Internet Haber Mobil Uygulama
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Ezilen Filistin halklarının kendi hür iradeleriyle başlattığı
Aksa Tufanı operasyonu artık bir savaşa evrilmiş durumda.. Gazamız
mübarek olsun..
**
Tarihinde ilk defa müslüman Filistin halkı, savunmada değil
taarruzda.. Bu kırılma son derece kıymetli.. Onun içindir
ki, hem İsrail hem de İsrail'in gücü karşısında diz çökmüş bazı
ezikler şaşkınlık içindeler.. Okuyorsunuz, dinliyorsunuz
televizyonlarda-radyolarda... İsrail şöyle yapacak böyle
yapacak’ diye yazan çizen bir takım insanlar var..
"Hamas iyi yaptı da keşke şöyle yapmasaydı"... Neden ablacım?..
Neden "keşke şöyle yapmasaydı?"
Bu 'NEDEN'in altına rasyonel zeka ile izah
edilebilecek maddeler yazılırsa anlarım..
Mesela;
- Biz düşmanımıza benzemeyelim, onlar bizim öğretmenimiz
değil...
- Bizim hesabımız, topraklarımızı işgal kararı veren
otoriteyle, o karar karşısında bu topraklarda yaşayan sivillerle
değil
- Hedefimiz işgal altındaki topraklarımızı geri kazanmak,
kendi nefsimiz için kişisel kinle hareket edersek bu cihad
olmaz
... vs..
Bunun gibi akla mantığa uygun her itiraz tartışılır..
Ama çıkıp da biri derse ki; "..Hamas kanlı bir baskın
yaptı, İsrail bunun intikamını çok feci alır, şimdi o topraklarda
büyük katliam yapar, keşke yapmasalardı..." İşte o
zaman diyeceğiz ki; "..orada dur birader!.."
**
Ne bu eziklik bu kompleks bu korku ya hu?.. Kim ki İsrail ordusu?..
Kimmiş askerleri bunların?.. Teketek bir Filistinli çocukla
karşı karşıya geldiğinde korkudan altını ıslatan ödlekler sürüsü
sonuçta.. Bak bir sabah 5 bin tane füze indi tepelerine, o
çok övündükleri demir kubbeleri çalışıp da durduramadı.. Bak 21
ayrı noktadan ülkenin dört bir köşesine girdiler, Mossad'ın ruhu
bile duymadı.. Kağıttan kaplan bunlar
kardeşim..
At artık üzerinden şu korkuyu kaygıyı .. Bırak devletler nasıl
tutum alırsa alsın. Sen bir fert olarak, yarım asrı aşkın bir
süredir İsrail zulmüne tanıklık etmiş bir kişi olarak çık ve dimdik
dur mazlum Filistin halkının arkasında.. Boşver gerisini,
berisini..
**
Ne yapacakmış İsrail?..
- Gazze'yi abluka altına mı
alacakmış?.
- Elektriklerini mi kesecekmiş?.
- Gıdasız, ilaçsız, okulsuz mu
bırakacakmış?..
- Plajda çocukları mı öldürecekmiş?.
- Genç kızları öldürüp cansız bedenlerinin üstünde
kahvelerini mi yudumlayacaklarmış?..
Arkadaş zaten yapıyor bunu zaten yapıyor. Hep yapıyor. Her gün
yapıyor. Hiç bir sebep olmaksızın yapıyor. Kuş avlar gibi
sokağın köşesinden Filistinli çocukları hedef alıp tüfeklerini
deniyor bu alçaklar sürüsü.. Daha fazla ne yapabilirler
ki?.. Gazze sosyolojisine biraz hakim olan herkes bilecektir ki bu
çocuklar zaten bu eşkiyalığın tam da göbeğine doğmuş durumda.. Şu
çocuklar, bu gençler… Bunlar zaten ölüme, acıya, gözyaşına
doğdular.. Bebek denecek yaşta dikildiler zalimin önüne..
Neyle korkutacaksın bu çocukları? Ölümle mi? Öldürmüşler bu
çocuklar ölümü zaten.. Bundan sonraki tek motivasyonları
kazanmak.. 50 senedir ateş etmişsin. Yeni ne yapabilirsin
ki? Ama onlar senelerdir sapanla taş atıyordu yalnızca. Bir sabah 5
bin tane füze attılar.. Her şey değişti ve değişmeye devam
ediyor..
**
One Minute'ten sonra da böyle oldu..
Yayındaydım o akşam, Ülke TV'de.. Davos'u takip ediyorduk.
Genel Yayın Yönetmeni Hasan Öztürk rejiye geldi, kulağıma
"Erdoğan oturumu terketti, videoyu yayına vereceğiz bir kaç kelime
bir şeyler söyle sonra da uzman bağlantısı yapacağız"
dedi.. Görüntüyü yayına verdik apar topar.. Ağzımdan
dökülen ilk cümle,
"..işte benim Liderim.. 50 senedir bu günü beklemişiz. Hep demiyor
muyduk, '...dünya kudretli gibi görünen firavunlara da kalmaz, er
ya da geç bir Musa çıkar ve bu zulmün hesabını sorar...' diye..
İşte Erdoğan o beklenen adammış meğer..."
Bizim
ilk duygularımız bunlardı..
Ama tam da o saatlerde rakip haber kanallarında adeta yas
vardı..
Hiç isim vermeyeceğim ama neredeyse o yıllarda yayında olan
kanalların %80'i diyebilirim.. "...İsrail bu, başka
devlete benzemez, bak şimdi bizi nasıl zor günler bekliyor, Erdoğan
boyundan büyük işlere kalkıştı, bak Ecevit bir kez 'katil israil'
dedi, on sefer özür dilemek zorunda kaldı...."
Neler neler.. Ne oldu peki?... Biz kazandık.. O
'One Minute' çekilmiş oldu...
**
Şimdi de benzer bir durum görüyoruz.. Efendim İsrail bunun öcünü
çok fena alırmış... Bakın Aydınlık Gazetesi Genel Yayın
Yönetmeni İlker Yücel çok önemli bir şey yazmış.. Diyor ki; "...
Filistinliler bin savaşçısıyla 'Güçlü İsrail' algısını yerle bir
etti. 20'ye yakın askeri ve stratejik noktaya girdi. 100'ü aşkın
İsrail askerini etkisiz hale getirdiler. Onlarcasını esir aldılar.
MOSSAD rezil oldu. 'Mühendis'in ölmediği ortaya çıktı. İşte böyle
bir anda, İsrail'in vereceği yanıt değil direnişe verilecek omuz
konuşulur!.. Bazı İslamcılar Filistin'le ilgili sızlanmaya o kadar
alışmış ki taarruz sırasında bile 'ama böyle olacak' diye yakınmaya
başladılar. Sızlanmaya alışanlar önlerindeki fırsatı göremezler.
Göremiyorlar. Bu yüzden İsrail'in vereceği yanıt üzerinden
hareketsizliği, teslimiyeti tarif ediyorlar. Çok şükür Filistinli
vatanseverlerin ayakları titremiyor..." Yaşşa İlker
kardeşim.. Neden İsrail'den korkup tırsıyoruz ki?.. Doğru yerde,
ezilen mazlum bir halkın yanında pozisyon alırsak kimse bir şey
yapamaz..
**
Unutmayın, mazlumla zalimin kavgasında tarafsız kalmak, zalimden
yana taraf olmaktır..
Bu hayata bir kez geliyoruz. Doğru tarafta olalım inşallah...