İdam gibi ceza!
Abone olGürültü kirliliğine karşı verilen cezalar çok ağır bulundu.
Turizm, Restoran, Kulüp Yatırımcıları ve İşletmecileri Derneği
(TURYİD) Başkanı Barış Tansever, İstanbul Valiliğince kentte
gürültü kirliliğine neden oldukları gerekçesiyle verilen cezaların
çok ağır olduğunu savunarak, ''Çeşitli işletmeler yürütmeyi
durdurmak için mahkeme kararı almalarına rağmen, idare bunu
uygulamamakta direniyor'' dedi.
Tansever, AA muhabirine yaptığı açıklamada, TURYİD olarak
İstanbul'un karanlığa gömülmesine gönüllerinin razı olmadığını
ifade ederek, ''Verilen karar çok ağır ve idam kararı gibi'' dedi.
Dernek olarak bu konuda bazı tespitlerinin bulunduğunu savunan
Tansever, şunları söyledi:
''Bir kere bu cezalar, mekanlara tebliğ edildikten hemen sonra
uygulandı ve işletmeler kapatıldı. İçeride elektrik şartelleri
indirildi. Personel içeri alınmadı. Bizim içeride 100 bin YTL'nin
üzerinde stoklarımız var. Bunlar bozulma tehlikesiyle karşı
karşıya. Bu hem milli servete zarar, hem de günah. Buradaki niyet
iyi değil. Kapatılan işletmelerde bin 500'e yakın kişi çalışıyor.
Yeme içme sektöründe toplam 150 bin kişi ekmek yiyor. Bu sektörü
'eğlence sektörü' diye de adlandırmanın bir mantığı yok.
Kapattıkları yerlerin çoğunda lokantalar da var. Sesi
kapattıklarını anladık, ama lokantaları niye kapatıyorsunuz.''
-
İŞLETMELERLE İDARE MASAYA OTURMALI
Gürültünün teknik olarak çözülmesinin mümkün olmadığını ifade eden
Tansever, işletmeler ile idarenin masaya oturup uzlaşmasıyla bu
sorunun aşılacağını düşündüklerini söyledi. Sesi mekanın içinde
hapseden teknik malzemeler bulunduğunu, bunların kullanılmasının
talep edilebileceğini, buna uygun hopörler alınabileceğini, müzik
yapımı saatlerinde sınırlamaya gidebileceğini anlatan Tansever,
''Bu işletmelere sabah saat 04.00'e kadar ruhsat verilmiştir.
Bunlar da yatırımlarını buna göre hazırlamışlar. Şimdi gelip siz
'saat 24.00'te kapat' derseniz, işletme sahipleri haklı olarak
tepki gösterir. İdareyle bir yerlerde anlaşırsak, 'şu desibelle bu
saate kadar müzik yapılacak' denirse sorun çözülür'' diye konuştu.
Tansever, bir turizm merkezi olan İstanbul'un Avrupa'nın kültür
başkenti yapılmak istendiğini anımsatarak, ''Ama buna karşılık
kenti karanlığa ve sessizliğe gömmek çok akılcı bir şey değil''
dedi. Bazı işletmelerin yürütmeyi durdurmak için mahkeme kararı
almalarına rağmen, idarenin bu kararları uygulamamakta direndiğini
belirten Tansever, bunu anlamakta zorlandıklarını söyledi.
Tansever, ''İşletmelerin tamamı mahkemelere başvurdu, bunlardan 4'ü
şu ana kadar yürütmeyi durdurma kararı aldırttı'' şeklinde konuştu.
-''COŞKUYU YÜKSEK SESLE YARATABİLİYORSUNUZ''- İstanbul Boğazı'nda
geçen yıl kapanan Laila'nın sahibi Şefik Öztek de Türkiye'de
eğlence sektörünün öneminin henüz algılanamadığını savunarak,
şehirlerin tanıtımı açısından eğlence mekanlarının önemli bir araç
olduğunu söyledi. İstanbul'un sadece boğazı ve tarihi mekanlarıyla
anlatılamayacağını vurgulayan Öztek, şunları kaydetti: ''Biz
eğlenceyi ortaya koyarken, gürültü kirliliği de yapmamalıyız. Ancak
belli bir desibelde insanları eğlendiremezsiniz. O coşkuyu
sağlayamıyorsunuz. Yani illaki bu coşkuyu yüksek sesle
yaratabiliyorsunuz. Böyle bir handikap söz konusu. İstanbul
Boğazı'nın yapısı itibarıyla fiziksel olarak gürültü çıkarmamak
mümkün değil. Burası açık bir alan. Ben İstanbul'da 5 yıl bu işi
yaptım. Bu süre içerisinde binlerce şikayetle karşılaştım. Her
türlü önlemi aldım ama sesi engelleyemedim. Deniz sesi karşı kıyıya
iletiyor. Her ne kadar ben ses perdesi, şunu bunu yaptım deseniz
de, olmuyor. Deniz o sesi alıyor taşıyor ve karşı yakaya geçiyor.''
-''KAPATILMASI YERİNE ÇOĞALTILMASI GEREKİR''- Eğlence sektörünün
turizmin çok önemli bir saç ayağı olduğunu ifade eden Öztek, ''Bu
tür müesseselerin kapatılması yerine çoğaltılması gerekir.
İstanbul'a bu müesseseler ciddi katkı sağlıyor. Bir de çok ciddi
istihdam sağlıyorlar'' dedi. İşletmelerin bir hafta değil, bir gün
kapatılmasına bile karşı olduğunu dile getiren Öztek, şu görüşleri
dile getirdi: ''Türkiye'de eğlence sektörünün önemini henüz
algılayamadık. Bugün dışarı gidenlerin yüzde 5'i arkeolojiden,
müzeden, yüzde 95'i o şehirde ne kadar eğlendiğinden bahseder.
Eğlence, şehirler için ciddi bir tanıtım alanıdır. İstanbul'u
sadece denizi ile anlatamayız. Bu şehre gelen insanları eğlendirmek
zorundayız.'' -''UYGULAMA SEKTÖRE KARŞI BİR TAVIR''- Çubuklu Hayal
Kahvesinin ortaklarından Ebru Köktürk, sorunun, işletmelerin
desibel ayarlarına dikkat etmesiyle aşılacağını söyledi. Köktürk,
şöyle devam etti: ''Teknik bir sorun, aşılamayacak bir sorun değil.
Bizler ne kadar dikkat ediyorsak, ölçüm yapan arkadaşların da o
kadar dikkatli olması gerekir. Ölçümler hassas yapılmıyor. Ceza
almamıza neden olan ölçümler denizden yapılmıştır. Sağlıklı bir
ölçüm olduğunu zannetmiyorum. Çevredeki etkenler sadece müzikten
ibaret değil. Biz hem gürültü değil, müzik yapıyoruz. Müziğin
ölçülmesi ayrı, genel gürültünün ölçülmesi ayrı bir konudur.
Trafik, gemi bunlar da etkindir.'' Son uygulamaları, eğlence
sektörüne karşı bir tavır olarak değerlendirdiklerini kaydeden
Köktürk, ''14 mekanın hepsini aynı anda kapatırsanız, çok iyimser
düşünemiyoruz'' dedi. Açık mekanda sesi engellemenin imkansız
olduğunu vurgulayan Köktürk, İstanbul Boğazı'ndaki eğlence
yerlerinin sorununun, bulundukları kıyıyla değil, karşı kıyıyla
ilgili olduğunu söyledi. Köktürk, ses sisteminin denize değil,
mekana doğru olması gerektiğini ifade ederek, ''Biz öyle yapıyoruz.
Hayal Kahvesi çok dikkatli'' diye konuştu. Ebru Köktürk, kapatma
kararının yürütmesinin durdurulması için mahkemeye başvurduklarını
bildirdi.