İpekçi cinayeti tanığı ilk kez konuştu
Abone olAbdi İpekçi cinayetinin görgü tanığı o... İpekçi'yi vuranı gördü... 30 yıldır kimseye tek kelime etmedi... Çünkü tehdit altındaydı...
1 Şubat 1979’da Mehmet Ali Ağca’nın işlediği Abdi İpekçi
cinayetinin görgü tanığı Alican kod adlı Sadık Aktar 30 yıldır
süren sessizliğini bozdu.
Ağca’yı sorgulayan Savcı Ahmet Koç’un geçtiğimiz günlerde ismini
deşifre ettiği cinayetin kilit tanığı Aktar merak edilen soruları
anlattı. İpekçi cinayetindeki tanıklığını bir vatandaşlık görevi
olarak yaptığını ancak bu yüzden yurtdışında yaşamak zorunda
kaldığını, yıllarca tedirginlik içinde yaşadığını belirten Sadık
Aktar, cinayet sırasında vurulanın Abdi İpekçi olduğunu bilmediğini
ancak Ağca’yı ateş ederken gördüğünü ve İpekçi’yi vuranın başka
birisi olamayacağını söylüyor.
İşte şuanda yurtdışında bulunan ve Vatan’ın telefonla
ulaştığı Aktar’ın sorulara cevapları:
Savcı Ahmet Koç geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada
isminizden bahsetti...
- Savcının yapmış olduğunu anlamıyorum. Beni 30 yıl sonra deşifre
etmenin anlamı yok. Ben sakin huzurlu bir hayat yaşıyorum.
Artık isminiz biliniyor.
- Televizyon kanalları çok ciddi paralar teklif ediyor. Ben
mesleğinde saygın bir yeri olduğunu düşündüğüm bir mimarım,
medyatik olma gibi bir derdim yok. Benim ne gördüğüm, ne görmediğim
o günkü koşullarda ne söylediğim açık açık dosyalarda var. 30 yıl
geçti aradan.
O dönem adınız biliniyor muydu?
- O zaman polisin kimliğimi çok ciddi biçimde saklamasına rağmen
Milliyet Gazetesi olaydan iki ya da üç gün sonra ismim ve
mesleğimle deşifre etti.
Ondan sonra neler yaşadınız?
- Travma geçirdim. Sonuç olarak ben vatandaşlık görevimi yaptım.
Olay sırasında İpekçi’nin vurulduğunu bilmiyordum. O dönem her gün
30-40 kişi vuruluyordu. Ona rağmen buna cahil cesareti, vatan
sevgisi ya da kendi kimliğime olan saygım deyin, bir yerde başladım
ve sonuna kadar getirdim. Ama o dönem benim için orada bitti. Ben
görevimi yaptım.
Tehdit edildiniz mi?
- O zaman 1 yaşında çocuğum vardı. Düşünebiliyor musunuz? Tehdit
altındasınız ve ne olacağınız bilinmiyor. Ben de kendimi korumak
üzere önlemler aldım. Yaklaşık 10 yıl Amerika’da yaşadım. Bir
savcının 30 yıl geçti diye ismimi söylemesi ne farkeder ki... Bir
adam cinayet işliyor. Sonra hapisten limuzinlerle çıkıyor. Bir
otelin kral dairesinde kalıyor. Korumalarıyla dolaşan bir katilden
bahsediyoruz. Arkasında kimlerin olduğu belli değil.
Bu olay sizi çok yıpratmış.
- 3-4 gündür üzerimde ciddi bir baskı var. Medya, tanıdık tanımadık
bir sürü insan arıyor. İşimi gücümü yapmak istiyorum. Ancak gelen
telefonlar yüzünden yapamıyorum.
Gazeteci Mehmet Altan, “Uğur Mumcu bana İpekçi’yi öldürenin
Oral Çelik olduğunu söyledi” dedi. Siz kimi gördünüz?
- Yıllarca insanın yürürken arkasına bakarak ya da arkamdan kim
geliyor diye tedirginlik içinde yaşaması hazmedilir bir olay değil.
Yıllarca bunun sıkıntısını çektim. 30 yıl sonra tekrar gündeme
gelmesi beni rahatsız ediyor.
Tetiği çekeni sizin gördüğünüz söylendiği için soruyorum.
Siz Ağca’nın Abdi İpekçi’ye ateş ettiğini yani vurduğunu gördünüz
mü?
- Bu benim bütün vermiş olduğum ifadelerde açık seçik söyleniyor
zaten. Savcının da söylediği bu, farklı bir şey yok.
Siz Mehmet Ali Ağca’yı gördünüz o zaman?
- Evet.
Cinayet sırasında elinde silahla Ağca’yı gördünüz.
İpekçi’yi başka birisi vurmuş olamaz yani.
- Hayır.
‘Ağca’nın temsili resmini çizdirtti’
İpekçi cinayeti sonrasında askeri savcılığa teslim edilen Ağca’yı
sorgulayan savcı Ahmet Koç NTV’de katıldığı Canlı Gaste programında
Alican kod adlı tanık Sadık Aktar’ın ifadelerini şöyle
anlatmıştı.
“Alican kod adındaki şahısı ben dinledim. Bu şahsın ismini
iddanamemde de bahsetiğim için şimdi söylemekte bir sakınca
görmüyorum. Alican denilen şahıs, Sadık Aktar diye bir
mimar-mühendis. Bu ifadesinde bana çok tatmin edici ifadeler verdi.
Hatta arabasıyla çıkarken arabasının farının Abdi İpekçi’ye ateş
ettiğinde Ağca’nın üzerine düştüğünü, ve çok iyi teşhis ettiğini,
bu nedenle temsili resmini çizdirttiğini ifade etti. Eğer temsili
resme bakarsanız Mehmet Ali Ağca’ya çok da benziyor. Aktar’ı
dinlediğimde bana tatmin edici bir cevap verdi ama anlattıkları
yetmedi.” (Vatan)