30 yılı aşkındır ülkemizde bir iç kargaşa yaşanıyor, PKK vardı,
DHKP-C ortaya çıktı yetmiyormuş bir de DAİŞ hayatta sesini duyar
olduk keşke hiç duymasaydık.
DHKP-C ve DAİŞ’İn dertlerini bilemem fakat Kürtlere yapılan
zumlu bahane ederek Kürt haklarını savunur gözüken PKK bölgede
terör estiren JİTEM’in partneri olarak ortaya çıktı. İşin ilginç
tarafı bölgede bir derece ismini duyurdu ve taban da buldu.
Zulmünde ileri giden PKK hakkında an itibariyle sempatizanları dahi
acaba? Diyecek duruma düşmüş vaziyettedir.
Devlet bu işin sakatlığını fark etti ve derin devleti devre dışı
bırakacak düzeyde kendini yenilemeye çalıştı, Kürtlerin varlığını
her geçen gün kamuoyuna kabul ettirmek için çalışmalar yaptı, çaba
harcadı.
İşin ilginç yanı PKK bu sürece adapte olamadı, barış gelirse KCK
aracılığıyla oluşturduğu yönetim mekanizması konumundan olacak,
hava cıvası kalmayacak, sade vatandaş durumuna gelecekler diye
panikledi ve devletin “çözüm süreci” adına
uzattığı eli havada bıraktı.
“Buralar bizden sorulur” diyerek militarist bir
hava oluşturdular. Yüzlerce olay çıkardılar, yolları kestiler,
kendi dağ kanunlarına göre birçok vatandaşlarımızı cezalandırdılar.
Öyle ki olup biten sıkıntıları değil bir yazıya, kitaplara dahi
sığamaz.
Yetmedi bu sefer bu kirli savaşı şehirlere taşıdılar. Birçok
Kürt şehri bu kirli savaş yüzünden yerle bir olup, yaşanmaz hale
geldi.
Devlet bu durum karşısında “artık buraya kadar”
demek durumunda kaldı, şimdi de devlet niye şu operasyonu, bu
operasyonu yapıyor diye birileri tepki gösteriyor.
Ya darbe teşebbüsünden sonra patlatılan bombalara ne
demeli?
Ben insanım diyen bir kimse bu hain saldırılar
karşısında sessiz kalabilir mi?
Böyle gitmez arkadaş, silahlı güçler sivil akla tabi olmadıkça
gölgeye, ülkeye huzur zor gelir.
Eski devlet anlayışında TSK yeri geldiğinde sivil erke karşı
sesini yükseltiyordu ve barış ve huzura doğru, ciddi adımlar
atılamıyordu.
Şu anda Genelkurmay sivil otoriteye bağlılığını kabul ediyor ve
hükümet sivil akılla eskisine göre daha iyi şeyler yapıyor.
Eğer HDP/DBP siyaseti de militarist örgütlerin etkisinden
kurtulabilseydi inanıyorum bu gün barış ve huzur ortamı daha yakın
olurdu.
Gel gör ki patlatılan bu bombalar, devletin milletin huzurunu
kaçırıyor. Kim ne amaçla bu emirleri veriyor bilemem fakat şunu
diyebilirim ki bu saldırılar her kesten önce PKK’nin aleyhinedir.
Öyle ki yaşam haklarını dahi savunurken zorlanıyoruz.
Baksanıza orada burada meydana gelen patlamalar, saldırılar,
su-i kastlar… her biri diğerinden beter ve hayatı zehirliyor,
halkın huzurunu kaçırıyor. Birileri de sanıyor ki bu şekilde kimi
vatandaş korkuyor, ürküyor, saf değiştiriyor, sakın birileri
kendini aldatmasın, her geçen gün bu militarist taraf
kaybediyor.
Savaşmakla kimse adam olmamış, hele hele bu savaş bu kadar
kontrolsüz ve dengesiz ise sadece saldırgan tarafı değerden
düşürüyor o kadar.
Unutmayalım kurşun yemiş yerdeki adamı tekmelemek ne kadar zor
ise Darbe girişimi sonrası PKK’nin bu saldırıları da o derece
menfur ve kabul edilemez saldırılardır.
Hayat güzeldir ama insanca yaşanırsa. Ortadoğu’da kan akıtan kim
olursa olsun insanlık düşmanıdır. Hayat onun faturasını bir gün
keser.
Benim gözlemim budur, siz ne düşünüyorsunuz?