İnşallah yara bere almayız

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bugün yaşanan durumu ''ilk ve en büyük kriz'' olarak tanımlayarak, ''Allahın izniyle Türkiye bu küresel kirizden ve bu savaştan yara bere almadan çıkacaktır''dedi. Erdoğan, Türkiye'nin bu süreçte halkıyla bütünleşmiş, halkından aldığı gücün sorumluluğunu her zaman omuzlarında hisseden AK Parti iktidarınca yönetildiğini, tarihin bunu Türkiye'nin şansı olarak kaydedeceğini söyledi. Erdoğan, partisinin grup toplantısında, gündeme ilişkin görüşlerini dile getirdi. Dünya ile birlikte Türkiye'nin de bir dönüşüm sürecinden geçtiğini belirten Erdoğan, gerek dünyada gerekse Türkiye'de daha önce de köklü dönüşümler yaşandığını, ancak bu kez yaşanan dönüşüm sürecinin öncekilerden farklı olarak başta bölge olmak üzere bütün dünyayı etkileyebilecek, hatta bölgesel tehdit ve fırsat algılamalarının yeniden belirlenmesine vesile olabilecek küresel bir krizle iç içe geçmiş durumda olduğunu ifade etti. ''Bir anlamda ilk ve en büyük krizdir içinden geçtiğimiz'' diyen Erdoğan, kendilerinin böyle bir zamanda ülke yönetiminin sorumluluğunu üstlendiklerini kaydetti. Erdoğan, böylesine zor ve karmaşık şartlarda Türkiye'nin yapısal dönüşüm ihtiyacı ile global krizin ortaya koyduğu sorunları birlikte değerlendirdiklerini belirterek, şöyle devam etti: ''Şüphesiz, bu dönüşümü ve bu global krizi yönetmek tek boyutlu, tek bakış açılı ve tek inisiyatifli bir politika ile mümkün değildir. Bu krizi yürütmek için hem ülke hem bölge ve hem de dünya dengelerini gözetmek mecburiyetindeyiz. Üstelik de biz başka dünya ülkeleri gibi bu global krize uzaktan ve dışarıdan bakarak zamana yayılmış sonuçlar çıkarma lüksüne sahip değiliz. Çünkü krizin kaynama noktası hemen yanıbaşımızdadır. Bu nedenle biz bu süreçte hem yanıbaşımızda fokurdayan krizin ateşlerinden korunmak mecburiyetindeyiz hem uzun vadeli düşünerek bölge ve dünyanın gittiği istikameti kestirip ona göre Türkiye'nin yeni dünyada ağırlıklı ve onurlu yer elde etmek için gerekli tedbirleri almak zorundayız. Hem de kendi yapısal dönüşüm programımızı gerçekleştirmek zorundayız'' ''ELİMİZDEN GELENİ YAPMAK ZORUNDAYIZ'' Erdoğan, Irak'ta süren savaşla ilgili olarak şöyle konuştu: ''Biz bir taraftan yanıbaşımızda ve komşumuz Irak'ta; her biri akrabalarımız ve kardeşlerimiz olan unsurlardan oluşan Irak halkının savaşın acımasızlığından mümkün olduğu kadar az etkilenmesi, daha fazla kan ve gazyaşı dökülmemesi, savaşın daha fazla masum sivilin ölümüne sebep olmadan bir an önce bitmesi için elimizden geleni yapmak zorundayız. Bir tarfatan da müttefiklerle ilişkilerimizi zedelemeden sürdürmek ve savaştan sonra bölgenin alacağı yeni biçime ve oluşacak yeni dengelere Türkiye'nin uzun vadeli çıkarlarını, bölgenin istikrarını gözeterek yapabileceğmiz azami katkıyı yapmak mecburiyetindeyiz. Öte taraftan, bu kriz süresince çıkarları ve siyasi öngörüleri ABD ile senkronize olmayan, hatta yer yer çatışan ve kendi içinde de ayrışmış Avrupa ülkeleriyle ilişkileri de canlı tutma pozisyonundayız. Tüm çevremizdeki komşu hatta Orta doğudaki İslam ülkelerine de Türkiye'nin durduğu yeri, mecburiyetlerini ve gelecekteki durumunu iyi anlatarak bölgede ve İslam ülkeleri nezdinde tezlerimizi iyi anlamalı ve onların bölge barışına olabildiğince katkılarını sağlamamız gerektiğinin de farkındayız.'' ''ÇOK DEĞİŞKENLİ BU KRİZ ORTAMINDAN...'' Erdoğan, bütün bunlara ilave olarak hem ABD ile ilişiklerde hem de AB ile temaslarda Kıbrıs konusunu şöyle veya böyle önlerine çıkması ve özellikle Avrupa'lı bazı muhattapları tarafından bu konunun yanlış ön kabullere dayalı olarak başka sorunlarla ilişkilerindirmesinin de mutlaka çözülmesi gereken bir durum olaak tanımladı. Erdoğan, Hükümet'in tüm bu sorunlar ve bunlar arasındaki öncelikleri, ağırlıkları ve dengeleri gözeterek bu krizi yönettiğini, ülkeyi bir an evvel çok değişkenli bu kriz ortamından esenliğe çıkarmak için canla başla çalıştığını söyledi. Erdoğan, '' Allahın izniyle Türkiye bu küresel krizden ve bu savaştan yara bere almadan çıkacaktır. Çünkü Türkiye bu süreçte halkıyla bütünleşmiş, halkından aldığı gücün sorumluluğunu her zaman omuzlarında hisseden AK Parti iktidarınca yönetilmektedir. İnanıyorum ki, tarih bunu Türkiye'nin şansı olarak kaydedecektir'' diye konuştu.