Hz. Nuh’un gemisi Diyarbakır’da mı ?
Abone olBir grup araştırmacı Hz. Nuh’un gemisinin Kırklar Dağı’nda olabileceği ihtimali üzerine çalışma yapmak üzere Diyarbakır’a geldi. <br/>İstanb...
Bir grup araştırmacı Hz. Nuh’un gemisinin Kırklar Dağı’nda
olabileceği ihtimali üzerine çalışma yapmak üzere Diyarbakır’a
geldi.
İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü
Kimyasal Oşinografi Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Yavuz
Örnek ve araştırmacı yazar Hamza Yardımcıoğlu, bir süredir
yürüttüğü araştırma ve incelemeler neticesinde elde ettikleri
verilere dayanarak Hz. Nuh’un Gemisi’nin Diyarbakır’da bulunduğunu
iddia etti. Bugün Diyarbakır’a gelen araştırmacılar Kırklar
Dağı’nda incelemelerde bulundu.
2009 yılından beri Hz. Nuh’un Gemisi’yle ilgili araştırma
yaptıklarını anlatan Araştırmacı Yazar Hamza Yardımcıoğlu,
çalışmaları Türkiye’de bazı üniversitelerle ortak yürüttüklerini
ifade etti. Tufanın Mezopotamya bölgesinde çıktığını dile getiren
Yardımcıoğlu, Tevrat’ın da bunu Ararat olarak işaret ettiğini
söyledi. Kuran-ı Kerim’de Hz. Nuh’un Gemisi’nin Cudi’ye yerleştiği
belirtilen ayetten örnek veren Yardımcıoğlu, Cudi’nin yüksek bir
yer anlamına geldiğini anlattı.
"UZAYDAN ÇEKİLEN FOTOĞRAFLAR GEMİNİN KIRKLAR DAĞI’NDA OLDUĞUNU
GÖSTERİYOR"
Yardımcıoğlu, “Mezopotamya’da tufan sonrası geminin durabileceği
yaptığımızı uydu çalışmalarında en uygun yerin Dicle Vadisi’nin
olduğunu fark ettik. Elde ettiğimiz verilerden sonra odaklandığımız
yer burası oldu. Kırklar Dağı’nın yapay bir tümünüz görünümünde
olması ve buranın kutsal bir alan olarak bilinmesi merakımızı cezp
etti. Daha sonra buraya yoğunlaşmaya başladık. Bir çok şeyin Nuh’un
Gemisi’nin Diyarbakır’da olabileceğine işaret ettiğini gördük.
Örneğin Elmalı Hamdi yazır tefsirinin Hud Suresi’nin 44. ayet
bölümüne bakarsanız, orada bile geminin Amid’de olabileceği
belirtiliyor. Bu tümünüz görünümlü tepenin içini merak ederken, hiç
bilmediğimiz ve fark etmediğimiz bir yapı karşımıza çıktı. Dağın
yamacında kalan dikdörtgen şekilli uzunluğu yaklaşık 180 metre eni
ise yaklaşık 75 metre genişliğinde bir yapının olduğunu uydu
aracılığıyla fark ettik. Daha sonra üniversitelerle görüşme yapmaya
başladık. Bu yapının jeolojik veya farklı bir yapı olabilir mi
araştırmasını yaptık. Üniversitedeki araştırmacılar da bizim
düşüncemizi teyit etti. Yani tespit ettiğimiz yerin insan yapısı
bir yer olduğuna karar verdiler. Bu insan yapısını en az 50 bin yıl
öncesine dayandırıyoruz. Uzayda çekilmiş fotoğraflara Kırklar
Dağı’nda olan bu bilinmeyen olarak tanımlanan iki yer toprak
altında kalmış. Geminin bu yapılar içerisinde olabileceğini
düşünüyoruz. Bu durumun kamuoyunda gündeme gelmesi gerekiyor.
Elimizdeki belgeler çok önemli. Elimizde çok sayıda somut veriler
var. Yetkililerin bu bölgede mutlaka kazı çalışması yapmaları
gerekiyor. Buradan çıkacak olan şey her ne olursa olsun, dünya
tarihini değiştirebilecek bir önemdedir” dedi.
İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü
Kimyasal Oşinografi Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Yavuz
Örnek ise yıllar önce Nuh Tufanı’nın incelemeye başladıklarını
belirterek, bu konuda kapsamlı bir çalışma yürüttüklerini söyledi.
Örnek, “5 bin yıl önce bu bölgeye sahip olan İranlılar, savunma
maksatlı olarak, düz ovalarda tepeler inşa etmişler. Bu tepelerin
üzerinde bekleyenler, düşman geldiğinde ateş yakıyorlarmış. Saldırı
öncesi tedbir alınıyordu. Bulunduğumuz yerde de bir cisim var.
Bunun tam olarak ne olduğuna dair bir bilgi edinemedik. Buranın
mutlaka uzman ekip tarafından araştırılması gerekiyor” şeklinde
konuştu.
(İHA)