İlişkide 8 tehlikeli sorun
Abone olModern yaşamın olumsuzlukları ilişkileri de olumsuz etkiliyor. İşte 8 tehlike...
Modern yaşamın olumsuzlukları ilişkileri de olumsuz
etkiliyor. İstatistikler ise boşanmaların son 10 yılda 3 kat
arttığını gösteriyor. Çiftlerin yaşadığı en yaygın sorunları,
Psikolog Dr. Nur Velidedeoğlu Kavuncu'ya sorduk.
1-FARKLI AİLE YAPILARI
"Annem
böyle istiyor…"
İlişkiyi bireyin geldiği aile yapısı da şekillendiriyor. Bireyler
genellikle ailelerinde gördükleri ilişki biçimini model alarak
eşlerinin buna uygun davranmasını bekliyorlar. Aileler de çiftin
yaşam tarzına sürekli müdahalede bulunduğunda yeniden yapılanma
aşamasında olan çiftin ilişkisi zora girebiliyor. Ne yazık ki, çok
iyi anlaşmalarına rağmen bazı çiftlerin sürekli olarak ailelerinin
etkisi altında kalmaları ilişkilerini bitme noktasına kadar
sürükleyebiliyor.
ÇÖZÜM: İki farklı aile yapısından
gelen bireylerin kendi
evlerinde yeni bir yapı belirlemeleri gerekiyor.
2-EŞİT OLMAYAN GÖREV DAĞILIMI
"Evde eşitlik bekliyorum…"
Günümüzde kadınlar da çalışma hayatına yoğun bir şekilde katılıyor.
Dolayısıyla rol ve sorumluluklarda da değişiklikler oluyor. Ev
işleri, dışarıda çalışsa bile genelde kadına kalıyor. İşinden eve
gelen kadınlar ise evdeki eşit olmayan görev dağılımından yakınıyor
en çok. İşten gelen kadının ev işlerinde eşinden yardım beklemesi
ve bunu dile getirmesi sonucunda da gerginlikler yaşanıyor. Ancak
zaman içinde kadınlar, daha fazla gerginlik oluşmasın diye bu
taleplerinden vazgeçip durumu kabullenmeye başlıyorlar. Böylece
evlilik kadın için bir yük olmaya başlıyor ve eşler arasına mesafe
giriyor.
ÇÖZÜM: Çözüm tabi ki kadının daha
sabırlı olması ve bu talebini eşine hiç bıkmadan düzgün bir şekilde
açıklamasından geçiyor.
3-DEĞİŞİM
TALEBİ
"Önce sen değiş, sonra ben
mutlaka değişeceğim…"
Çiftler genellikle partnerlerinin olumsuz davranışları karşısında
kendilerini kurban olarak görüyor ve onların değişmesini istiyor.
Partnerleri de aynı talep ile geldiğinde, değişime hazır bile
olsalar önce değişim talebiyle gelen kişinin ilk adımı atmasını
istiyorlar. Bu da ilişki içinde işbirliği kurulamamasına ve uzlaşma
sağlanamamasına neden oluyor.
ÇÖZÜM: İşbirliği ve uzlaşma ilişkinin
gelişimi için çok önemli iki öğe. Bu iki öğe yerine getirildiğinde
sorun da ortadan kalkıyor.
4-GERÇEK DIŞI
BEKLENTİLER
"Eşim ben söylemeden ne
istediğimi anlamalı!"
İlişkilerde en sık rastlanan
sorunlardan biri de eş veya ilişki ile ilgili gerçek dışı
beklentiler… Bu beklentilere şu örnekler verilebilir: 'Eşim ben
söylemeden ne istediğimi ve hissettiğimi bilmeli', 'Birbirimizi
sevdiğimize göre her zaman mutlu olmalıyız', 'Eşim benim
isteklerimi ve ihtiyaçlarımı tahmin edebilmeli', 'Her konuda
hemfikir olmalıyız', 'Birbirimizi seviyorsak ailelere veya
arkadaşlara ihtiyaç olmaz', 'Cinsel hayatımız, birbirimize olan
ilgimiz hep aynı düzeyde devam edecek'. İlişkide bu beklentilerin
gerçekleşmemesi ya da gerçekleşmeyeceğinin görülmesi hayal
kırıklıklarına, umutsuzluğa, gerginliğe yol açıyor. Eşler
karşılıklı olarak birbirlerini suçlamaya başlıyor.
ÇÖZÜM: Bu beklentilerin mantıklı
olmadığını karşılıklı konuşarak, anlatmak ve anlamak gerekiyor. Bu
aşamada çiftlerin mutlaka anlayışlı olması gerekiyor.
5-DUYGULARIN ZAMANLA DEĞİŞMESİ...
"Beni ilk günkü kadar çok sevmiyor!"
İlişkilerde sık
rastlanan sorunlardan biri de eşe duyulan yakınlık ve sevgi
hissinin zaman içinde değişkenlik göstermesi. Duygular, hiçbir
zaman kur yapılan ilk günlerdeki gibi yoğun bir şekilde kalmıyor.
Ancak yine yanlış bir inanışla eşler 'sevgi, romantizm ve
heyecanımız hep aynı kalmalı' beklentisi içine girdikleri için
hayal kırıklığı yaşıyorlar. Oysa bu değişim, sevginin bittiği ve
ilişkinin bitmesi gerektiği anlamına gelmiyor.
ÇÖZÜM: İlişkiler hep aynı düzlemde
gitmez. İnsan hayatı gibi ilişkilerde de inişler ve çıkışlar
olabilir. Bunu kabul etmek gerek.
6-REKABET VE GÜÇ ÇEKİŞMESİ
"Patron benim!"
Çiftlerden birinin
ilişkiyle ve yaşamla ilgili konularda karar alırken daha etkin
olması, kendi başına çözüm bulup uygulaması ve eşini de bu kararı
uygulamaya zorlaması sorun yaratabiliyor. Çiftlerin uzlaşmacı bir
tavır sergilememesi bu sorunu daha da pekiştiriyor. Bu, bazı
çiftler için eve alınan basit bir obje konusunda yaşanabiliyorken
bazıları için çocukları konusunda alınan kararlarda görülüyor.
ÇÖZÜM: Eşlerden birini
ilgilendiren her konu birlikte masaya yatırılmalı ve kararlar ortak
alınmalı.
7-İLETİŞİMSİZLİK
"Bana karşı yeterince açık değil…"
Eşler bazen partnerlerinin kendilerinden çok fazla şey talep
ettiğini düşünüyorlar. Ya da eşlerden biri diğerinin yeteri kadar
açık olmadığından ve düşüncelerini paylaşmadığından şikayet
edebiliyor. Çünkü eşler genellikle sorunlarını konuşmaktan,
paylaşmaktan ve tartışmaktan kaçınıyorlar. Bu iletişimsizlik ise
eşlerin birbirleri ve ilişkileri hakkında olumsuz düşünceler
geliştirmesine neden oluyor.
ÇÖZÜM: Sorunların, her ne olursa olsun, karşılıklı olarak
paylaşılması ve iletişimin en üst noktada tutulması gerekiyor.
8-CİNSEL
SORUNLAR
"Yatakta beni mutlu
etmiyor…"
Eşler arasında cinsel anlamda uyum sorunu
bulunuyorsa bu, günlük hayatlarına da yansıyor. Yani cinsel
sorunlar ilişkinin genel gidişatını ciddi ölçüde etkiliyor. Cinsel
sorunları nedeniyle çift terapisine gelenlerin yaşadığı ilk sorun
vajinismus olarak görünüyor. Yani çiftler bu nedenle cinsel
birleşme sağlayamıyor. Diğer cinsel sorunlar ise, erken boşalma,
sertleşme sorunu ve orgazm olamama şeklinde sıralanabilir.
ÇÖZÜM: Bu tip sorunlarda uzmanına danışmak en doğrusu. Ancak
cinsellik ile ilgili sorunların kaynağında bazen sadece iletişim
bozukluğu yatabiliyor. İletişim becerisi çift için ilişkinin her
aşamasında çok önemli.