İş yerlerinde duygusal taciz
Abone olTürkiye'de iş yerinde duygusal taciz, Avrupa'dan çok daha fazla. İşte bir mağdurun anlattıkları.
Beykent Üniversitesi'nin yaptığı araştırma, Türkiye'deki iş
yerlerinde uygulanan duygusal tacizin Avrupa ülkelerindekinden kat
be kat fazla olduğunu ortaya koydu.
"KURBANLARIN YÜZDE 77'Sİ KADIN"
Her yaştan kişi, duygusal tacize uğrayabiliyor. 25 yaşın
altındaki ve 55 yaşın üzerindekiler daha çok tacize uğrama riski
taşıyor. Araştırmaya göre erkekler yüzde 69 oranında kadınlara,
kadınlar ise yüzde 84 oranında hemcinslerine zorbalık yapıyor. Yani
kadının dişi, erkeğe değil, kadına geçiyor, erkekle
uğraşamıyorlar.
Duygusal tacize uğrayan kurbanların yüzde 77'si kadın. Kadınlar iş
ortamına girdiğinde, bir başka erkeğin işine engel oluyormuş gibi
algılanıyor.
DUYGUSAL TACİZE UĞRAYANLAR
Adapazarı'nda işe başladığı kuruluştan 15 günde ayrılmak zorunda
kaldığını belirten B.T. (22), yaşadıklarını şu sözlerle
anlattı;
"Yeni girdiğim iş yerinde eski bir çalışanın baskısıyla
karşılaştım. Eğitimli ama tecrübesiz biri olarak, ilk günlerde öne
çıkmam onu rahatsız etti. Bana karşı davranışları değişti. Hitap
ederken kabalığı, aşağılamaya kalkışı, birim yöneticisine
hakkımdaki haksız şikayetleri beni işten soğuttu. Eski bir
çalışandan, başarılı olduğum için gelen baskı nedeniyle 15'inci gün
işten ayrıldım."
Bir firmada çalışan N.F. ile S.K. da aynı birimde çalıştıkları eski
çalışanın baskılarına, birlikte hareket ederek karşı çıktıklarını
belirttiler.
N.F. yaşadığı baskıyı şöyle anlattı:
"Aynı pozisyonda olmamıza rağmen, sürekli öne çıkma gayretleri
içinde beni ve arkadaşımı onun astıymışız gibi görüyordu. Firma
yetkilisinin eşiyle yakınlaşarak, pozisyonunu sağlama almaya
çalışıyordu. Sürekli yanlış arıyor, bulduğunu sanarak baskı
oluşturuyordu. O olmadan işlerin yürümeyeceği düşüncesini yayıyordu
etrafa. Kendisini uyardım. Durum değişmese de onun niyetini
anladığımızın farkında şimdi."
S.K. ise yeni başladığı birimde, meslektaşı hemcinsinin gösterdiği
tepkileri anlamakta zorluk çektiğini ve kendinden şüphelenmeye
başladığını söyledi. Üniversite eğitimi almış biri olarak
yaşadıklarının duygusal taciz olarak tanımladığının farkında
olmadığını anlatan S.K, "Bir kadının bir kadına bunları
yapabileceğini sanmazdım. Sürekli sinirlerimi bozmaya yönelik
davranışlar
içindeydi. Yaptığım işi sürekli eleştirip, öğretiyormuş gibi yapıp,
bağırıp çağırıyordu. Evime sinirlerim harap halde dönüyordum. Diğer
arkadaşım uyarınca her şeyin farkına vardım. Sorun bende
sanıyordum. Aslında ondaymış. Biz birlikte hareket edince, biraz
kendine çeki düzen verdi'' diye konuştu.