İslami Stand-upçıyı küçümsediler
Abone olStand-up'çı Recep Demirkaynak'ı muhafazakârlar sahiplense de o herkesi güldürmenin peşinde.
12 yıldır yaptığı stand-up gösterilerinden para
kazanıyor ama 'İşte İslamcılar böyle eğleniyor, demeye getirecekler
benim şovumu. Bu bana dokunuyor,' diyecek kadar
dertli.
Sabah'tan İlknur Doğan Recep Demirkaynak ile görüştü.
Muhafazakar stand-upçı yaşadıklarını anlattı. İşte İlknur Doğan'ın
haberi:
"İslami camia diye bir camia var, oranın starları, yazarları,
komedyenleri var; işte burada da onlardan birini daha deşifre
etmişler, kodlarını çözmüşler," tadını bu yazıyı okurken dilinize
yerleştirmezseniz çok hayra geçer. Zira Recep Demirkaynak'ın
"Alıştık artık ama bir yandan da üzülüyor insan," dediği durumun
sebebine ortak olmak istemezsiniz. O sebebi en iyi açıklayan
anekdotu Demirkaynak şöyle anlatıyor:
"DİNCİLERİN STAND-UPÇISIYMIŞSINIZ GALİBA?"
"Bir televizyon programına konuk oldum; sohbet programı. Bir kadın
stand-up'çı çağrılmış, bir de ben varım. Beni tanınmıyor ve nasılsa
beceriksiz çıkacaktır diyerek çağırdıklarını sezdim. O kadın
stand-up'çıyla acayip ilgileniliyor ve görüyorum, benle kimse
ilgilenmiyor. Yönetmen, 'Merhaba Recep Bey,' dedi, 'Merhaba,'
dedim. 'Siz' dedi, 'dincilerin stand-upçısıymışsınız galiba?' 'Siz
böyle mi duydunuz, sorun değil siz de gelin,' dedim. Böyle
söylenmesi gerçekten can sıkıcı. Sonra canlı yayına çıktık. Önce o
hanımla başladılar: Türk düğünleri diye girdi, olmadı... 'Ben sonra
yapsam,' dedi. 'Bir de sizi görelim,' dediler bana. Ben ayağa bile
kalkamadım! Oturduğum yerden kadın programlarıyla ilgili bir şeyler
anlattım. Orkestra, seyirciler çok güldü; güzel oldu yani. Böyle
olunca program bizim üzerimize döndü.
KADIN STAND-UPÇI NE DEDİ?
Yönetmen teşekkür etti falan. Program bittikten sonra kadın
standup'çı bana 'Ya' dedi, 'benim de çok güzel bir şovum var ama
benimkiler hep belden aşağı; burada yapamadım. 12 senedir
sahnelerdeyim; kimse beni bilmese de... Hani, biraz saygı görmek
istiyorsun. En azından ona gösterdiğin ihtimamın yarısını göster;
misafirim çünkü." Tabii ki bir mizahçı olarak bu durum onun en
büyük derdi olmamış.
DİNDARLARLA ALAKALI MİZAH
Askerden geldikten sonra 15 yıl tekstil sektöründe çalışmış Recep
Demirkaynak (40). Evli ve üç erkek çocuk babası. Çocukların
babalarının mesleğiyle ilgili karmaşa yaşadıkları oluyormuş arada.
Sorulunca stand-up'çı diyorlarmış ama en küçükleri en sonunda şunu
sormuş: "Baba, sen şimdi meşhur musun, değil misin?" Popülerliğiyle
ilgili Recep Demirkayanak'ın kendi tespiti şu: "Kimse beni tanımaz
ama herkes de beni tanır." 1998 yılında tesadüfler sayesinde
radyoya girmiş: "Bir arkadaşım radyo programı yapıyordu. Dedi ki,
'Senin muhabbetin iyi, bize (Burç FM) konuk ol.' Konuk olduk. Ondan
sonra haftaya bir daha gelsene falan derken üç hafta konuk oldum
ben. Daha sonra da iki sene program yaptım orada. Sonra arkası
geldi." Şimdi Marmara FM'de program yapıyor. Peki stand-up
gösterileri nasıl başladı diye soruyoruz: "Bu stand-up olayları
daha yeni yeni başlamıştı. Bana 'Sen niye yapmıyorsun, sen de yap,'
dediler. 'Yapayım,' dedim! Emrivaki oldu biraz."
ÇOCUK O KADAR UĞRAŞIYOR
Sahnede yaptığı
gösteriyi şöyle tanımlıyor Demirkaynak: "Kızını, oğlunu, karını
alıp gelebileceğin, hadi gülelim, eğlenelim diyeceğin bir gösteri;
hiç yere bakmak zorunda kalmadan seyredeceğin bir şey. Şovumda
belden aşağı espri yapmam. Kimsenin kutsallarına laf etmem." Recep
Bey, karizması olmadığını ve bu karizmasızlığın avantajından
bahsediyor: "Çoğu seyircide komedyenlerle ilgili şu olabilir: 'Dur
bakayım, nerede çuvallayacak?' Bana kalırsa benim durumumda şöyle
oluyor: 'Ulan, hata yapmasın, dur aman çuvallamasın. Yazık, çocuk o
kadar uğraşıyor, gülün bari." Gösterinin özel konuları yok; günlük
hayattan veya medyadan konuşuyor, taklitler de var ayrıca. "Peki
kadın-erkek ilişkileri var mı?" diye sorduğumuzda, "Var, ama
evlilik üzerine var," diyor. Yani gösteriyi yapanın bazı sınırları
var: "İnancın mizahını sınırlamaz aslında. Hayat tarzı belirler
sınırı. Evet, ben dindarım; Allah'la kul ilişkisini sağlamaya
çalışan bir adamım. Bu böyle diye dindarla alakalı hiç mizah
yapmayacak mıyım? Kırmadan, aşağılamadan, sırf onlarla değil
herkesle alakalı bu böyle olur."
BÖYLESİ PROFESYONEL DEĞİL, BİLİYORUM
12 yıldır sadece çağrıldığı yerlere gidip, 'Amerika hariç dünyanın
her yerinde' gösterisini yapıyor Recep Demirkaynak.
Üniversitelerden, vakıflardan, şenliklerden davet aldıkça gidiyor.
Geçimini bundan sağlıyor. Ne bir menajeri var ne de bir ajansa
bağlı. Bu işin profesyonel olarak böyle olmadığını bildiğini
söylüyor, yıllardır "Bu böyle gitmez," diyormuş: "Yani ne bizde bu
işe para yatıracak bir adam var, ne de dört başı mamur bir sahne
şovu yapacağım dediğiniz vakit o bütçeyi size verecek biri.
Yok!"
İSLAMİ KANALLARIN GÜLEN YÜZÜ YOK
"Kafamda bir sürü televizyon programı projesi var ama gitmiyorum
kanallara. Benim dezavantajım bu..." Konu doğal olarak İslami
televizyon kanallarına geliyor, orada bir mizah eksikliği yaşanıp
yaşanmadığına şöyle açıklık getiriyor: "Evet, çok doğru, bu
televizyonların gülen bir yüzü yok. Bu camiadan mizah çıkmaması,
yetişmiş eleman sorunudur. Yetişmiş adamları yoktur, teşvik de
yoktur. Tam oturtamadık, bundan 10 sene önce müzik haram
diyorlardı; bayağı yol kat ettik yani! Şimdi sahne sanatlarının,
sinemanın, tiyatronun önemini kavrayacaklar, 'Bu iş hakikaten
önemliymiş,' diyecekler ki ondan sonra birileri yetişecek."