28 Şubat ve sonrasında birçok haksızlıkla mücadele eden İmam
Hatipliler bugün hukuksal olarak kazanım elde etseler dahi o
günlerin izlerini üzerlerinden hala atabilmiş değiller.
Çok şükür, birçok mağdur insan olmasına rağmen bugün yanlış
uygulamalardan vazgeçildi.
Ve İmam Hatipler yükselme devrine girdi. Bu yükselme fiziki
imkânların gelişmesi, hızla yeni okulların açılması ve
öğrencilerin-velilerin bu okulları tercih etmesiyle oluyor.
Yani nicelik olarak bir yükselme söz konusu.
Dileğimiz odur ki, bu okullarımız ve eğitim sistemimiz nitelik
olarak da yükselme devrine girmesidir.
İmam-Hatip ve İlahiyat mezunlarının toplumda yazılı kurallara
bağlı olmayan doğal bir görevi vardır. Çevrelerindeki insanlar din
ile alakalı mevzularını bu insanlara danışırlar, fikirlerini
önemserler.
Bu bağlamda halk dindarlığının güçlenmesinde ve toplumun
şekillenmesinde İmam Hatip ve İlahiyat mezunlarının payı
büyüktür.
Toplumun şekillenmesindeki en büyük pay sahibi İmam Hatip mezunu
Sayın Cumhurbaşkanımızdır.
İmam Hatip okulları denilince artık akla gelen kurumlardan bir
tanesi de ÖNDER derneğidir.
Bu bağlamda ÖNDER Başkanı Halit Bekiroğlu ile yapılan bir
röportaj aklıma geldi.
Sayın Bekiroğlu söyleşinin sonunu önemli bir nirengi noktası ile
bitiriyor;
“Çocuklarını gönül rahatlığı ile İmam Hatip Liselerine
gönderebilirler. Çünkü İmam Hatiplerin manevi ve ahlaki ortamı çok
rahat bir ortam…
İmam Hatiplerin hızlı bir şekilde kalitesi yükseliyor. İmam
Hatiplerde her türlü laboratuvar imkânı var. Yurtları, pansiyonları
gayet iyi, proje okullarımızda seçkin öğretmenler eşliğinde ve
idareciler eşliğinde eğitimler yapılıyor.
İmam Hatiplerde dersler dışında da ciddi aktiviteler var.
Sosyal, kültürel, sanatsal, sportif aktiviteler var.
Öğrencilerimizi yurt dışına gönderiyoruz. TEOG’da başarı kazanmış
öğrencilerimize burs veriyoruz.”
Yukarıda nitelik olarak da yükselme devrine girilmelidir
demiştim.
Bu minvalde Bekiroğlu'nun sözleri yüreğimize su serpiyor.
Nitelikten kastım nedir?
Okullarımızda “iyi vatandaş” olmanın yolları
gösterilirken “dosdoğru Müslüman” kimliğine sahip olmanın önemi ve
öğretisi de amaçlanmalı ki nitelik vücut bulsun.
Çocuklarımız almış oldukları eğitim haricinde öğretim ile
nitelik kazanmalılar.
Hedef belirleme planında öncelik kariyer ve yüksek puanlı
diploma ile neticelenirse sadece “iyi vatandaş” olabilmenin
dışına çıkılamaz!
Planlama ile çocuklarımız kariyer hırsından gözü dönmüş
menfaatperest kişilere dönüşmemeli veya biraz yol yordam biliyorsa
siyasetin kirli hesaplarının yapıldığı mecralardan uzak tutulması
öncelikli amaç olmalıdır.
“Bilgi nedir?”
“Niye öğreniyoruz?”
“Neyi öğrenmeliyiz?” diye tabularımızı gözden geçirerek
kendimizi sorgulamamız gerekiyor.
Bizim inancımızda bilgi yığmanın bir karşılığı yoktur.
Amele dönüşmeyen bilgi insanın sırtını kamburlaştırmaktan
başka bir işe yaramaz.
İnsan şerefli bir varlıktır, boşa hamallık eşeklerin
işi…
Bilen, bilgisi doğrultusunda amel etmek zorundadır.
Bize lazım olan istikamet üzere olmaktır, istikamet
ancak keşfetmekle mümkündür.
Keşfetmek merak etmekle, merak etmek soru sormakla…
Çocuklarımız soru soramaz, sorgulama yapamazsa FETÖ gibi
yapılanmaların içine hapsolup giderler.
Bunun olmaması için sormayı, sorulara doğru cevaplar
bulmayı, hâkimiyetin kayıtsız şartsız Allah’ın olduğu bilgisiyle
hakikat bildiklerimiz doğrultusunda gözümüzü kırpmadan yürümeyi
öğrenmemiz gerekiyor.
Kurgulamaya çalıştığım yazımı en güzel sonuç ve temenninin vücut
bulması arzumuza istinaden Başkan Bekiroğlu’nun bir sözü ile
sonlandırmış olayım;
“İmam Hatip modelinin, İslam dünyasındaki mezhep,
meşrep kavgalarına da engel olacağını, İmam Hatiplerden yetişen
gençlerin aşırılıklardan, yozlaşmalardan, bozulmalardan uzak bir
gençlik olarak yetişeceğini ve İslam dünyasında yaşanan problemler
açısından önemli bir çözüm noktası olacağını
düşünüyoruz.”