Iraka girmemiz büyük hataydı
Abone olIrak 4 yıldır işgalde. Onbinlerce Iraklı öldü, bir o kadarı da yaralı. Ya ABD askerleri? İşte işgalcilerin gözüyle Irak..
ABD'nin Irak işgali 20 Mart'ta dördüncü yılına girdi. Bu süre,
bir ülkeyi özgürleştirmekten ziyade daha fazla çıkmaza soktu. Her
yıl milyonlarca insan artık işgalin bitmesi gerektiğini söyleyerek
protestolar düzenliyor. Fakat ABD ordusunun artık Irak
topraklarından çekilmesi gerektiğini sadece sivil halk değil;
Amerika'nın cepheye savaşmak için gönderdiği kendi askerleri de
dile getiriyor.
Hem de yüksek sesle ve örgütlenerek. En son, orduya ait bir dergide
yapılan ankete göre askerler arasında savaşı haklı bulanların oranı
üçte biri bile geçmiyor. İşin içinde "Bu savaş haksız ve artık
çekilmeliyiz," diyen bir ilginç 'cephe' daha var...
Appeal for Redress in Iraq (Irak'ta Durumu Düzeltme Çağrısı), hem
savaşmış hem de halen cephede olan bin 755 askerin oluşturduğu bir
girişim. Aralarında albayların da olduğu inisiyatife, Kongre'den de
büyük destek var. İnisiyatife üye askerler "Savaşmayacağız,"
demiyor. Bu askerlerin tek istedikleri, savaşı bizzat yaşamış
kişiler olarak ordunun bir an önce Irak'ı terk etmesi. İnisiyatife
bağlı biri kadın, dört askeri cepheden ülkelerine dönerken
yakaladık ve Irak halkının durumunu, korkularını, Ebu Garib'i ve
Türkiye'nin tarihi tezkeresini konuştuk.
- Irak, askerler için de tehlikeli bir yer mi?
- Lindsay: Üniformanız bile hedef olmanıza yetiyor.
- Kevin: Tabii ki. Biz nefret edilen bir ulusuz. Çok büyük bir hata
yaptık. Şimdi bu hatayı tamir etmeliyiz. Tüm dünyadan bizi
affetmesini istemeli ve bu pisliği temizlemek için
birleşmeliyiz.
- Bir ABD askerini en çok ne korkutuyor?
- Lindsay: Yol kenarı bombalarından, nişancılardan, roketlerden
saldırıya uğruyoruz. Bazı yerlerde mezhep ayrımı yok ve oralarda
tek hedef biziz.
- Kevin: Bizim için en büyük tehlike, yol kenarındaki bombalar.
Birileri gelip yol kenarındaki bir çöp kutusunun içine bombayı
koyuyor. Sonra telefonla patlatıyor.
- ABD ordusu direnişçileri durdurabiliyor mu?
- Lindsay: Biz bir saldırıyı durdururken, onlar yeni taktik
geliştiriyor. Göremediğiniz bir düşmanı durdurmak çok zor.
Saldırıdan çok, savunma temelli bir savaşı yürütüyoruz.
- Kevin: Hiçbir şekilde durduramazlar. Ordu çabalıyor, ancak bu
aynı zamanda halkın özgürlüklerini kısıtlamak demek. Daha fazla
kontrol noktası, daha fazla arama ve huzursuzluk... Belki
saldırıları durduracağız ama asla tam barışı sağlayamayacağız.
- Başkan Bush, askerlerin kalmasından yana. Siz tersini
savunuyorsunuz. Sizce Başkan gerçekleri göremiyor mu?
- Lindsay: Başkan ile ilgili bir yorum yapamam. Ama cephede gezen
asker değilseniz; hiç kimse, ordu bile olanları tam olarak
kavrayamaz.
- Kevin: Brifingler gerçeği yansıtmıyor. Generaller bir
'ilerlemeden' bahsediyor. İlerleme ne? Daha fazla insan öldürmek
mi? Başkan, Iraklılara özgürlüğü nasıl vereceğimizi gösteren bir
plan sunar, generaller de 'zafer' için yeni bir yön gösterirlerse
çok memnun olacağız.
- Saddam'ın idamı, Irak'ı daha güvenli bir yer yaptı mı?
- Lindsay: Hayır. Belki, işlediği suçlardan ötürü Saddam görevinden
alınmalıydı. Ama bu suçları, Batı yıllarca görmezden geldi zaten.
Ve birileri bölgeyle ilgilenmeye başlayınca da Saddam'ı işgalin
bahanesi olarak kullandık.
- Çok sayıda asker tecavüz ve saldırıdan yargılandı. Neden ABD
askerleri Iraklı'ya zarar vermeye çalışıyor?
- Lindsay: Nasıl bazı Iraklılar bizi şiddetin nedeni olarak
görüyorsa, bazı askerler de Iraklıları şiddetin kaynağı olarak
görüyor. Göremedikleri bir düşmana karşı savaşıyor ve herkesi
potansiyel düşman olarak görüyorlar.
- Irak'a barış nasıl gelir?
- Lindsay: Ne şimdi ne de yakın bir zamanda geleceğine inanmıyorum.
Irak sorunlarını kendi çözmeli, başkalarından beklemek yerine
yönetimi kendi oluşturmalı.
- Kevin: Irak'a yardım etmek için dünya bir araya gelmeli.
- Jonathan: ABD'nin tamamen çekilmesi ve Irak halkının kaderini
tayin etme hakkının onlara verilmesi yoluyla.
- Irak'la ilgili başlattığınız inisiyatifin amacı nedir?
- Lindsay: Amaç, temsilcilerimize, savaşla ilgili çekincelerimizi,
eksiklerimizi ve ihtiyaçlarımızı aktarmak.
- Kevin: Kongre'ye "Artık çekilmeliyiz, yeni bir plan gerekiyor,"
diyen bir çağrı sunduk. İmzalayan askerler olarak "Savaşa
gitmiyoruz," demiyoruz. Biz, savaşı yaşayanlar olarak sadece artık
işlerin yürümediğini ve birçok insanın öldüğünü söylüyoruz.
- Bu girişim nedeniyle yargılanma riskiniz var mı?
- Jonathan: Savunma Bakanlığı'nın askerlerin haklarına ilişkin
yasaları var. Bunlara göre, ordu üyeleri kendi adlarına konuşma,
şikâyette bulunma, durumu düzeltme çağrısında bulunma ve Kongre'yle
iletişim kurma haklarına sahip. Bugüne kadar hiçbir üst düzey tepki
gelmedi.
- İnisiyatifte yüksek rütbeli askerler de var mı?
- Jonathan: Şu ana kadar bin 755 asker imzaladı. Yüzde 15'i subay.
En yüksek rütbelisi albay.
- Sizce ABD halkı savaşa karşı yeterince bilinçli mi?
- Kevin: Bu ülkede savaşa karşı konuşmak çok zor. Çünkü o zaman
vatansever olmadığınız veya Amerika'dan nefret ettiğiniz sanılıyor.
Ancak gerçek bunun tam tersi... Savaşa karşı duranlar; bu ülkeyi,
kazanamayacağı ortada olan bir savaşta yine de olması gerektiğini
söyleyenlerden, çok daha fazla seviyor. Orada her gün insanların
öldüğünü görmek zorundayız.
- Senatörler de sizi destekliyor mu?
- Kevin: Evet. Demokratlardan ve Kongre üyelerinden büyük destek
alıyoruz.
- Irak'taki feci durumu hem asker hem de bir insan olarak nasıl
buluyorsunuz?
- Lindsay: Irak'ta neredeyse her şey durdu. Halk bizi
'kurtarıcı'dan ziyade, saldırıların sorumlusu işgalciler olarak
görüyor.
- Rob: Bir asker olarak durum çok kötü. Bir an durup "Değer mi?"
diye düşündüğümde, yanıtım "Hayır," oluyor.
- Kevin: Irak'ta kardeş kardeşle savaşıyor. 3 bin 200 ABD askeri
öldü. "Iraklılara ne oldu?" diyen yok. Şiddet yüzünden altyapı
kurmak zor. Halk varlığımızdan ve hiçbir ilerleme
kaydedilememesinden bıkmış durumda.
- Jonathan: Bence bu
Sabah