İnek kredisinde görülmemiş şartlar!
Abone olHayvancılık üretiminin arttırılması için başlatılan hayvancılık kredisi üreticileri endişelendiriyor.
Hayvan üretiminin arttırılması için başlatılan uygun
koşullu hayvan kredileri sektörü canlandırdı. Ancak, iki yıl
ödemesiz 5 yılda geri ödenecek sıfır faizli inek kredisine
gösterilen bu ilgi, damızlık sığır yetiştiricilerini piyasanın
dengesinin bozulacağı korkusu yarattı.
Konya Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mehmet
Parlak, yaptığı açıklamada, et üretimini ve hayvan varlığını
artırmaya yönelik çalışmalar kapsamında Ziraat Bankasının, inek,
gebe düve ve besi danası satın alan üreticiye verdiği iki yıl
ödemesiz, 5 yıllık süre içinde ödenecek kredilerin hayvan alım
satımını artırdığını söyledi.
Uygulamanın son günü olan 31 Aralık 2010 tarihine kadar, kredi
şartlarına uyan 35 bin gebe düve ve ineğin el değiştirdiğini
belirten Parlak, inek kredisine talebin aşırı şekilde
gerçekleştiğini, bu olanaktan yararlanan bazı kişilerin de bu
krediyi çiftçilik yapmak için değil sıfır faizli uygun krediye
sahip olabilmek için aldığını vurguladı.
"BÖYLE KREDİYİ BABASI OĞLUNA VERMEZ"
Bu gebe düve ve ineklerin sadece yurtiçi piyasadan
karşılanmadığını, pek çok işletmenin ithal etmede sağlanan
kolaylıklar nedeniyle yurtdışından getirtme yolunu seçtiğini
vurgulayan Parlak, şunları kaydetti:
''İnek kredisine gösterilen aşırı ve gereğinden fazla ilgi,
damızlık sığır yetiştiricilerini tedirgin ediyor. 'Piyasa
dengelensin, et fiyatı düşsün' diye bu imkan getirildi ancak bu
işten salt menfaat sağlamak isteyenlerin suiistimalleri nedeniyle,
bu işin sonunu gerçek üretici için iyi görmüyoruz. Bu kadar inek,
piyasanın talebinin çok çok üzerinde. Bizim ihtiyacımızı bu kredi
çıktıktan sonra yerli ineklerimiz rahatlıkla karşılardı. 'Böyle
krediyi babası oğluna vermez' diyen herkes kredi çekip inek aldı.
Et ve sütte aşırı fiyat düşüşü yaşanırsa yine gerçek üretici ve
tüketici kaybeder. Tarım ve Köyişleri Bakanlığının et fiyatlarını
dengelemek üzere almış olduğu tedbirleri yerinde bulmakla beraber,
damızlık hayvan ithalatında ihtiyaç tespitini bir an önce yapıp
gerekirse damızlık ithalatını durdurmalıdır.''
Süt fiyatı düşerse, şuan maliyetini ancak kurtaran süt üreticisinin
zarar edeceğini ve ineklerini kestirebileceğini anlatan Parlak,
''Oysa ette yaşanan krizin temelinde de süt üreticisinin 2007'de
yoğun şekilde zarar etmesi ve küçükbaş hayvan sayısındaki düşüş
vardır. Bunu çok iyi analiz etmeliyiz. Ayrıca yem fiyatları zaten
yüksekti, şimdi bu iştahla daha da artıyor'' dedi.
"HER ŞEYİN AŞIRISI ZARAR"
Türkiye Kırmızı Et Üreticileri Merkez Üst Birliği Başkan
Yardımcısı, Konya Kırmızı Et Üreticileri Birliği Başkanı Nazif
Karabulut da aynı teşvik kredisinin belli şartları taşıyan besilik
genç danalar için de verildiğini söyledi.
Böyle bir teşvikin sektörün ihtiyaç duyduğu ve beklediği bir
uygulama olduğunu vurgulayan Karabulut, ''Ancak her şeyin
aşırısı zarar... Şuan bile karkas etin kesim fiyatı 13 liraya
düştü, maliyet 15 liranın üzerinde... İthalata kısıtlama
getirilmezse yine üretici kaybeder, bu kadar uygun şartlarda inek
alan üretici bile zarar edebilir. 9 ay sonra bu inekler doğurmaya
başlayacak, bu durum et ve süt piyasasını allak bullak etmemeli...
Üreticinin mağdur olmaması için gerekli önlemler bir an önce
alınmalı'' diye konuştu.