İkbal Gürpınar'dan flaş Gülen Cemaati açıklaması
Abone olİkbal Gürpınar'dan sarsıcı Gülen Cemaati açıklamaları. Ünlü televizyoncu, Hidayet Karaca'ya neden hakkını helal etmediğini anlattı.
Fetullah Gülen grubuna yönelik yaptığı
her toplantıda trilyonların toplanmasını sağladığını savunan İkbal
Gürpınar, cemaat hakkında bomba ithamlarda
bulundu.
Gürpınar, "Allah lafzını bile himmete alet ettiler. Himmet parasını başka bir cemaate veriyor diye İzmitli işadamını, tarihi eser kaçakçılığı bahanesiyle tutukladılar. Beni bir günde batırdılar. Hidayet Karaca’ya bana yaptıklarından dolayı hakkımı helal etmiyorum." dedi.
İkbal Gürpınar, "17 Aralık sonrasında Zaman aboneliğini bıraktığı için babamı tehdit ettiler" iddiasında bulundu.
BABAMI TEHDİT ETTİLER
Samanyolu Televizyonu'nda ve Türkçe Olimpiyatları'nda sunuculuk yapan İkbal Gürpınar'ın açıklamaları yankı uyandırdı. Yeni Akit'e konuşan ünlü televizyoncu, babasının Zaman aboneliğini iptal ettikten sonra yaşananları şöyle aktardı;
ZENGİN ESNAFIN BAŞINA GELENLER
Başka Cemaat'e bağışta bulunan zengin bir esnafın başına
gelenlerin de Gürpınar böyle anlattı:
"Mekke'de 17 Aralık sonrası Kabe'nin dibinde Türk hacılar sohbet
ederken İzmit'li kereste tüccarının anlattıkları çok daha
korkutucu. Abiler gelip bundan böyle Cemaate her ay 12 bin TL
himmet yapması gerektiğini söylemişler. Beyefendi de farklı bir
cemaatin üyesi olduğunu, zekatlarını oraya verdiğini, bunlara
vermeyeceğini söylediğinde, ısrarcı olmuşlar ama kabul
ettiremeyince" Son sözün bu mu? Bundan sonra günah bizden gitti
deyip fabrikadan çıkıp gitmişler. Ertesi gün polis kapıya dayanmış
ve adamcağızı içeri atmışlar. 2 Gün ne için içeride olduğunu
öğrenmeden gözaltında tutulan beyefendi ,mahkemeye çıktığında
öğrenmiş suçunu. Tarihi eser kaçakçılığından içeri almışlar. Hakim
kanıt istemiş, hiçbirşey gösterilmeyince azarlamış savcıyı ve adamı
serbest bırakmışlar. Bu olay sonrasında Başbakanlığa bile mektup
yazıp 'bunların ne kadar tehlikeli olduğunu anlattım ama bana
inanmadılar' demiş. Aslında halkla röportaj yapılsa buna benzer
eminim binlerce olay ortaya çıkarılabilir."
HOCAYI KAPIYA KOYDULAR
Geçen hafta hanımlar toplantısına gittim Güngören'de. Kur'an Kursu
için ev sahibinin kira almadan oturtuğu hoca AK Parti'ye oy verdi
diye şimdi evi boşaltmasını istiyor ev sahibi. Zira koyu bir
Fethullahçı.
HEP ZENGİNLERİN ÇOCUKLARINI OKUTTULAR
Fetullah Gülen'e bağlı okul ve dershanelerde zengin çocuklarına
yönelik eğitim verildiğini söyleyen Gürpınar başından geçen bir
olayı paylaştı:
"2007 yılında ben Bugün Gazetesinde köşe yazarlığı yapıyorum. Ve
gazetede çalıştığım birinin çok zeki bir çocuğu vardı. Benim de
etüt merkezlerinde ve dershanelerin açılışında çok emeğim olduğu
için buna dayanarak madem dedim bu yerler maddi durumu iyi olmayan
çocuklar için açıldı. Böyle zeki bir çocuğumuz var gönderelim
dedim. Bana sadece 250 lira indirim yaptılar. Çocuğun taksitlerini
ben ödedim. Bu durum sonrasında ben duraksadım. Baktığım zaman hep
zenginlerin çocuklarını okuttukları, dar gelirli ailelerin
çocuklarından çok azına hizmet verdiklerini gördüm.
ZAMAN GAZETESİ YENİ YAPTIRMIŞIM GİBİ TEKRAR HABER YAPTI
Himmet toplantılarıyla ilgili açıklamalarına devam een sanatçı,
Cemaat medyasının konuyla ilgili bir haberine böyle dikkat
çekti:
Benim yaptığım toplantılarda en az 3 trilyon yardım parası
toplanırdı, cemaat için. Önemli şirketlerin sahipleri olurdu ve
açık artırma yolu ile yardım parası toplanırdı. Ben bile
parmağımdaki yüzüğü çarır açık artırmaya sunardım. Eskiden yapmış
olduğum pek çok hizmeti yeni yapmışım gibi gazetelerinde haberini
yaptılar ve böylece hala onlara destek veriyormuşum imajı
oluşturmak istediler. Örneğin, Bedirhan Gökce ve birçok sanatçıyla
ortak yapılan 'Göklerin Titreyişi' isimli albüm sanki yeni yapmışız
gibi gündeme getirdiler.
PKK'YA HİZMET EDEN HDP'YE NASIL DESTEK VERİRLER
ANLAYAMIYORUM
- Yüzüğünüzü dahi bağışladığınız Gülen cemaatinin PKK'nın siyasi
uzantısı HDP'ye oy vermesi sizi nasıl etkiledi?
Bir zamanlar ağlaya ağlaya yardım topladığım cemaatin geçtiğimiz
seçimlerde HDP'ye oy topladığını görünce ya şimdi sahtekarlar ya da
o zaman sahtekarlardı diyorum. Biz çocuklar dağa çıkmasın diye
okulları etüt merkezlerini açtık. Bizlere siz para vermediğiniz ya
da az verdiğiniz için 'çocuklar dağa çıkıyor, diyorlardı. Şimdi
nasıl PKK'ya hizmet eden HDP'ye destek verirler anlayamıyorum.
Sosyal medya üzerinden takipçilerimden bir çoğu kendilerinden
HDP'ye oy istediklerini açıkladılar.
"Her toplantı da 3 trilyon para topluyordum. Anadolu yakasında bir
restorantta yapılıyordu toplantılar. Genellikle zengin iş adamları
ve eşleri geliyordu." diyen Gürpınar, himmet toplantısıyla ilgili
bir anısını aktardı:
ALLAH LAFZININ EN AZ 10 BİNE SATILMAK ZORUNDA OLDUĞUNU SÖYLEDİLER
Orada beni rahatsız eden bir şey vardı elbette... Bu durumun benzeri de Kod Adı Koz filminde gösterilmişti. O toplantıların birinden bir Allah lafzı satılacak fakat kimse açık artırmaya katılmıyor. Bana bu lafzın en az 10 bine satılmak zorunda olduğunu söylediler. O sırada toplantı da getir götür işlerinde çalışan ve orada bulunan hanımlardan gelir seviyeleri daha düşük iki bayandan biri 4 bin verebileceğini söyledi. Diğer bayan da üstüne 2 bin daha koyarak açık artırmaya katıldı. Sonrasında bir heyecan furyası yaşandı ve o Allah lafzı 10 binin üstünde bir rakama satıldı. Ki bunların yanında ben yüzüğümü veya üstümdeki feracami, eşarbımı beğenenlere açık artırma yolu ile satıyor ve hayır yapılmasını sağlıyordum."
Tahşiye davası kapsamında şu an hapiste bulunan Samanyolu grubunun başındaki Hidayet Karaca'ya neden hakkını helal etmediğini şu sözlerle açıkladı:
HİDAYET KARACA'YA HAKKIMI HELAL ETMİYORUM
"Beni bir günde batırdılar. Hidayet Karaca'ya bana yaptıklarından dolayı hakkımı helal etmiyorum. Bana Kanal D'den iş teklifi gelmişti. O zamanın parasıyla çok uçuk bir rakamdı. STV'den aldığım da o paranın onda biri kadardı. Hem TRT'de hem de STV'de çalışıyorum. TRT'de yapımcıyla yönetim arasında sorun çıktığı için TRT'den ayrıldım. O zaman tek maaşa kaldığım için geçinemedik, eşimin işi yoktu ve ben STV'den zam veya yeni bir program vermelerini rica ettim. O zamanlar da yeni evliyim. Bir takım masraflarım da vardı. O arada işte Hidayet Karaca'nın yanına gittim. Ya bana yeni bir program yapmalarını ya da maaşıma zam yapmalarını rica ettim. Kanal D'ye de öylesine uçuk bir maaş teklifine rağmen gitmek istemediğimi de söyledim. Kendisi ayağa kalktı ve 'size Kanal D'de başarılar diliyorum' dedi. Ben tabi çok şaşırdım. O olayın akşamında bütün mütevelli toplantılarında benim parayı tercih ettiğimi söyleyerek beni aforoz ettiler. Benim Yakamoz Yayıncılıktan kitabım çıkmıştı. NT mağazaları benim kitabımı çokça sipariş etmişti. Bir gece bütün kitaplarımı yayınevine geri gönderdiler. Yayınevi sahibi benim yüzümden batma noktasına geldi. Bu olayların sonucunda ben Kanal D'de çalışmak zorunda kaldım. Bu durum eski eşimin bir arkadaşı vasıtasıyla Fethullah Gülen'e durumu anlatması üzerine ben tekrar STV'de çalışmaya başladım. Fakat o dönem hamileydim. Doğum sebebiyle ayrıldıktan sonra bir daha hiç çalışmadım."
Türkçe olimpiyatları hakkında da konuşan Gürpınar, şunları söyledi:
"Olimpiyatları sunduğum zamanlarda beni yurtdışından gelen yarışmacılara bir şey sormamam yönünde ısrarla uyardılar. Çünkü ezberledikleri bir kısım var. Ezberledikleri dışında bir şey sormamam gerektiğini söylediler."