İstanbul'da avukat kocasını terk etti cinci hocaya gitti: Anormal münasebet
Abone olAvukatın 4 yıllık eşi cinci hocanın tuzağına düşünce evini barkını terketti. Cinci hoca 'sen seçilmiş kişisin' diyerek kadını eşinden ayırdı. Avukat koca ''Anormal münasebeti acı ile görmekteyim'' dedi.
İSTANBUL’da yaşayan avukat T.N.Y., sözde bir din hocasının "Sen
seçilmiş insansın” diyerek eşi K.Z.Y.'yi kandırdığını ve kendisini
terk edip hocaya gittiğini iddia etti.
Milliyet'ten Elif Altın'ın habrine göre, savcılığa suç duyurusunda bulunan şikayetçi avukat T.N.Y. dilekçesinde, 2015 yılı Nisan ayı içerisinde evlendiği eşi K.Z.Y. ile şüpheli Şakir H. yüzünden problemler yaşamaya başladıklarını belirterek, yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Bu problemlerin sebebi ise evlilikte yaşadığımız problemlerin bir büyüye bağlı olduğunu ve bunun çözümünün Şakir hoca denilen eşimin annesinin 25 yıldır çeşitli problemleri için gittiği hocaya gitmemizi dayatmasıdır. Eşimin ısrarı ile söz konusu hocaya bir defaya mahsus gittim. Söz konusu ziyarette Şakir hoca denilen istismarcı alnıma metal üzerinde Arapça yazılar olan plaka yapıştırmamı ve içtiği sudan içmemi söyledi. Ancak söz konusu durumla dalga geçtiğimde bu saçma ritüeli sonlandırdı. Ancak bu ziyarette bu adamın Arapça bile yazmadığını gözlemledim.
Bin 500 TL istemiş
Ardından eşimle bu hocaya gitmemesi konusunda sürtüşmelerimiz oldu.
Hatta bu sözde tedavi için eşim, hocanın kendisinden bin 500 TL
istediğini söyledi. Şiddetle karşı çıktım. Bu ziyaretimin diğer
sebebi, eşimin düğünde, nişanda takılan bilezik, cumhuriyet altını
vb. ziynetlerini sürekli tedavül değeri olmayan zümrüt vb.
takılarla takas etmesi idi. Yani eşimin daha evliliğin ilk yılında
bu ziynetleri adı geçen hocaya verdiğini tespit ettim. Eşim ayrıca
bana güya dua için ilave paralar ödediğini söyledi.
'Bir adet ev, 75 adet altın, bir adet araba' şartı
koşmuş
Şüpheli Şakir hoca eşime sürekli ‘seçilmiş kişi olduğunu, havas
ilmi ile dua ederek hastalıklara çare olacağını bunun için
kendisini kendi evinde özel kursa alabileceğini, bir sene boyunca
çocuk yapmama şartının olduğunu’ söylemiştir. Bu hocaya katiyen
gitmemesi yönünde tartışmalarımız oldu ise de, eşim mutlaka
gideceğini söyleyerek sözde kursa 1 Temmuz 2019 tarihinde
gitmiştir. Bugünün akşamında eşim ile söz konusu durum büyük
tartışma konusu olmuştur. Eşim bu durumun bir fırsat olduğunu,
büyücülük ve havas ilmi öğrenerek dua okuyup para kazanacağını,
gururla bana söyledi. Ben bu duruma şiddetle karşı çıkınca da bu
hocadan bu eğitimi almamasının şartının bir adet ev, 75 adet altın,
bir adet araba gibi maddi talepleri olduğunu söylemiştir bana.
Bunun bir hayat güvencesi olduğu söylemiştir bana.
''Boşanma ve mal paylaşım dava açtı bana''
Şüpheli din istismarcısına Instagram yolu ile ulaşıp tepki
koyduktan beş gün sonra da eşim evi boşaltarak bana boşanma davası
açtı. Anladım ki eşimin üzerindeki etkisi yuvasını dağıtacak kadar
büyük. Nihayetinde 7 Eylül 2019 tarihinde ev eşyalarını kaçırdı. 9
Eylül 2019 tarihinde ise uydurma gerekçelerle boşanma ve mal
paylaşım dava açtı bana.
''Anormal münasebetin olduğunu acı ile
görmekteyim''
Daha sonra ben adıma kayıtlı eşimin cep telefonu kayıtlarına
baktım. Acı verici gerçekle karşılaştım. Eşimin bu söz konusu din
istismarcısı Şakir Hoca denilen adamla özellikle Mayıs-Haziran ayı
içerinde defalarca gece gündüz fark etmeksizin saatlerce
görüştüğünü ya karmaşık bir tarikat ilişkisi ya da söylemeye
dilimin varmayacağı bir anormal münasebetin olduğunu acı ile
görmekteyim.
''Şantaja maruz bırakıldığımı öğrenmiş
bulunmaktayım''
Bu görüşme kayıtları ile eşimin bu din istismarcısına gitmemek
karşılığı ev para altın vb. şeyler istemesinin aslında bir suç
makinesi olan bu kişinin etkisinde kalarak suça yönlendirildiğini
ve aslında bir şantaja maruz bırakıldığımı öğrenmiş bulunmaktayım.
Sayın savcılığınızdan ülkemize birçok kereler (Adnan Oktar vb.)
bela olmuş cinci, üfürükçü, din istismarcısı kişiler gibi bu kişi
hakkında da ‘nitelikli dolandırıcılık’ suçundan dava açılmasını
talep ediyorum.''
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma yetkisizlik kararı ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi.