deprem raporu! İşte yıkılacak bina sayısı
Abone olİZMİR’de yaşanan 6,6 büyüklüğündeki depremin ardından İstanbul İstatistik Ofisi, 'İstanbul’un deprem raporu'nu yayımladı. Yapılan araştırmalara göre İstanbul, beklenen 7,5 büyüklüğündeki bir depreme hazırlıksız yakalanırsa 48 bin bina yıkılacak ya da ağır hasar görecek.
İZMİR’de yaşanan 6,6 büyüklüğündeki depremin ardından İstanbul
İstatistik Ofisi, 'İstanbul’un deprem raporu'nu yayımladı. Raporda,
İstanbul’un beklenen depreme hazırlıksız yakalanması durumunda
yaşanacak senaryo gözler önüne serildi.
Yapılan araştırmalara göre İstanbul, beklenen 7,5 büyüklüğündeki bir depreme hazırlıksız yakalanırsa 48 bin bina yıkılacak ya da ağır hasar görecek. 194 bin bina orta ve üstü hasar alacak. Afet ve acil durum anında hayati önem taşıyan, bölgeye yardımların ve arama kurtarma ekiplerinin ulaşımı zorlaşacak. Böyle bir durumda yolların en az yüzde 30’unun kapanması öngörülüyor.
Ayrıca yaşanacak ekonomik kaybın ise, en az 120 milyar lira olacağı tahmin ediliyor. İstanbul hanelerinde anlık nüfusun gece 15 milyon, gündüz 6 milyon kişi olması nedeniyle beklenen depremin gece olması halindeyse, can kaybı sayısı önemli ölçüde artabilir.
2000 yılı öncesinde yapılan binalar daha
riskli
İBB'ye bağlı İstanbul İstatistik Ofisi’nde görevli Ekonomist ve
Veri Görselleştirme Uzmanı Ertuğrul Ağlar, “Bizim İstanbul’da şuan
elimizde olan verilere göre 2000-2019 yılları arasında tam 376
bin bina yapılmış. Ama sıkıntımız burada 2000 yılı öncesinde
yapılan binalarda başlıyor. Bu binalar bizim için daha büyük risk
taşıyorlar çünkü eskiler ve 99 depremini de yaşamış bulunmaktalar.
1980 ve 2000 yılları arasında tam 538 bin 800 bina yapılmış
İstanbul'da, bu binalar şuan hala ayaktalar. Bununla birlikte 1980
öncesinde de 255 bin binamız hala İstanbul'da mevcut
bulunuyorlar. Bu yapılarımız, deprem için ekstra bir risk taşımakla
beraber gelecek 7,5 büyüklüğündeki bir depremde, 48 bin binanın çok
büyük hasar göreceğini veya yıkılacağını tahmin etmekteyiz. Sadece
48 bin binanın yıkılacağını veya ağır hasar göreceğini değil, aynı
zamanda 194 bin binanın da orta ve üstü derecede hasar
göreceğini tahmin ediyoruz" diye konuştu.
''İstanbulluların yüzde 42'si depremde yaşanacak
kayıpları tamamen kader olarak görüyorlar''
Geçmiş depremlerde yapılan çeşitli araştırmaları derlediklerinde
ulaştıkları verileri paylaşan Ağlar, şunları
söyledi: “İnsanlar genellikle orta ve üstü hasar alan ancak
yıkılmayan binalarda hayatlarını kaybediyorlar. Can kaybımız bu
tarz binalarda çok daha fazla artıyor. Bu konuda da tabii ki eğitim
ve tatbikatlar bizim için ekstradan bir önem arz ediyor. Yine
bununla birlikte sosyal hasar görebilirlik araştırmamızda mahalle
mahalle insanlara sorulan bir soruyu öne çıkartmamız gerekiyor.
Soru şu: 'Sizce depremde kader yüzünden mi yoksa ihmal ya da önlem
alınmaması yüzünden mi hayatlarımızı kaybediyoruz?' Aslında burada
ulaştığımız sonuç bizi birazcık üzüyor. Çünkü İstanbulluların yüzde
42'si depremde yaşanacak kayıpları tamamen kader olarak görüyorlar.
Bizde bu çalışmayı kamuoyu yaratmak amacıyla insanlara sunmak
ihtiyacında bulunduk çünkü depremin geleceği zaman kader olabilir
ancak depremden yaşanacak can kayıpları tamamen ihmal ile alakalı
şeyler."
''Yolların yüzde 30'u kapanacak''
Yaşanabilecek 7,5 büyüklüğündeki bir depremde, İstanbul’da yolların
en az yüzde 30’unun kapanacağını öngördüklerini dile getiren Ağlar,
şöyle konuştu: Bu konuda yine 6306 sayılı bir afet yasamız
var. Bu yasamız, deprem riski yüksek bölgeleri güçlendirmek
amacıyla ortaya çıkmıştı ancak tabii ki son yıllarda bunun
suistimal edilmesiyle birlikte, çok pahalı arsalarının imara açılma
amacıyla kullanıldığını görüyoruz. Bununla birlikte İstanbul'un
depremler konusundaki önemini ve bu şehirde ne kadar çok deprem
olduğunu ise şu şekilde özetleyebilirim. Son 100 yılda İstanbul
çevresinde 7 ve daha üzerindeki bir büyüklükte yaşanan toplamda 7
tane depremimiz var. Bu 7 depremin hepsi İstanbul’u çok yüksek
oranda etkilemiş bulunmaktalar. En sonuncusu da biliyorsunuz 99’da
olmuştu. Beklenen depremde 194 bin binanın orta üstü hasar alması
ve 48 bin binanın yıkılacak veya ağır hasar alacak olması aslında
bu işi burada bitirmiyor. Çünkü deprem sonrasında en önemli
şeylerden bir tanesi insanların o bölgeye ulaşabilmesi, yardım
malzemelerinin ve kurtarma ekiplerinin orada bulunabilmesi. Bu
noktada da yolların yüzde 30'unun kapanacağını tahmin etmekteyiz
İstanbul ve çevresinde. Ki bu tahminimizde çok daha üst bir orana
ulaşabilir. Bunu da göz ardı etmiyoruz. Yolların en az yüzde
30'unun kapanacak olması çeşitli illerden gelecek yardımların
İstanbul'a ulaşamaması demek. Ve İstanbul'da yaşanacak ekstra kaos
ve deprem sırasında çöken ya da hasar alan bir binada hayatını
kaybetmemesine rağmen, ondan sonra yaşanacak sıkıntılar nedeniyle
insanların hayatını kaybedebileceği anlamına geliyor. Bu da bizim
için bir tehlike ve bunun bir maliyeti de olacak bizlere.
Biliyorsunuz ki İstanbul Türkiye'nin en büyük ve ekonomik anlamda
en devasa şehri. Biz İstanbul ve çevresinde yaşanacak bir depremin,
en az 120 milyar lira kayba sebep olacağını öngörüyoruz. Bu da
Türkiye ekonomisi için özellikle yakın dönemde gerçekleşirse,
kırılgan bir dönemde gerçekleşecek bir deprem için çok çok
sıkıntılı sonuçlara doğuracaktır"
“Denetimler tam yapılmıyor"
Binaların yapıldığı sırada daha iyi denetlenmesi gerektiğini ifade
eden İsmail Kaya, “Benim oturduğum bina nereden baksan 40 yıllık.
Bence 2000’den sonra yapılan binalar da riskli çünkü denetimler tam
yapılmıyor. Bazı müteahhitler sağlam yapıyor tabii ki ama
denetimler sıklaşırsa, bizim için daha iyi olur." diye konuştu.
''Biz Türkler olarak başımıza gelince anlıyoruz
malum"
Beylikdüzü’nde yaşayan ve yaşadığı binanın güvenli olmadığını
düşündüğünü kaydeden Recep Gülgen ise, “En son İzmir depreminde
2 yıllık bina çökme derecesine geldikten sonra, bizimkilerin
de risk altında olduğunu düşünüyorum. Ben Beylikdüzü’nde
oturuyorum. 12 katlı. Tabii yüksekte oturduğumuz için sıkıntı. Bina
güvenli mi değil mi diye test yaptırmadık, kimsenin umurunda değil
açıkçası. Biz Türkler olarak başımıza gelince anlıyoruz malum"
dedi.
“Hiçbirimiz güvende değiliz"
Samatya’da 20 yıllık bir binada yaşayan ve yaşadığı binanın
deprem güvenli olup olmadığını bilmediğini söyleyen Selin Atak,
şunları söyledi: “Şu an bulunduğumuz semt oldukça eski yapılara
sahip. Bir denetlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Hiçbirimiz güvende
değiliz. İzmir depreminden sonra binaca test yaptırmak gibi bir
girişimimiz olacak. Bu mahallede de durumun kritik olduğunu
düşünüyorum"