İlk Türk astronot olmak için 36 bin kişi kayıt yaptırdı
Abone olTürkiye Uzay Ajansı Başkanı Serdar Hüseyin Yıldırım, uzaya gitmek için kayıt yaptıranların sayısının 36 bin civarında olduğunu söyledi.
Milli Uzay Programı çerçevesinde ilk Türk astronot, 2023 yılında
Uluslararası Uzay İstasyonu’na gönderilecek. İzmir Ekonomi
Üniversitesinde (İEÜ) konferans veren Türkiye Uzay Ajansı
BaşkanıSerdar Hüseyin Yıldırım, uzaya gitmek için kayıt yapanların
sayısının 36 bin civarında olduğunu belirterek “Başvuruyu
tamamlayanların sayısı ise 500’ü buldu. Bunun bini bulacağını
düşünüyoruz. Uzaya gitmek için sadece iki kişi eğitim alacak ama
bir kişi Uluslararası Uzay İstasyonu’na giderek orada deneylerimizi
yapacak” dedi.
Türkiye Uzay Ajansı Başkanı Serdar Hüseyin Yıldırım, İzmir Ekonomi Üniversitesi Uzay ve Havacılık Teknolojileri Kulübü tarafından düzenlenen “Milli Uzay Programı Türkiye’nin Uzay Misyonu ve Türk Astronot Görevi” konulu konferansta konuştu. Milli Uzay Programı çerçevesinde ilk Türk astronotun 2023 yılında uzaya gönderileceğini ve bunun için başvuruların sürdüğünü hatırlatan Yıldırım, “Türk yolcu için başvurular devamlı artıyor. En son tıklayan sayısı 5 milyonu geçmişti. Başvuruyu yapmak için kayıt yapmak gerekiyor. Birkaç gün önce kayıt yapanların sayısı 36 bin civarındaydı. Başvuruyu tamamlayanların sayısı ise 500’ü buldu. Bunun bini bulacağını düşünüyoruz. Çünkü kayıt yaptıranların çoğu başvuruyu tamamlayacaktır. Ancak bu sayı mecburen ikiye düşecek. İki kişi eğitim alacak ama bir kişi Uluslararası Uzay İstasyonu’na giderek deneylerimizi yapacak” diye konuştu.
Sadece iki kişi eğitim alacak, bir kişi uzaya
gidecek
İlk Türk’ün Uluslararası Uzay İstasyonu’na gönderilme çalışmaları
hakkında detaylı bilgi veren Yıldırım, “Günümüzde artık parası olan
uzaya çıkabiliyor ama bu konu gündeme geldiğinde oy birliği ile
‘Bilim misyonu ile bu iş olacaksa bu masrafı yapalım’ dedik. Bizim
programımız, bilim misyonu programıdır. Türkiye bugüne kadar
yerçekimsiz ortamda bilimsel çalışma yapma fırsatı hiç bulamadı.
Uzaydaki yer çekimsiz ortamda yapılacak deneylerin bizim için çok
önemi var. Şu anda bilimsel çalışma tekliflerini topluyoruz ve
karara varacağız. Astronotumuz uzay istasyonunda 7-10 gün arası
kalacak. Yapabileceği 3 veya 4 bilimsel çalışmayı da tespit
edeceğiz. Astronotumuz, oradaki imkanları kullanarak bilimsel
çalışmaları istasyonda gerçekleştirecek. Çok büyük aksilik olmazsa
2023 yılı içerisinde bu seyahat gerçekleşecek. Müracaatlar devam
ediyor. Ciddi sayıda müracaat var. Binli rakamlarda talep olacak.
Bunları ön elemeden geçireceğiz ve seyahati yapacağımız Amerika
şirketi ile beraber iki kişiyi seçeceğiz. Kim asıl, kim yedek
eğitimden sonra belli olacak. Daha başarılı olan asıl olarak uzaya
gidecek ancak yedek olan da aynı eğitimleri alacak” bilgisini
verdi.
Türk astronotun yapacağı deneyler
Uzaya gidecek Türk astronotun çalışması muhtemel bilimsel konuları
da anlatan Yıldırım şöyle konuştu: “Tıbbi medikal konular mutlaka
olacaktır. Çünkü yerçekimsiz ortamda insan vücudunda değişimler
gözleniyor. Artık uzay tıbbi diye bir başlık var. Deneylerin bir ya
da iki tanesi medikal ve tıbbi alanda olacaktır. Malzeme
teknolojisi ile ilgili çalışmalar olabilir. Minimum su ile yani
topraksız tarım ile ilgili deneyler olabilir ama henüz bunları
seçmiş değiliz. Talepler geliyor. Tek kriter bizim seçmemiz değil,
çalışmaların Uluslararası Uzay İstasyonu’na altyapısına uygun
olması."
“Bir senede iki uydu fırlatan nadir ülkelerden
biriyiz”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından hizmete alınacak
Türksat 5B hakkında da değerlendirmede bulunan Yıldırım,
Türkiye’nin bir senede iki uydu fırlatan nadir ülkelerden biri
olduğunu ve Türksat 5A ile Türksat 5B uydularının fırlatıldığını
hatırlattı. Türksat 5A uydusunun daha önce yörüngeye yerleşip
işletmeye alındığını ifade eden Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
“5B uydumuz da yörüngeye ulaştı ve işletmeye alınacak. Uydu;
işletmeye alınmaya, tabiri caizse düğmesine basılmaya, yayınları
aktarmaya hazır. Cumhurbaşkanımızın başkanlığında yapılacak
toplantıda işaret vermesiyle 5B devreye alınmış olacak.”
“Hibrit itki sistemi ile aya gideceğiz”
Aya ulaşma hedefinin de yoluna devam ettiğini, aralıkta sözleşme
imzalayarak aya gidecek olan aracı imal etme vazifesini
gerçekleştirdiklerini söyleyen Yıldırım, “Tasarım çalışması nihai
safhaya geldi, haziran sonu bitmesi planlanıyor; imalata gecikecek.
İmalat sürecini Türkiye’de hızlı yapacak durumdayız. Hibrit itki
sistemi ile aya gideceğiz. İyi gidiyoruz. ‘2023 sonu’ dedik ama
pandemi nedeniyle yurt dışında tenin ettiğimiz malzemeler nedeniyle
2024’e sarkacak. Ancak 2 yılda bu aracımız aya ulaşacak. Aya
ulaşmak, Türkiye’yi çok başka yere getirecektir. Bunu yapabilen çok
az sayıda ülke var. Bundan sonra 2028-2029’da aya yumuşak iniş
planlıyoruz. 3 günlük gidişi yönetmeyi planlıyoruz. Türkiye’de
bunlar daha önce denenmedi bile. Türkiye’nin uzay macerası yalnızca
yakın yörüngelerden ibaretti. Bunlar zor, önemli ve Türkiye’yi
sıçratacak çalışmalar” sözlerine yer verdi.
“Türkiye’nin elinde uzay motoru olarak kullanabileceği
bir yapı olacak”
Türkiye’nin ay programında kullanacağı itki sisteminin de tamamen
yerli imalat bir hibrit motoru olduğunu vurgulayan Yıldırım, “Bu
teknolojide dünya lideri pozisyonundayız. Çok defa statik testleri,
fırlatmaları yapıldı. Çok başarılı gidiyoruz. Her motorun, her
sistemin eksileri ve artıları var ama bunun çok büyük bir artıları
var ki o da çevreci motor olması, güvenli motor oluşu ve ekonomik
olarak maliyeti düşük bir motor olması. Ay misyonumuzda bu motoru
ateşleyip kullandığımız zaman bir uzay tarihçesi kazanacağından,
artık Türkiye’nin elinde uzay motoru olarak kullanabileceği bir
yapı olacak. Bu da bizim için büyük bir kazanç” ifadelerini
kullandı.
“Türkiye ciddi bir fırlatma alternatifi haline
gelebilir”
Fırlatma aracı konusunda da çalışmaların devam ettiğini belirten
Yıldırım, “Ay misyonundaki uzay aracımızı Roketsan’ın fırlatma
sistemi ile uzaya çıkarmayı istiyoruz. Bu zor bir iş, kolay değil
ama çok yoğun çalışılıyor. O zaman daha rahatça göğsümüzü gererek
yerli bir sistemle uzaya çıkmış oluruz ama o tarihe yetişmese bile
bu olacak. Mutlaka uzaya inişimizi sağlayacağız. Eğer bunu
gerçekleştirirsek çoğu kimsenin beklemediği kadar yakın bir zamanda
Türkiye ciddi bir fırlatma alternatifi haline gelebilir” diye
konuştu.
“Artık ‘Türkiye yapamaz’ denmiyor”
2020 yılını Milli Uzay Programı üzerine hazırlık yaparak
geçirdiklerini, programın Türkiye’nin ortak aklıyla hazırlandığını
söyleyen Yıldırım, “10 yıl içinde gerçekleştirilmek üzere
Türkiye’nin ortak aşklıyla hazırlanan Milli Uzay Programı
açıklandı. Bana Amerikalılar ‘Bu programı size Ruslar mı verdi?’
diyor. Ruslar da ‘Amerika mi verdi?’ diyor. Kimse bunu kendimizin
yapmış olabileceğine inanamıyor. Kısa sürede beklenmedik hedefler
ortaya koyduk. Ancak artık ‘Türkiye yapamaz’ da denmiyor.
‘Zamanında yapılabilecek mi?’ diye ufak tefek sesler var. İnsanlar
çok daha fazla sayılarda yakın zamanda uzayda yaşıyor olacak. Biz
de bunlara hazırlanmak durumundayız. Bunları görmezden gelemeyiz.
Sonra ‘Biz neredeydik?’ demek acınası bir durum olur. Uzay
çalışmalarına bugün para harcamazsak yarın daha fakir olacağız. Bu
yatırımları yaparak geleceğin ekonomisinden ve imkanlarından pay
alma şansına sahip olacağız. Uzayda varsanız uzaydaki avantajlardan
pay alabilirsiniz. Eleştiri getirenlerin çoğu bilmediğinden.
Bilseler öyle söylemezler” dedi.
“Uzaysız hiçbir şey olmayacak”
Türkiye’nin potansiyeli çok yüksek bir ülke olduğunu kaydeden
Yıldırım, şöyle devam etti: “Yeter ki doğru işleri doğru kişilerle
doğru zamanda yapalım. Bunu yaptığımız zaman kısa sürede çok yol
alabilen bir milletiz, ülkeyiz. Uzayda da bunu başarmak istiyoruz
ve başarabiliriz. Tabii ki kolay değil çünkü biraz geriden
geliyoruz ve bütün dünya uzaya konsantre olmuş durumda. Yeni bir
uzay çağındayız. Uzaysız hiçbir şey olmayacak. Bütün sistemler
uzaya çıkıyor. Uzayda yoksanız dünyada da söz sahibi olamazsınız.
Türkiye bunun için ağırlık veriyor. Milli Uzay Programı bizzat
Cumhurbaşkanımız tarafından açıklandı ve bu çok önemli bir
işarettir. Bu programın ardında çok önemli bir siyasi irade var.
Türkiye, bu işi ne kadar ciddiyete aldığını gösterdi. Yurt dışında
da Türkiye’nin bu programı çok ciddiye alınıyor. Türkiye’nin
bunları yapabileceğini artık herkes görüyor. İyi gidiyoruz. Daha
hızlanmak da istiyoruz. Bunun olması için de bir ekosistemin
gelişmesi çok önemli” diye belirtti.