İnternethaber'de yazma git başka yerde yaz!

Bir tek gün bile arayıp "sen niye bunu yazdın, biz bu fikirlere kapalıyız" demedikleri gibi, "ÖZGÜRSÜN" diyen patronla ve yönetim kadrosuyla çalışıyorum.Yetmez mi?

Nesrin YILMAZ nesriny@internethaber.com

Eylemler başlamadan öce de aldığım, "İnternethaber'de yazma" mailleri Gezi Parkı eylemlerinden sonra ayyuka çıktı!

İki taraftan da "Bu sitede yazma" diyenler oldukça fazla.

Kimi kendi hoşlarına giden yazılar yazdığım için kimi de tam tersi için yapıyor bu çağrıyı.

"Bu sitede yazma, git başka yerde yaz" diyenler, sözlerimi dikkatle okuyun!

Önce neden benim burada yazmamam gerektiğini düşündüğünüzü sorgulamanızı dileyerek bütün samimiyetimle yazıyorum her şeyi!

İnternethaber'de bundan tam 5 yıl önce yazmaya başladım.

Bir tek ama bir tek yazım sansüre uğramadı.

Yetmez mi?

İnternethaber'i sen beğenmiyorsan okumazsın.

Çözüm bu kadar basitken, sen siteye beni okumak için girdiğini söylüyorsun!

Demek ki, benim yazdıklarımı okumak için burada olman, gökkuşağının yedi rengini yakalamış siteye yaptığın suçlamalar yersiz kalıyor!

Yetmez mi?

Bir tek gün bile arayıp "sen niye bunu yazdın, biz bu fikirlere kapalıyız" demedikleri gibi, "ÖZGÜRSÜN" diyen patronla ve yönetim kadrosuyla çalışıyorum.

Yetmez mi?

Bırakın sadece köşemde yazmayı, yazdıklarımı kendileri benim gibi düşünmese bile, manşetten veren bir haber ekibiyle çalışıyorum.

Yetmez mi?

Bırakın artık bölüp parçalama cümlelerini, bırakın artık "ben onları sevmiyorum, sen de onları sevme" edebiyatını!

Bırakın artık insanları o düşünceden bu düşünceden diye bölmeye çalışmayı!

Bir bakın etrafınıza...

En yakın arkadaşınıza...

Bir sabah kahvesi içmek için evinize gelen komşunuza...

Bütün düşünceleriniz ortak mı, hiç mi yok farklı düşünceleriniz?

Bırakın hepsini...

Aynı anneden babadan doğmuş kardeşlerinizle bile aranızda zaman zaman fikir ayrılığı yaşanabiliyorken, neden hepiniz hep sizin hoşunuza gidecek şeyler yazmamı bekliyor anlayamıyorum!...

Hepimiz bir makineden çıkmış aynı düşünceye mi inanacağız!

Hani farklılıklardı zenginliğimiz?

Bu yazıyı yazıp yazmamayı çok düşündüm...

Biliyorum yetmez ama anlatmaya çalışacağım!

En yakın arkadaşlarımdan biri, hayatımdaki her bir sırrı bilen, ne düşünüyorsam ne yaşıyorsam rahat rahat anlatabildiğim, kardeşlerime bile anlatamadığımı bilen bir dostum var benim!

İstanbul'da yaşıyor...

Adı Aslı...

Bana kızmayacağını umarak ismini de verdim, öyle arkadaşız ki, öyle bir bütünüz ki eminim kızmayacaktır bana!

Aslı, 3 dönem AK Parti'ye oy verdi...

Ama biz onunla hiçbir zaman, sen AK Partilisin ya da sen AK Parti'yi eleştiriyorsun diye bir tartışmanın içine hiç girmedik.

Çünkü, sizin ağzınızdan düşürmediğiniz "özgürlük" kelimesini arkadaşlığımızın içine dantel dantel işlemiştik!

Ben önümüzdeki seçimlerde Aslı'nın hangi partiye oy vereceğini bilmiyorum, ilgilenmiyorum da!

Ama siz benim özgürce yazdığım sitede yazmamam için bana durmadan mail atıyorsunuz, mesajlar gönderiyorsunuz.

Bakın arkadaşlar...

Tekrar ediyorum, İnternethaber'de bir tek yazım sansüre uğramadı, orada benim gibi düşünmeyen çok insan var, aynı düşüncede birleşemediğimiz, zaman zaman bunları konuştuğum, tartıştığım abilerim var ama hiç birbirimize kızmadan, esprirlerle yapıyoruz bunu.

Ne istiyorsunuz, bir haber sitesinde sadece aynı fikirde yazan insanlar mı olsun!

Bu en büyük bölücülük değil mi?

Bundan başka bir sorunumuz daha var.

Bir de benim yazdıklarımı beğenmediği için bazen alenen, bazen benim haberim olmadan beni site yönetimine şikayet edenler var!

Yazdıklarımı provokasyon olarak değerlendiren birileri var!

Onlara da şunu söylemek isterim!

Arkadaşım, senin gibi düşünmek zorunda mıyım?

Değilim!

Peki ya sen, benimle aynı fikirde olmak zorunda mısın?

Asla!

O zaman bırak, birbirimize hakaret etmeden, birbirimizle kavga etmeden belirtelim düşüncelerimizi...

Sen İnternethaber'i seviyor beni sevmiyorsan yazılarımı okuma, okuyor beğenmiyorsan yazının altındaki yorum bölümüne yaz istediklerini...

Ama acizlik gösterip şikayet etme!

Beni sadece düşüncelerimden dolayı yargılayıp asma!

Tanımadığın birini siyasi görüşü yüzünden "provokatör" ilan etme...

Sen benim düşüncelerime saygı duy, ben seninkilere zaten saygılıyım...

Kusura bakma ben "garson" değilim, sipariş üzerine yazamam.

Bunu bugüne kadar hiç yapmadım bundan sonra da yapamam!

O zaman sana düşen, beni istiyorsan okumak, istemiyorsan okumamak...

Ve hakaret etmeden, küfretmeden, aşağılamadan adam gibi eleştirmek!

Ne dersin, yapabilir misin?