İsrail'e 'saldırılara son ver' çağrısı
Abone olBM'nin dünkü oturumunda, başta AB olmak üzere pekçok ülke, İsrail'in Gazze'deki operasyonları kınadı ve Şaron yönetimini saldırıları derhal durdurmaya çağırdı...
Aslında Güvenlik Konseyi'nde yaşananlar, Ortadoğu konulu daha
önceki oturumların bir tekrarını andırıyordu. Arap Birliği,
Filistin'i temsilen Konsey'e yaptığı çağrıda, İsrail'i değim
yerindeyse "prangalara vurmak" için bir karar çıkartmak üzere
acilen harekete geçmesi gerektiğini savundu. İsrail'in BM
nezdindeki daimi temsilcisi Dan Gillerman ise her zamanki sert
üslubuyla, Gazze'deki kapsamlı askeri harekatın haklı gerekçelere
dayandığını ileri sürdü ve şöyle dedi: "Biz burada konşurken,
İsrailli masum sivillerin üzerine, onları terörize etmek için
Gazze'den adeta füze yağdırılıyor. Böyle bir durum kabul edilemez.
Benzer bir olayla karşı karşı kalmaları halinde burada temsil
edilen hiçbir ülkenin buna seyirci kalacağını sanmıyorum." İslam
ülkelerinin tepkisi İslam ülkelerinden temsilcileriyse İsrail'in,
Gazze'deki sivil yerleşim birimlerini vurup çok sayıda masum sivili
öldürmekle hem savaş suçu işlediğini hem de devlet terörü
uyguladığını ifade ettiler. Örneğin, Cezayir Büyükelçisi, otobüse
konulan bir bomba ile evlere tanklardan ateş açılması arasında
hiçbir fark olmadığını belirtirken, Pakistan Büyükelçisi Münir
Bakram şu noktaya vurgu yaptı: "İsrail'in, birliklerini Gazze
Şeridi'nden çekmesini sağlama konusunda Güvenlik Konseyi'nin hem
siyasi hem de manevi yükümlülüğü vardır. İsrail, Filistin
bölgelerindeki cinayet ve tahribatlara bir an önce son vermelidir."
AB ülkelerinden kınama İsrail'e tepki gösterenler sadece Arap
ülkeleriyle sınırlı kalmadı. Şaron yönetiminin altı gün önce
başlattğı ve en az 80 Filistinli sivilin öldüğü saldırılar, AB
ülkeleri tarafından da kınandı. Filistin özerk yönetimini,
teröristlerle daha etkin mücadeleye çağıran AB, ancak İsrail'in
tutumunun da kabul edilemez olduğunun altını çizdi. Almanya'nın BM
nezdindeki daimi büyükelçisi Günter Pleuger, uluslararası hukuka
riayet edilmesi gerektiğini söyledi: "Şüphesiz ki İsrail'in kendini
savunmaya ve halkını militanların saldırılarına karşı korumaya
hakkı var. Ancak bu hakkın, uluslararası hukuk çerçevesinde
kullanılması gerektiğine inanıyoruz." Sadece "açık bir forum" Ancak
Ortadoğu konulu diğer Güvenlik Konseyi oturumlarında olduğu gibi bu
kez de toplantı "açık bir forum" olmanın ötesine gidemedi. İsrail
karşıtları için bu, seslerini duyurmaları için iyi bir fırsattı,
hepsi o kadar. Amerikalı Büyükelçi John Danforth, Cezayir'in
önerdiği ve İsrail'in kınanmasını öngören karar tasarısının,
olayları tek taraflı bir bakış açısıyla irdelediğini belirtti: "Bu
karar tasarısı, bizi barışa değil çıkmaz bir sokağa götürür.
Şiddetin döngüsü her zamanki şekliyle devam ediyor. Bir taraf
saldırıyor, diğer taraf da buna karşılık veriyor ve bu böylece
devam edip gidiyor..." ABD'nin veto tehdidi devam ettiği müddetçe
BM Güvenlik Konseyi'nden, İsrail'i kınayan bir kararın çıkması
imkansız. Kaldı ki ABD dışındaki bazı Konsey üyeleri de Cezayir'in
hazırladığı karar tasarısını, İsrail aleyhine tek taraflı olarak
değerlendiriyor. Ortak bir karar metni üzerindeki uzlaşma
arayışlarının New York'ta bugün de devam etmesi bekleniyor. Kaynak
: Deutsche Welle