Hükümete sert çıktı: Sizin eseriniz!
Abone olAhmet Hakan cemaatin hükümeti de dinleyen yapıya ulaşması için "Bu sizin eseriniz" dedi.
Hürriyet si yazarı Ahmet Hakan Coşkun dinleme
kayıtlarının ortaya çıkması için bu zamana kadar iktidarın sessiz
olmasını hatırlatarak bugün kendisini hedef aldığı için tepki
göstermesini eleştirdi.
İyi de biraderler!
Bu “Paralel Yapı” dediğiniz yapı, savcı marifeti,
yargıç kararı ve polis operasyonuyla
başkalarını dinlerken ve o dinlemeler aracılığıyla başkalarını
bozuk para gibi
harcarken...
Siz ne yapıyordunuz?
“Vallaha billaha hiç haberimiz yoktu” mu
diyorsunuz?
Kusura bakmayın ama gerçekten de haberiniz yoktu ise...
Size değil devlet, leblebici dükkânı bile emanet edilemez.
Ayrıca bırakın şimdi “haberimiz yoktu” ayaklarını.
Yemeyin bizi.
Bal gibi de haberiniz vardı be kankalar!
“Paralel Yapı”, telefon dinlemeleri aracılığıyla rakiplerinizi ve
muarızlarınızı bozuk para
gibi harcarken...
Keyfiniz pek gıcır değil miydi?
“Ulan iyi oluyor be!” demiyor muydunuz?
Hepiniz dudaklarınıza bir Erol Taş sırıtışı kondurmamış
mıydınız?
SİZİN ESERİNİZ GURUR
DUYUN
“Ulan iyi oluyor be!” diyerek elbirliğiyle
pışpışladınız “Paralel Yapı”yı...
Ve sonunda...
O yapı, sizi bile dinleme pervasızlığı ve cüreti kazandı.
Size bile dokundu.
Hiç ama hiç ağlamayın yani.
Eser, sizin eseriniz.
Gurur duyun!
Hatırlayın bakalım:
İlhan Selçuk’ların, Soner Yalçın’ların, Ahmet Şık’ların, Nedim
Şener’lerin, Doğu
Perinçek’lerin, generallerin, Türkan Saylan’ların telefon tapeleri
yayınlanırken...
Siz ne yapıyordunuz?
O tapelerin üzerinde tepinmiyor muydunuz?
Demeçler patlatmıyor muydunuz, makaleler döktürmüyor muydunuz?
Şimdi çıkmış...
“Bunlar seni de, beni de, onu da dinlediler... Hadi bunlarla hep
birlikte savaşalım”diyorsunuz.
Tamam, savaşalım savaşmasına da...
Sizin 11 yıllık koruyucu kalkanlığınız, teşvik primleriniz,
işbirlikleriniz,
faydalanmalarınız, “ulan iyi oluyor be!”leriniz falan ne
olacak?
Onları nereye koyacağız?
Yasa çıkarmıştınız:“Telefon kayıtları, herhangi bir nedenle
aleniyet kazanırsa yayınlamak suç değildir”diye.
Bunu nereye koyacağız?
Biz “Telefonlar dinlenmesin” dedikçe...
Biz “Yapmayın, etmeyin” dedikçe...
Biz “Uzun kulaklık yapmak ahlaksızlıktır” dedikçe...
Sizin Binali Yıldırım Bey’iniz...
“Ne o? Saklınız, gizliniz mi var? Yasadışı işler mi çeviriyorsunuz?
Gizlin saklın yoksa
niye korkuyorsun kardeşim telefonunun dinlenmesinden?” diyordu.
Onu nereye koyacağız?
Siz telefon dinlemelerine ilkesel ve ahlaki açıdan karşı falan
değilsiniz.
Öyle olsanız...
“Telefonlarımızı dinliyor” diye suçladığınız
Fethullah Gülen’in telefonlarını mahkeme
kararı falan olmadan dinlemeye tenezzül etmezdiniz.
Öyle olsanız...
Fethullah Gülen’in yasadışı bir şekilde telefonlarının dinlenmesi
sonucu elde edilen
“malzeme”yi, seçim meydanlarında
kullanmazdınız.
Yeri göğü inletmesi gereken flaş haberinizin, beklediğiniz etkiyi
uyandıramamasının
temel nedeni şudur:
Kendiniz ettiniz, kendiniz bulmaktasınız.