İsrail'den Türkiye'ye tarihi destek
Abone olTürkiye'nin BM Güvenlik Konseyi'ne üyelik için yaptığı girişime ilk destek İsrail'den geldi. İsrail, Türkiye'ye vereceği desteği resmi yazıyla taahhüt eden ilk ülke oldu.
Türkiye'nin, dünya politikasına yön veren Birleşmiş Milletler
Güvenlik Konseyi'ne üyelik için başlattığı girişime, destek
vereceğini resmi yazıyla taahhüt eden ilk ülke İsrail oldu. SEÇİM
2008'DE YAPILACAK İsrail Dışişleri Bakanlığı, üç paragraftan oluşan
destek mesajını 7 Mart'ta Büyükelçiliğimiz'e iletti. İlk
paragrafta, Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi'ne 2009-2010 dönemi
için üye olmak istediği hatırlatıldı. İkinci paragrafta, "İsrail,
Türkiye'ye destek vereceğini temin eder" denildi. Son paragrafta
da, "en üst düzeyde saygılar" sunuldu. ERDOĞAN'IN ELİ GÜÇLENDİ
Resmi taahhüt, gittiği her ülkeden bu konuda "şifai" destek alan
Başbakan Erdoğan'ın İsrail ziyareti kesinleşmeden önce iletildi.
Böylece Erdoğan'ın, destek talebini Kudüs'te bizzat tekrarlamasına
gerek kalmadı. İsrail'in bu tavrı, Arap dünyası karşısında
Türkiye'nin elini güçlendirmeyi hedefleyen bir siyasi jest olarak
yorumlandı. İsrail'den tarihi jest "İsrail Devleti Dışişleri
Bakanlığı, Türkiye Cumhuriyeti'nin İsrail Büyükelçiliği'ne iyi
niyetlerini sunarak; '2008 senesinde New York'ta toplanacak
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda düzenlenecek olan seçimlerde,
Türkiye'nin 2009 - 2010 dönemi için Güvenlik Konseyi üyelik
adaylığının desteklenmesi' yönündeki talebinizden bahsetmekten onur
duyar. İsrail Devleti Dışişleri Bakanlığı, Türkiye'nin İsrail
Büyükelçiliği'ni, talep edildiği şekilde; İsrail'in, Türkiye'nin
Güvenlik Konseyi üyelik adaylığına destek vereceği hususunda temin
eder. Dışişleri Bakanlığı, bu vesileyle Türkiye'nin İsrail
Büyükelçiliği'ne, en üst düzeydeki saygılarını tekrar ifade etmek
ister." Bu üç paragraflık mektup, Türkiye'nin bütün dünyada
aramakta olduğu desteğe verilen ilk "resmi" olumlu yanıt. "Tarihi
destek mesajı", Kudüs'teki Dışişleri Bakanlığı tarafından,
Türkiye'nin Tel Aviv Büyükelçiliği eliyle Ankara'ya iletildi.
İsrail Devleti'nin "resmi taahhüdü"nü içeren bu yazı, 7 Mart 2005
tarihini taşıyor. Tarih şu açıdan önemli: İsrail, Türkiye'ye siyasi
destek sözünü, henüz Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bu ülkeyi
ziyaret edeceği kesinleşmemişken resmen açıkladı. Yani atılan adım,
Türk Başbakanı'nın İsrail gezisi öncesi yapılan bir "jest" olmaktan
çok daha ciddi ve manalı. Hele bir de, iki ülke ilişkilerinin
içinden geçmekte olduğu süreç düşünüldüğünde, İsrail'den Türkiye'ye
verilen bu desteğin anlam ve öneminin iyice arttığı yorumunu yapmak
yanlış olmasa gerek. Destek mesajının içindeki mesajlar Türkiye'nin
2009 - 2010 yıllarında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Üyesi
olma isteğinin ne derece önemli ve ciddi bir proje olduğundan
bahsetmek herhalde abesle iştigal olur. Ankara, bu konuda bütün
dünya başkentlerine gönderdiği ortak mesaj ile bir süredir destek
arayışında. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da (son dönemdeki
Etiyopya, Güney Afrika Cumhuriyeti, Tunus ve Fas örneklerinde
olduğu gibi) her gittiği ülkede muhataplarından adaylık için destek
istemeye devam ediyor. Erdoğan'ın ziyaret ettiği ülkelerden aldığı
destek henüz "şifahi" boyutta. Yani sözlü olarak bir niyet beyanı
seviyesinde. Oysa İsrail'den gelen mesaj, yazılı ve resmi. Bu
anlamda, gerçek destek olarak "ilk". Söz konusu olan bir "siyasi
jest" ama bu desteğin iki ülke ilişkilerinin her boyutuna
yansıyacağı da aşikar. Tabii en başta da, Türkiye ile İsrail
arasındaki ekonomi gündemine... Mesajın içerdiği mesajlara devam
edelim... İsrail'in desteğini açıklamasıyla birlikte, Başbakan
Erdoğan'ın diğer dış gezilerinde yaptığı gibi, daha önce tüm
dünyaya iletilen yazılı / standart destek talebini, Kudüs
ziyaretinde bizzat tekrar etmesine gerek kalmamış oldu. Bu noktada
doğrusu aklımıza şu ihtimal de gelmiyor değil: İsrail, Türk
Başbakanı'nın destek talebini bir kez de sözlü olarak iletmesini
beklemeden bu adımı atarak, jest içinde jest yapmayı amaçlıyor
belki de. Yani İsrail erken davranarak, Erdoğan'ı Arap dünyası ile
ilişkilerde sıkıntıya düşürebileceği ihtimalini gördüğü bu konuda,
Türkiye'nin elini rahatlatmayı hedefliyor olabilir.