İsrail’e jet yakıtı satmadık
Abone olEnerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, "Ne geçen ay, ne önceki ay ne de bu süre içerisinde biz İsrail’e herhangi bir jet yakıtı sa...
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, "Ne geçen ay, ne
önceki ay ne de bu süre içerisinde biz İsrail’e herhangi bir jet
yakıtı satmadık" dedi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız, Türkiye Madenciler Derneği
Başkanı Atılgan Sökmen ve Yönetim Kurulu üyelerini kabul etti.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nda gerçekleşen görüşme
sonrasında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Bakan Yıldız,
yaşam odalarının zorunlu hale getirilip getirilmeyeceği konusunda
bilgi verdi.
Bu konunun son derece bilimsel bir konu olduğunu kaydeden Bakan
Yıldız, “Dünyadaki uygulamalar için Rusya, Ukrayna, Almanya, ABD
gibi ülkelerdeki en son yapılan çalışmaları incelemek üzere bir
heyet kurduk. Kömürde yaşam odaları ile alakalı dünyada çok geniş
bir uygulama bulunmuyor. Çalışma Bakanlığımızın yapacağı
yönetmelikle bunların düzenlenmesi söz konusu ama Plan Bütçe
Komisyonunda alınan kararda bunun yönetmeliğe bırakılması ile
alakalı bir tavsiyede bulunuldu. Özellikle metalik madenlerde yaşam
odasında bugün yaklaşık 10 tane yaşam odası barındırıyorlar. Ama
her maden için de bu uygun olmayabilir. Çünkü yangın içerisinde
kalabilen yaşam odalarının da yangın içinde kalan kısımlarının daha
farklı riskler oluşturduğu dünyada gözlemlenmiş. Sırf kamuoyundaki
bir algıdan dolayı bir görüş üzerinde yoğunlaşmamak gerekiyor.
Dünyada bunun uygulamaları nedir ona bakıyoruz. Şuanda en seri olan
ve tehlikelinin bulunduğu yerden en hızlı kaçış noktalarını
oluşturabilecek bir maske değiştirme istasyonlarının bulunması,
dünyada daha fazla uygulanan bir sistem olarak görülüyor. İşçi
sağlığı ve güvenliği ile alakalı hangi tedbirlerin uygulanması işçi
sağlığı için daha uygunsa onlar yapılacak. İyi olan bir şeyi
reddetmiş gibi piyasada bir algı görüyorum. Bunun doğru olmadığını
söylemem lazım. Sırf olmuş olması için bir iş yapmak doğru
değildir. En fazla kömürün üretildiği Avustralya’daki kömür
işletmeciliğinde, Almanya’da yaşam odasına yer verilmemiş. Biz Soma
faciasının kamuya, özel sektöre, işçiye, iş verene çok fazla
öğreteceği şey var. Bizim için çok acı bir tecrübe oldu. O yüzden
doğrusunun tercih edileceğini bilelim” ifadelerini kullandı.
Bir gazetecinin, “Barzani ve 3 tane bakanının Türkiye’ye gelmesi
yönünde 3 tane bakanın Halk Bankasındaki parayla alakalı bir
tahsilat için geldiği yönündeki haberlere ilişkin olarak?” sorusu
üzerine Yıldız şu cevabı verdi:
“3 tane bakanının Halk Bankasındaki parayla alakalı bir tahsilat
için geldiği yönünde bir haber duyuyorum. Bunun doğru olmadığını
söylemem lazım. Geçici olan hesapların kalıcı hesaplar haline
getirilmesi ve yetkililer ile beraber bu hesapların açılması için
kendileri geliyorlar. Bu sürdürülebilir bir iş olması için gayret
ediyoruz. Irak’taki özellikle istikrarın bozulması ile beraber
petrolün sahiplerinin işleticilerinin el değiştirdiği bir
ortamdayız. Yalnızca Kuzey Irak petrolleri ile alakalı değil, aynı
zamanda Bağdat petrolleri ile alakalı da konuşuyoruz. Bizim şuanda
Kuzey Irak’ın hakkının o bedel içerisine alınıp götürülmesiyle
alakalı bir gündemimiz yok. İlk tankerin parası henüz gelmedi.
Çünkü bunların satışlarından Kuzey Irak sorumludur. Petrolün sahibi
Irak’tır. Bunu ihaleden de satan sevkiyatını yapan Irak. Bu satışın
sorumlusu Irak’tır. İsrail’e mi satıyor başka yere mi satıyor biz o
kısmına girmiyoruz. Ama kendilerine sordum İsrail’e satmadıklarını
söylediler. Türkiye’den de Mersin’den özellikle jet yakıt için
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti olarak bizim İsrail’e satışımız söz
konusu değildir. Hele hele Gazze ve Filistin üzerinde şuan da
İsrail’in yaptıklarını bu soruyu daha da önemli hale getirdiğini
biliyorum. Ne geçen ay, ne önceki ay ne de bu süre içerisinde biz
İsrail’e herhangi bir jet yakıtı satmadık.”
ENERJİ ARZ GÜVENLİĞİ KONUSU
Enerji Arz Güvenliği konusuna da değinen Yıldız, havaların en sıcak
olduğu günlerden birinin yaşanıyor olmasına rağmen Enerji Arz
Güvenliği hususunda bir sıkıntı olmadığını belirterek konuşmasına
şöyle devam etti:
“Şuan da tüketimimiz 39 bin megawattlara doğru gidiyor. Cumhuriyet
tarihinin en yüksek değerlerini her geçen gün yaşıyoruz. Klimaların
çok yüksek oranda çalıştığını, enerji tüketiminden son derece
yakından izliyoruz. Ben şunu tavsiye ederim; özellikle enerji arz
güvenliği ile alakalı bir sıkıntımız yok ama bizim israf etmeden
enerji tasarrufu ile beraber kullanabiliyor olmamız lazım. Hem
kapıyı açarak hem de klimayı açarak bunun doğru olmadığı
kanaatindeyiz. Barajlarımızıdaki su seviyeleri geçen yıla göre az.
Ama biz buna rağmen enerji politikalarının ve stratejilerinin en
temel kurallarından bir tanesi olan kaynakların çeşitlendirilmesi
ve yaygınlaştırılması ile alakalı politikalarımızın doğru sonuçlar
verdiğini görüyoruz. Bir kısım yerlerde özellikle suyun üretim
oranının azaldığını ama onun yerine diğer kaynaklardan bunun telafi
edildiğini söylemem lazım. Rüzgar ile alakalı ürettiğimiz enerjinin
özellikle 2013 yılı içerisinde doğalgazdan 600 milyon dolarlık daha
az doğal gaz ithal ettiğimizi söyleyebilirim.”
Kuzey Irak’ın sattığı ham petrol gelirlerinin Halk Bankasındaki
bileşenlerini de açıklayan Yıldız, şunlara dikkat çekti:
“Biz BM kararlarının bağlayıcı olduğu ülkelerden bir tanesiyiz.
Kuveyt’teki savaş tazminatları ile alakalı yüzde 5’lik payın
ayrıldığını söylemem gerekiyor. Bu bizim için de bir zorunluluktur.
Yüzde 5’ten sonra kalan kısmın yine Irak’lı kardeşlerimizin kendi
verdiği karar doğrultusunda yüzde 83’ünün Merkez Irak Bağdat’a ve
yüzde 17’sinin de Kuzey Irak’a aktarılması gerektiğini söylemiştik.
Şuan da Irak’ta olan karışıklıklar bizim böyle bir kurgumuzu
değiştirmiyor. Oranın ne olacağını biz karar vermiyoruz. Oranın ne
olacağına Irak halkı karar verdi. Bize düşen bu doğrultuda
uygulamalara devam etmektir. Gerek IŞİD’in yaptıkları gerekse
oradaki istikrarın bozulmasıyla alakalı normalleşmeden daha da
uzaklaşılan bir ortamda bizim prensiplerimizin değişmeyeceğini
söylemem lazım.”
Beyci Rafinerisi’nin IŞİD’in eline geçmesi ile beraber ham petrolü
olan ama üretemeyen, üretse de rafine edemeyen bir Kuzey Irak
profilinin çıktığını kaydeden Yıldız, “Dolayısıyla ham petrol
ürünleri ile alakalı farklı sıkıntılar var. Hem benzinin hem de
dizelin yeterince tedarik edilemediğini görüyoruz. Türkiye bu
manada elinden gelen gayreti yapacaktır ve geçen hafta yayınlanan
bir kararnameyle yalnızca transit taşımalardan kaynaklanan petrol
ürünlerinin değil, aynı zamanda Tüpraş’ta üretilen petrol
ürünlerinin de Kuzey Irak’a sevk edilmesi konusunda bu alanın yolu
açılmış oldu. Burada ki en önemli mesele ürün tedariki değil.
Türkiye’de bu manada arzımız yeterli ama Habur kapısındaki lojistik
ve trafiktir. Hem Musul halkına verilecek elektrik ile alakalı hem
de petrol ürünleri ile alakalı Türkiye yaklaşık 4 bin tonluk günlük
ihtiyacını karşılayabilecek bir durumdadır. Gerek nakliye, gerek
sevkiyatı ile alakalı her türlü lojistiğinin sağlandığını söylemem
lazım. Türkiye hem Irak’ın Bağdat’ın normalleşmesi hem de Kuzey
Irak’ın bulunduğu noktadan daha iyi bir yere gelmesi ile alakalı
katkılar koymaya devam edecektir” diye konuştu.
SOMA’DAKİ MADEN OCAKLARI
Soma’daki maden ocaklarının açılması için son günlerde yürüyüşler
yapıldığını belirten Yıldız, açıklamalarına şöyle devam etti:
“Oradaki ocakları açmamız için o ocakların iyileştirilmesi
lazımdır. Hem Çalışma Bakanlığımızdan hem de Maden İşleri Genel
Müdürlüğümüzden giden teftiş ekipleri orada belli hedefler ortaya
koydular. Mesela özellikle havalandırma bacaları ile alakalı
yaklaşık 140 metrelik bir bacanın açılması. Ama şuan da 45-50
metrede. Bunun açılması için orada çalışmak gerekiyor. Işıkların
özellikle açılmasının yolu oradaki işçi kardeşlerimizin orada
çalışmasından geçiyor. Eğer biz orada çalışmayalım denirse o
ocakların bizim istediğimiz şartlara gelme imkanı olmaz. Oraya
gelecek işçi kardeşlerimiz kömür üretimi yapmayacaklar. O ocakların
açılması isteniyorsa o ocakların o şartlara getirilmesi için üretim
hazırlığının yapılması lazım. Bazı arkadaşlarımız üretim
hazırlığına da katılmıyormuş. Peki o şartlara gelmeden, işçi
sağlığı ve güvenliği ile istediğimiz şartlar oluşmadan o ocaklar
nasıl açılacak. Orada bir açmaza girmemek lazım. Yaptığımız
görüşmelerde Soma’da ocakların açılması isteniyor. Açılsın ama o
şartlar yerine getirilmek kaydıyla açılsın. Üretim hazırlığı
çalışmalarına katılacaklarsa hızlıca açılabilir. Eğer böyle bir
şeyi kendi açılarından da uygun görüyorlarsa herhangi bir kömür
üretimi yapmadan o hazırlık çalışmalarına katılmak lazımdır. Sağlık
gerekçesiyle katılamayan arkadaşlarımız olabilir ama önümdeki
raporlar bu sayının çok ciddi bir rakam olduğundan bahsediyor. Ata
Bacasıyla alakalı öncelikle bir tasfiye kararı alabiliriz. Oraların
işçi sağlığı ve güvenliği ile alakalı şartların yerine
getirilemediğini gördüğümüzde biz tasfiye kararı alabiliriz. Ama
Işıklar’ın biran önce üretime geçmesi ile alakalı işlemler yapmak
gerekiyor. Üniversite camiasından oradaki kazanın oluş nedeni ile
alakalı gerek adli gerek idari soruşturmalar devam ediyor ama aynı
zamanda kazanın oluş nedenlerini de ortadan kaldırmak için de bir
yandan bilimsel çalışmalarımız devam ediyor.”
(İHA)