İfadeleri bile tüyler ürpertici
Abone olPimi çekilmiş el bombasını askere veren teğmenin yargılanması başladı. Sanıkların birbirinden tuhaf ifadeleri yürek sızlattı.
Elazığ’ın Karakoçan ilçesinde bir askerin eline pimi çekilmiş el
bombası vererek patlamasına neden olduğu öne sürülen Piyade Teğmen
Mehmet Tümer’in yargılanmasına devam edildi.
8. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuklu
sanık Teğmen Tümer ile şehit Piyade Onbaşı İbrahim Öztürk’ün babası
müdahil Hacı Öztürk, izleyici olarak da Piyade Er Mesut Bulut’un
babası Sinan, annesi Mevlüde ve amcası Bedir Bulut hazır
bulundu.
Duruşmada, müdahil ve sanık tarafı olay yerinde keşif yapılmasını
istedi.
Talep mahkeme tarafından kabul edildi.
Mahkemede, sanık Teğmen Tümer’in talebi üzerine görevli tim kolunda
daha önce görev yapan Uzman Çavuş Zeydan Arabacı tanık olarak
dinlendi. Arabacı, şehit asker İbrahim Öztürk’ün acemi birliğinden
sonra geldiği usta birliğinde devamlı birlikte olduklarını ve 8 ay
birlikte görev yaptıklarını söyledi.
Öztürk’ün usta birliğine geldiğinde kendisine mekanik nişancılık ve
el bombası eğitimleri verildiğini ifade eden Arabacı,
"Gerçekten disiplinsiz bir askerdi. Hakaret konusu yoktu
ama 18 askerin içinde emir verdiğinde alternatif üretip, diğer
personele örnek oluyordu. Giyimi bile bir askere yakışmayacak
şekilde oluyordu" dedi.
Arabacı, "Öztürk’ün bu durumuna karşı ne
yaptıklarına?" dair mahkemenin sorusuna "İkaz
ettik. Ona, bir hatanın hepimize mal olacağını anlattık. Ama
gözümüzün önünde arkadaşları ile tartışıyor, dalaşıyordu. Uyarı ve
ikazlarla tedbir aldık. Herhangi bir ceza vermedik"
dedi.
Arabacı, müdahil avukat Özgür Murat Büyük’ün "Disiplinsiz
diyorsunuz, disiplin cezası aldığını biliyor musunuz?"
sorusuna ise şunları söyledi: "Biz askerlerin tezkerelerini
alıncaya kadar ceza almamalarını isteriz. Yoksa 20 asker var
hepsine tutanak tutalım mahkemeye verelim. Bu tür davranışlar pek
gösterilmez. Hataları ikaz ile cezalandırıyoruz. Burada Öztürk’ün
babası var. Kusura bakmasın başı sağ olsun. Belki kendisinden başka
ben uğraşmışımdır. Ben koluna girip banyoya götürürdüm, getirir
yatağına yatırırdım."
ÖZTÜRK YARGILANIYOR İDDİASI-
Bu sırada Özgür Murat Büyük, mahkemenin sanık Tümer yerine Öztürk’ü
yargılamaya başladığı izlenimi edindiğini belirterek, bu durumun
kendisini rahatsız ettiğini söyledi.
Büyük, "Aylar öncesinde disiplin veya disiplinsizlik
konusunda Öztürk’ün yargılanmaya başlanması, bugünkü suç için
önemli değil. Önemli olan bu olayla ilgili sanığın davranışıdır. Bu
vicdanımı rahatsız ediyor" diye konuştu.
Büyük’ün bu konuşmasına karşılık sanık avukatı Behiç Cantürk,
mahkemenin bir ihtisas mahkemesi olduğunu, sadece bir sonuç
yargılamadığını, nedenselliği takip etmek zorunda olduğunu
söyledi.
Arabacı, Avukat Cantürk’ün "İç güvenlik harekatı sürdüren
bir birlik ile normal kışla içinde görevini sürdüren bir birlikte
yapılan hareketlerin sonuçları itibariyle arada fark var
mıdır?" sorusuna ise "İç güvenlik harekatında daha
büyük boyutlara ulaşır" diye cevap verdi.
Arabacı, "Öztürk’ün malzeme unutma gibi hataları var
mıydı?" sorusuna ise "Hataları çoktu. Gece görüşü,
telsizi unuturdu. Göreve giderdik bir daha unutulan malzeme için
geri dönerdik. Sıkça unuturdu" dedi.
TUHAF GEREKÇELER BUNUNLA DA BİTMEDİ. DEVAMI BİR SONRAKİ
SAYFADA
-"DİSİPLİNSİZDİ"
Duruşmada daha sonra time el bombalarını veren piyade Çavuş Mustafa
Sezer dinlendi. Sezer, time normalde 8 kişiye el bombası
verilirken, o gün Öztürk ile birlikte toplamda 3 kişiye daha el
bombası verildiğini belirterek, "Herhangi bir itirazda
bulunmadı" diye cevap verdi.
Öztürk’ün babası Hacı Öztürk bu sırada söz alarak "Burada
hep İbrahim’den söz ediliyor. Suçu İbrahim işlemiş oluyor. Peki
diğer 3 tane şehide ne oldu? Bunlar hiç gündeme gelmeyecek mi? Bu
beni rahatsız ediyor" diye konuştu.
Sezer, Askeri Savcının "Öztürk’ün bariz şekilde
disiplinsizliği var mıydı?" sorusuna "Disiplinsiz biriydi"
dedi.
Sanık Tümer’in Öztürk’ün daha önce yaptığı hatalardan kolun ceza
alıp almadığının, bu nedenle eğitim verilip verilmediğinin
sorulması isteği üzerine Sezer, bu tür olayların yaşandığını
kaydetti.
Sezer, sanık avukatı Cantürk’ün sorusu üzerine de el bombaları
verilirken nerede tutulması gerektiği hakkında sanık Tümer’in
kendilerini bilgilendirdiğini bildirdi.
Timde görevli asker İsmail Turunç da Öztürk’e olay alanında
elindeki bombanın sebebini sorduğunda Teğmen Tümer tarafından
uyuması nedeniyle verildiğini söylediğini belirterek, "İlk
defa nöbette uyuyan birisi, hücum yeleksiz dolaşan birisi değildi.
Daha önce de eğitim yapıyorduk ama o ana kadar böyle bir ceza
olmamıştı. Uyarılar alıyordu. Dönüp eğitim alıyorduk" diye
konuştu.
-OLAY YERİ İNCELEME RAPORU-
Duruşmada daha sonra dinlenen olay yerini inceleyen tim komutanı
Jandarma Astsubay Kıdemli Başçavuş Hüseyin Bülbül, patlamanın
meydana geldiği mevzide küçük bir patlama çukuru ve etrafta el
bombası parçaları olmasından hareketle patlamaya el bombasının
neden olduğunu tespit ettiklerini söyledi.
Bülbül, bombanın tapa parçasındaki seri numarasından ABD menşeli M
26 tipi savunma tipi el bombası olduğunu belirlediklerini
kaydetti.
Bu arada mahkeme heyetindeki subayın bilgilendirmesi üzerine
mahkeme hakimi, Bülbül’e patlamanın yeri hakkında düşüncelerini
sordu. Bülbül, "Yere düşerek patlamış" cevabını verdi. Bülbül,
ancak Öztürk’ün patlama anında ayakta veya oturma hali hakkında bir
şey söyleyemeyeceğini belirtti.
Mahkeme, Bülbül’ü dinlemesinin ardından duruşmaya 5 dakika ara
verdi.
-MÜDAHİL OLMA TALEBİ-
Ara sırasında, şehit asker Mesut Bulut’un annesi Mevlüde Bulut’a
ağlaması üzerine mahkeme bahçesinde ambulansta sağlık kontrolü
yapıldı.
Aranın sona ermesinin ardından Bulut’un amcası Bedir ve babası
Sinan Bulut mahkeme heyetine müdahil olma talebinde bulundu.
Mahkeme, duruşmada zamanın iyi değerlendirilmesi için beyanlara
karşı yazılı olarak sorularını sorabileceklerini belirterek, bu
talebi kabul etti.
-İDARİ TAHKİKAT HEYETİ-
Duruşmada olayın idari tahkikatını yapan Piyade Albay Fikret Öcal
dinlendi.
Mahkeme hakimi, heyet raporunun delil olmadığını, sadece olayın
idari yönden bir değerlendirmesi olduğu konusunda tarafları
uyardı.
Öcal, incelemeleri sonucunda Teğmen Tümer’in Emniyet ve Kaza Önleme
Talimatlarına uygunsuz davranış gösterdiğini ve tecrübesiz olduğu
kanaatine vardıklarını söyledi.
Unsur komutanları astsubay ile uzman çavuşun da Teğmen Tümer’in
uygun olmayan emrine karşılık müdahalede bulunabileceklerine rağmen
bu yönde davranmadıklarını, müdahale etmeyip izlemekle yetinmeleri
nedeniyle hafif kusurlu olarak değerlendirdiklerini ifade eden
Öcal, Öztürk’ün de komutanının mevzide otur demesine karşılık
mevziler arasında dolaşmasının kendilerine mantıklı gelmediğini,
Öztürk’ün bir "Cesaret" gösterisi davranışı içinde mevzileri
gezdiğine kanaat getirdiklerini belirterek, olayın meydana
gelmesinde önemli rol aldığı sonucuna vardıklarını bildirdi.
Öcal, müdahil avukat Büyük’ün sorusu üzerine kol komutanının
nöbette uyuyan personeline, telsiz aracılığıyla bölük komutanına
bildirerek, ceza verdirme yetkisi olduğunu belirtti.
Öcal, "Öztürk’ün dosyasında bir ceza aldığına dair bilgiye
ulaşmadık.
Ama eğitim maksatlı disiplin cezası verilebilir. Öztürk’ün iyi bir
asker olmasına karşılık disiplinsiz ve şımarık bir yapıda olduğu
kanaatine vardık" dedi. Avukat Büyük, bu arada Öztürk’ün şahsi
dosyasının temin edilmesini istedi. Mahkeme, bu talebi kabul
etti.
-FIRSAT EĞİTİMİ-
Sanık avukatı Behiç Cantürk söz alarak idari tahkikat heyeti
raporunda "Fırsat Eğitimi" kavramının yer almadığını söyledi.
Cantürk, şunları söyledi: "Kara Kuvvetleri Yönergesinin (KKY) 164-1
maddesinde Fırsat Eğitimi var.
Normal bir nöbet ile pusu görevi aynı mıdır? Askeri Ceza Kanunu’nun
10.
maddesinde "Silahlı eşkiya düşmandır" şeklinde tanım yapılmış.
Savaştığınız bir devletin askeri ile "şaki" aynı olarak
değerlendirilmiş.
Teğmen Tümer’in olay anında kişisel olarak bir kanuni ceza verme
yetkisi yok. Nasihat. Tekdir zaten kaldırıldı. Dövemez, sövemez.
Yapacağı tek bir şey kalıyor o da KKY 164-1’de bahsedilen Fırsat
Eğitimi." Cantürk, ayrıca İç Güvenlik Harekatı Tek Er Lider Eğitimi
kapsamında "El bombası pimi çekilip tutulabilir. El Bombasının
tutma süresi yok. Mevzide el bombası hazır bulundurulmalıdır"
ifadelerinin bulunduğunu belirtti.
Bu tür mevzuatların yayınlanarak düşmana bilgi verildiğini öne
süren Cantürk, davaya bu tür konular için yayın yasağı
istediklerini hatırlattı.
Öcal ise mesleki tecrübeleri doğrultusunda Tümer’in bu davranışı
"Eğitim ve Korkutmak" amacıyla yaptığı sonucuna vardığını
belirtti.
Duruşma daha sonra tarafların yaptıkları talep doğrultusunda keşif
yapılması için ara verildi. Mahkeme, keşfin ardından zaman kalması
halinde davaya bugün devam edilerek bilirkişilerin dinlenmesi
kararı aldı.
-"TEHDİT İDDİASI"-
Duruşmanın sona ermesinin ardından sanık avukatı Behiç Cantürk,
bazı gazetecilere "Mevzuat gereği şehit olan bir askerin şehitliği
sırasında kusurlar ortaya çıkarsa şehitlik beratının geri
alınacağı" bilgisini verdiği sırada, gazetecilerin yanında bulunan
şehit Mesut Bulut’un babası Sinan Bulut, mahkeme heyetine Avukat
Cantürk’ün kendilerini tehdit ettiğini iddia etti.
Bulut’un bu iddiası üzerine Cantürk, mahkeme hakimine, konunun,
mevzuat hakkında gazetecilere bilgi vermekten ibaret olduğunu
söyledi.
Sinan Bulut bu sırada hakime "Şehitlik beratı incelenmeden mi
veriliyor? sorusuna ise hakim "Şehitlik konusu idari bir kısım. Biz
bu konuda danışmanlık yapamayız. Tereddütünüz varsa avukat
aracılığıyla giderebilirsiniz" cevabını verdi.