Diyarbakır’da Şarkiyat Vakfı, Şarkiyat Derneği ve e-şarkiyat
dergisinin ev sahipliğinde Tigris Ambalans, ENTE, Kandemir Hukuk
Bürosu, Bilgipa’nın katkılarıyla Diyarbakır Büyükşehir
Belediyesi'nin Kültür Binasında 14-17 Eylül arasında Sosyal
Bilimler Kongresi adıyla bir çalışma gerçekleşti.
Ulusal ve uluslararası olmak üzere 170’i aşkın
araştırmacı/akademisyen ve yazarların katıldığı bu çalışmada birçok
meselelere değinildi, soru ve sorunlara cevap arandı.
Mümkün olduğu kadar birçok oturumuna katılmaya çalıştım.
Bazılarını yazılarıma konu yapacağım bazı bilgileri de zaman içinde
yeri geldiğinde sizinle paylaşmaya çalışacağım.
Oturumlardan biri İslam’da kadın hakkı
ağırlıklıydı.
Miras hukukunda kadın,
Kadının boşama hakkı,
Kadının Hâkimliği,
Gibi zaman zaman tartışamaya açılan konularda bilgi verildi.
Miras hukukunda Kadın bazı konularda erkeğin yarısı, bazen erkekten
daha fazla pay alırken çoğu zaman da eşit hakka sahip olduğu
örneklerle anlatıldı.
Bununla birlikte hem Doğu Güneydoğu bölgelerimizde hem Orta Doğu
ülkelerinde kadının mirastan mahrum edilmesi tamamen Kur’an’ın
emrine aykırı olup mirastan mahrum bırakmanın hiçbir fetvası yoktur
denildi.
Ayrıca miras meselesini Yüce Allah başkasının içtihat ve
insafına bırakmadan ayetlerle; yakından uzağa doğru varislerden
herkesin hakkını belirlemiştir.
Hatta miras dağıtımı esnasında kendilerine pay düşmeyen himayeye
muhtaç yetim ve yakın akrabaları da mahrum etmemeyi tavsiye
etmiştir.
Talak (boşama) hakkını erkeğe vermiş ise de üç kere “boş
ol” demekle kadının boşanmayacağını, aklı selim gölgesinde
şahitlerin huzurunda ancak boşanmanın gerçekleşebileceğini, kadına
da dolaylı olarak bir çok durumda erkeği boşama hakkının verildiği
üzerinde duruldu.
İslam düzeninde erkeğin birçok açıdan sorumluluğu olduğu hem
evlenme esnasında hem de daha sonra yükümlüğünün fazla olması
boşanma da erkeğin elini güçlü tutmuştur. Malum şeri usullere göre
evlilik öncesi ve sonrası masraflar, eş ve çocuklarının nafaka
temini erkeğe aittir.
Hem miras konusunda hem de talak konusunda Kur’anı Kerimde
sayfalarca izahatın olduğu dillendirildi.
Hâkim olma konusunda mezheplerde farklı yaklaşımların olduğu
ancak kısas gibi kadının yabancı olduğu meseleler hariç bazı
alanlarda Hâkimlik yapabileceği üzerinde duruldu. Bana sorsanız %99
sanıkların erkek olduğu düşünüldüğünde bayanın Hâkimlik gibi ağır
bir vazifeye getirilmesinde hatar vardır.
Talak ve vazife çok sorun oluşturmasa da Miras hukukunda
toplumda ciddi bir sıkıntı olduğu aşikardır. Kadının miras
hukukundaki hakkına ulaşması için halkı aydınlatmak boynumuzun
borcudur diye düşünüyorum.
Erkek kardeşlerin bu konuda ketum davranmaları hem dünyalarına
hem ahretlerine zarar verdiklerini bilmeleri lazım.
Kız kardeşinin payını vermemek;
Zulümdür,
Gasptır,
Haramdır,
Kardeşlik hukukuna aykırıdır,
Hırsızlıktan beterdir.
Ben müminin diyen bir insanın buna yapabileceğine insan ihtimal
vermiyorum, yapanlara da mesafeli durmak, her fırsatta bu
hatalarını kendilerine hatırlatmak da nafile Müslümanlar için bir
vazife olduğuna inanıyorum.
İnşallah en kısa zamanda bu konuda inandırıcı bir çalışma
yapılır ve bir çok Müslüman bu günahı işlemekten kurtulur.
Amin demeniz dileğiyle.