Hulusi Akar, Özel’e açtığı tazminat davasını kaybetti
Abone olAnkara Bölge Adliye Mahkemesi, Hulusi Akar’ın Özgür Özel’e açtığı tazminat davasını reddetti. Mahkeme, Özel’in açıklamalarını eleştiri olarak değerlendirdi ve 15 bin TL’lik tazminat kararını kaldırdı. Karar sonrası açıklama yapan Özel, sözlerinin haklı olduğunu ve hakaret içermediğini vurguladı. Akar’a yönelik iddialarının kamu yararına tartışılması gerektiğini yineledi.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM'deki bütçe görüşmeleri
sırasında Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’a yönelik sert
eleştirilerde bulundu. Özel, Akar’ın cezaevinde bulunan dava
arkadaşlarını bir kez bile ziyaret etmediğini belirterek, "Senin
silah arkadaşların sana haklarını helal etmeyerek öldüler, sen
silah arkadaşlarının bedduasını alan bir adamsın" ifadelerini
kullandı. Ayrıca, bir başka konuşmasında da CHP olarak makamlara
saygılı olduklarını vurgulayan Özel, "Keşke öyle bir Genelkurmay
Başkanlığı yapmasaydınız. Olmaz olsaydı öyle bir Genelkurmay
Başkanlığı" diyerek Akar’ın Genelkurmay Başkanlığı dönemine yönelik
eleştirilerini sürdürdü.
500 BİN TL'LİK TAZMİNAT TALEBİ
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’in kendisine yönelik yaptığı açıklamaları hakaret ve iftira olarak değerlendirmiş ve 500 bin TL’lik manevi tazminat talep etmişti. Ancak, Ankara 28. Asliye Hukuk Mahkemesi, 2 Aralık 2020 tarihinde davayı değerlendirerek Bakan Akar’a yalnızca 15 bin TL’lik tazminat ödenmesine karar vermişti. Bunun üzerine Özel, tazminat kararını temyiz etmek amacıyla Ankara Bölge Adliye Mahkemesi'ne başvurmuştu.
TAZMİNAT KOŞULLARI OLUŞMADI
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi, yerel mahkemenin verdiği tazminat
kararını bozarak davanın reddine karar verdi. Mahkeme, kararında şu
açıklamayı yaptı:
“Davalının, davacının açıklamalarına yönelik olarak kullandığı ifadelerin, davacının şahsına değil, icra ettiği görevi yerine getiriş şekline yönelik ağır eleştiriler olduğunu belirttik. Davacının siyaseti seçmesi ve kamu görevi yürütmesi nedeniyle davranışları ve tutumları kamuoyunun denetimine açık hale gelmiştir. Bu bağlamda, davalının kamu görevi ve kişisel değerlendirmeleri üzerine yapılan eleştirilerle daha fazla katlanma yükümlülüğü olduğu vurgulandı. Ayrıca, davalının sözlerinin, davacının kişilik haklarına saldırı olarak kabul edilemeyeceği sonucuna varıldı. Bu nedenle davacı için manevi tazminat koşullarının oluşmadığı değerlendirilmiştir.”