Hikmet Karaman: Bu sene Başakşehir'in şampiyon olması lazım
Abone olTürk futbolunun tecrübeli teknik adamlarından Hikmet Karaman, Medipol Başakşehir'in bu sezon şampiyon olması gerektiğini söyledi.
Türk futbolunun tecrübeli teknik adamlarından Hikmet Karaman,
Süper Lig'de yaşanan şampiyonluk yarışından, Fenerbahçe'de yaşanan
teknik direktör arayışına, Beşiktaş'ın yaşlanan kadrosundan,
Medipol Başakşehir'in şampiyonluk iddiasına kadar birçok konuda
Demirören Haber Ajansı'na (DHA) özel açıklamalarda bulundu.
Karaman, "Bu sene Başakşehir'in şampiyon olması lazım. Abdullah hocanın, başkanın ve yönetimin eline böyle bir fırsat daha geçmez. Bir tarih yazmak istiyorlarsa, müzelerine çok önemli bir kupa koymak istiyorlarsa, bu sene büyük bir fırsat" dedi.
"BİRÇOK LİGİ TAKİP EDEREK ANALİZLER
YAPIYORUM"
Farklı ülkede birçok maçı canlı olarak takip ettiğini ifade eder
Hikmet Karaman, teknik adamlarla değerlendirmeler yaptığını
söylerken, "Geçen sene Alanya'dan ayrıldıktan sonra orada bir
hastalık geçirdim. Ayrılmak zorunda kaldım. 3-4 ay sonra düzeldim.
Kendime bir plan ve proje yaptım. Bunlar içerisinde futbolun önde
gelen ülkeleri, idare teknik adamların düşüncelerini takip etme
projesi üzerinden yola koyuldum. İngiltere'ye giderek çeşitli
aralıklarla orada kalarak takımları, antrenmanları, teknik
adamları, maçları izliyorum. Hem lig, hem şampiyonlar ligleri hem
de teknik adamlarla ilgili söyleşiler yapıp aradaki farkı
gözlemliyorum. Almanya'yı da takip ediyorum, İspanya'yı da takip
ediyorum. Hem teknik adamların takıma olan katkıları, hem de
ülkenin futbolu üzerine hocaların neler düşündüğü ile ilgili
kendimi geliştirme amacıyla bilgiler topladım. Tabii bu devam
ediyor. Bu arada da Türkiye'de de ara ara takımlarda ayrılıklar
oluyor. Zaman zaman istişare, görüş birliği yaptığımız yöneticiler
oluyor. Son sıradaki takımları alıp 3-4 sıra yukarıya
çıkarabiliyorsunuz. Ama orta sırada veya üst düzey şampiyonluğa
oynayan takımları aldığınız zaman işte hedefiniz direk şampiyonluk
oluyor. Bu sene ligde teknik adamların takıma olan katkısı çok
yüksek. Özellikle bunu Anadolu takımları açısından söylüyorum. İlk
dörde girme şansınız çok yüksek. Hatta şampiyon olma şansınız da
çok yüksek. İşte Beşiktaş-Sivasspor maçını gördük. Sivasspor'un
hocasının ayrılmasına rağmen yardımcı hoca Hakan Keleş'i tebrik
ederim. Mükemmel bir performans ortaya koydular. Bu demek oluyor ki
kadrosu biraz iyi olan, biraz antrenör eli değdiği zaman artık 3
büyüklerin aralarındaki farkın kapanmış olduğunu, hatta büyük
takımların gerilemiş olduğunu, Anadolu takımlarının yabancı
transferlerindeki nokta atışlarını yaptıklarında ligde söz sahibi
olacaklarını gösterdi. Takım seçimi konusunda şimdilik hedef, devre
arasına bekleyip durumu görmek" ifadeleri kullandı.
"YURT DIŞINDAN BİR TAKIMLA GÖRÜŞÜYORUM"
Yurt dışından da teklifler aldığına vurgu yapan Karaman, "Yurt
dışından iletişimde olduğum bir takım var. Ama 2'nci lig olduğu
için şu anda o takımı dışarıdan da yönetiyorum. 2'nci ligde olduğu
için çok düşük, ligin kalitesi düşük, 1'inci lige çıkarsa orada
hemen başlayabilirim. Ama öncelikle 1'inci lige çıkması şart. Onun
için de başkan ve oradaki insanlarla bir çalışma programı
uyguluyoruz. Seviye, kalite düşük olduğu için biraz zor ama
bakacağız" dedi.
"TAKIMLAR ARASINDAKİ FARK KAPANDI"
Takımlar arasındaki farkın kapandığına ve birbirlerini iç sahada ya
da deplasmanda yenebildiğine değinen Karaman, "Süper Lig'de artık
biraz da seçici olmam gerektiğine inanıyorum. Çünkü bugüne kadar
gelen bütün tekliflere gittik, bütün gelen teklifleri hemen
değerlendirip başladık. Ne oluyor? Kurtarıcı oluyorsun ama bir
Bursaspor'a gittiğin zaman lig 4'üncüsü oldun. Biraz düzgün takıma
gittiğinde zaman farklı oluyor. Gaziantepspor küme düşme
potasındaydı mesela, o sene Play-Off mücadelesi vardı, ilk resmi
kupasını 12 takım arasından kazandı. Orduspor ile final maçını
oynayıp burada resmi kupasını alan, 12 takım arasından 1'inci olan
o takımda kadrosu çok iyiydi. Yani iyi kadrolarda çalışmak önemli.
Ne kadar iyi teknik adam olursanız olun iyi oyuncu kadrosunda
çalışmak çok önemli. Galatasaray'da eksikler olduğunda, Beşiktaş
aynı şeyi yaşadığında Anadolu takımları geliyor burada da yeniyor,
kendi sahasında da yeniyor. Örneğin Malatyaspor. Erol hocayı tebrik
etmek lazım. Çok güzel bir çalışma yapıyor. Herkesin küme düşer
dediği takımı aldı, bir sistem oturturdu. Daha sonra yabancı
transferlerindeki doğru atışlar takımı doğru bir yere getiriyor.
Çünkü Türkiye'de Anadolu takımlarının en büyük sorunu büyüklerden
sonra en büyük sorunu yabancı transfer konusunda zayıf
kalmalarıydı. İyi transfer yapamıyorlardı. Şimdi aynı şey büyük
kulüplerde olduğunda bakın büyük kulüpler nerede oluyor. Yani
geçmişte büyük kulüpler için içeride dışarıda hiç fark etmiyordu,
hepsini yenebiliyorlardı. Ama şimdi aradaki fark kapandı.
Önümüzdeki sezonlarda UEFA ile olan ekonomik sorunlarını
kulüplerimiz hallettiğinde onlar da transferler yapabilir. Öte
yandan gözlemlerimde şöyle bir şey var. Şimdi Almanya'ya bakıyorsun
Bayern Münih'te tekliyor. Oranın en büyük kulübü. Şimdi bu Borussia
Dortmund mağlubiyeti değil. Bundan önce de 2 maç üst üste mağlup
oldu. Orada da bir sorun var. Veya İngiltere'de Manchester City'de
başlangıçta iyi değildi. Liverpool'un bir çıkışı söz konusuydu.
Sonradan düzeldi. Manchester United'da da bakıyorsun aynı
problemleri yaşıyor. Avrupa'da da sanki büyük takımlarda bir tek
Paris Saint-Germain 13'de 13 yaptı galiba, 13'de 13 ve hiç
mağlubiyeti yok, beraberliği yok. Fransa'da da 5-6 takım haricinde
diğerleri biraz zayıf takım görüntüsünde" şeklinde konuştu.
"BU SENE BAŞAKŞEHİR'İN ŞAMPİYON OLMASI
LAZIM"
Süper Lig'in lideri olan Medipol Başakşehir'in bu sezon şampiyon
olması gerektiğini belirten Karaman, "Bu sene Başakşehir'in
şampiyon olması lazım. Abdullah hocanın, başkanın ve yönetimin
eline böyle bir fırsat daha geçmez. Bir tarih yazmak istiyorlarsa,
müzelerine çok önemli bir kupa koymak istiyorlarsa, bu sene büyük
bir fırsat. Geçen sene de aslında olayın içindeydiler ama Fatih
hoca orada teknik adamlığını konuşturarak Galatasaray'ın kadrosunun
yeterli olmamasına rağmen şampiyon oldular. Arda ile Emre, Çaykur
Rizespor maçında takıma katkı sağladılar. Onların da bir
performansının iyi olup da takıma girdiklerini düşündüğünde belki
de Başakşehir açık ara demeyelim de 7-8 puan farklarla ligde lider
konumunda bulunabilir. Ama Başakşehir'de dikkat edilmesi gereken
konu Anadolu takımları da artık maç vermiyor. Yani Başakşehir'in
burada da taraftar gücü yani 12'nci adam gücü olmadığı için
deplasmanda oynadıkları maçlarda bu sorunu yaşayabilirler, puan
kaybedebilirler. Arda'nın ve Emre'nin Rize maçında takıma katkısını
gördük. Özellikle Arda'nın kısa zaman da olsa oyun içerisindeki
topla alışverişi, skor 2-1'den sonra topla alışverişi çok iyiydi.
Arda ve Emre oyuna girdikten sonra top Başakşehir'de daha çok
kalmaya başlayıp ve oyunu dengeleyerek üstünlüğü ele geçirdiler. Bu
da oyuncu kapasitesi kadrosunun Başakşehir'in geniş olduğu, hamle
gücünün de yüksek olduğu bu oyuncularının performansının ve
randımanının artmasıyla diğer takımlar arasındaki farkı da
açacağını düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
"KOEMAN BAŞARILI"
Fenerbahçe'de Phillip Cocu'nun ayrılışından sonra takımın başına
geçen Erwin Koeman'ın başarılı olduğunu söyleyen Karaman, "10
haftadan sonra teknik direktörün Cocu'nun gitmesi doğal. Belki
kendisi de bırakacaktı. Belki de kendisi de olmuyor demiştir.
Koeman bence başarılı. Yani aynı yardımcı ekip, Cocu'nun
yardımcıları göreve devam ediyor. Takım kurgusunda değişiklikler
var. Oyuncu değişmelerinde değişiklikler var. Çünkü teknik
direktörleriyle beraber çalışırken sanırım belki onlar görüş
belirtiyorlardı ama Cocu inisiyatif kullanıyordu. Koeman daha
farklı işler yapıyor. Oyuncularla iletişimi daha farklı. Özellikle
Valbuena'nın forma girmesi ve takım oyunu oynaması, bu çok önemli
hücumda basit top kaybetmeyerek hemen boşa çıkan adama pası atması,
sağ sola deplase olması, ölü topları iyi kullanması, hep oyunun
içinde olması, fiziksel, motivasyon ve ruhsal olarak istemesi
takıma olan katkısını da geliştirdi. Ama esas Koeman'ın saha
içerisindeki kafası Ayew. Bir dönem Alex Fenerbahçe'de, Hagi
Galatasaray'da veya Chelsea'de Mourinho'da Drogba gibi bazı
oyuncular saha içerisinde teknik direktör gibi, yani takım kaptanı
teknik direktörün uzantısı. Dolayısıyla saha içerisinde bu tip
oyuncular birçok şeyi değiştirebiliyor. Gözlemlerimde Fenerbahçe'de
de Ayew'in bunu saha içerisinde hem organizasyonda, hem de kulübü
ile iletişiminin son derece pozitif olduğunu görüyorum. Bu da
oynanan oyuna ve alınan sonuçlara da yansıyor" diye konuştu.
"FATİH TERİM TECRÜBESİNİ GÖSTEREREK ŞAMPİYON
OLDU"
Hikmet Karaman, sporun içindeki ekonomik yapı nedeniyle takımların
farklı çözümler aradığını belirterek şunları söyledi: "Türkiye'de
açık net ve gerçek olaylar var. Maalesef bu konularda şeffaf
olamıyoruz. Niçin olamıyoruz, çünkü taraftarın baskı gücü var.
Taraftarın ekonomiye bakmayarak, takımların UEFA ile kendi iç
bünyesinde yaşamış olduğu sorunlara bakmayıp, mutlak surette iyi
futbolcular transfer edin, borçlanın, şampiyon olun dediğini
görüyoruz. Türkiye'deki taraftar ruhunda böyle bir bakış açısı var.
Hal böyle olunca, büyük kulüpler de birbirleriyle yarışıyor. Böyle
olunca ne oluyor, kulüpler ekonomik borç batağına giriyor.
Galatasaray takımı aynı şekilde o da UEFA'nın kontrolünde. Durum
böyle olunca da giden oyuncular, satmak zorunda olduğun oyuncular,
bunların yerine istediğin kalite de veya takımın gücünü yukarı
çekecek oyuncuları transfer edemiyor. Geçen sene Fatih hoca geldi
ve antrenörlük, teknik adamlık tecrübesini göstererek, takım
şampiyon oldu. Orada antrenör teknik adamlık katkısı çok yüksek. Bu
sene oyuncuların gitmesi, bazı pozisyonlarda eksik oyuncu olması
onu yeni oyuncu arayışına itti. Örneğin bir Ozan'ı çıkarıp kaybetse
dahi çünkü yeni oyuncular genç oyuncular, deneyimsiz, tecrübesiz.
Oynarken size maç kaybettirebilir. Bütün bunları göze alıp bazı
oyuncuları farklı pozisyonlarda oynatarak takımı yukarıda tutmasını
bildi. Şimdi Fenerbahçe aynı şeyi yapamadı. Fenerbahçe Cocu
tanımıyor, etmiyor tutamadı takımı yukarıda. Ama Fatih hoca, Şenol
hoca için de aynı şey geçerli. Fatih hoca Galatasaray'ı
konuştuğumuza göre takımı yukarıda tutup şampiyonluk potasında
götürebilmeyi başarıyor. Tabii bu nereye kadar gidebilir. Çünkü bu
yaşanan cezalar, son yaşanan olaylardan sonra teknik adamın ve
takımın baya bir gücünü sarstı. Ama buna rağmen Kayseri gibi çok
önemli bir deplasmanda iyi bir takıma karşı gerçi Kayserispor'un da
çok eksikleri vardı. Olmadığı zaman teknik adamlar bir şeyler
bulmalı. Veya Koeman'da orta saha kimi koydu, Isla'yı koydu değil
mi? Orada bir yenilik yapmak zorunda. Mevcut kadroda eksikleriniz
varsa, bazı farklı mevkilerde oynatarak teknik adamlığınızın ufkunu
da ortaya koyabiliyorsunuz."
"FATİH TERİM LİGE AĞIRLIĞINI KOYAR"
Ligde yer alan teknik direktörlerin çok büyük tecrübelere sahip
olduğunu dile getiren Karaman, "Fatih, Abdullah ve Şenol hocanın
şampiyonluğa oynama deneyimleri çok yüksek. Başta Fatih hoca ve
Şenol Güneş'in. Enternasyonal deneyim ve lig şampiyonlukları ve
krizi yönetmek başka. Fatih Terim hocanın lige ağırlığını
koyacağını düşünüyorum. Belki birkaç yeni futbolcu da çıkarabilir.
Devre arası hazırlık kampından sonra bir iki yeni futbolcu veya bir
transfer yapabilirler. Çünkü bir güce ihtiyaçları var. Teknik adam
katkısıyla bu kadar olur. Bunun üstüne bir tık iki tık üstüne
çıkmak için oyuncuya ihtiyacınız var. Durum böyle" dedi.
"BEŞİKTAŞ YENİLİK GEÇİRMEK ZORUNDA"
Hikmet Karaman, şampiyonluğun iddialı takımlarından birisi olmasına
rağmen istenilen performansını gösterememesiyle ilgili olarak,
"Beşiktaş, kadro olarak baktığında yaş olarak çok deneyimli
oyunculardan kurulu. Yani Borussia Dortmound-Bayern Münih maçını
izledik. Orada da spiker Bayern 1-0 öndeyken deneyimin hakim
olduğundan bahsetti ama tam tersi oldu. Maçın son yarım saatinde
dinamik, koşan, tempolu takım oyunu bırakmayan 90 dakika süresi
içerisinde, üst düzey tempo ile oynayan takım işi bitirdi.
Dolayısıyla Beşiktaş giden oyunculardan sonra bir yenilik geçirmek
zorunda. Bunun için de zaman ihtiyaç var. İşte santrforda hoca
arayışlara girdi. Pepe ve Vida gelmesine rağmen, iki tane dünyaca
ünlü oyuncu gelmesine rağmen 2 sezon şampiyonluk yok. 2'si yokken
takım üst üste şampiyon oldu. Aslında çok enteresan bir durum.
Dünya kupasında herkes Pepe ve Vida'yı istiyordu. Pepe çok önemli
bir isim çok önemli bir tecrübe, şimdi ikisi yan yana oynuyor.
Beşiktaş daha çok gol yemeğe başladı. Veya 2 senede giden
şampiyonluk, bugünkü duruma da baktığında takım defansı ve defansta
da bir sorun olduğu gözüküyor. Yani Sivasspor maçı 2-1 bittiyse
Allah'a şükür demek lazım. 4-5 olabilirdi o maç. Yani City, United
maçı da 2-0'dan 2-1'e geldi, Mourinho oyuncu değişiklikleri yaptı.
Ama Guardiola, Aguero'yu çıkartıp bizim İlkay'ı oyuna soktu. Bir
anda top City'de tekrar kalmaya başladı. Yani o ara City gol
yiyebilirdi ve İlkay golü attı. Şimdi bunlar çok önemli şeyler.
Sivas maçında Hakan hoca öyle bir hamle yapsaydı, top Sivas'da daha
çok kalsaydı belki 3'ü, 4'ü bulabilirlerdi. Mesela Beşiktaş 2-1
mağlup durumdayken maçın bitmesine en az 30 dakika vardı. Artık
oyun formatından paslaşmadan geriden ve orta sahadan oyun kurma
düzeninden Beşiktaş, uzun toplar ile şişirme toplarla acaba golü
nasıl atarıma geçmeye başladı. Şampiyon olmuş, bu kadar deneyimli
bir gruba yakışmayan bir oyun anlayışı. Bir de bunun üzerine 12'nci
adamı Beşiktaş taraftarının gücünü de koy. Böyl0e bir güç ile
oynuyorsun. Şimdi taraftar da orada 2-1'den sonra takımı müthiş bir
şekilde desteklemeye çalıştı. Ama oyuncular o geri dönüşü o oyun
planlaması içerisinde gerçekleştiremediler. Bazen teknik direktörün
de oyuna dahil olmadığı durumlarda oyuncular içeride bir şeyler
yapmalı. İşte Quaresma gibi bir oyuncu orada Pepe gibi bir oyuncu
orada, Vida gibi bir oyuncu orada. Bunların oyun içerisinde oyuna
ağırlık koyup daha uzun bir zaman var biz oynayıp golü atabiliriz
demeleri gerekiyor" şeklinde konuştu.
"KOEMAN DEVRE ARASINI GÖRMELİ"
Erwin Koeman'ın Fenerbahçe ile devre arasına kadar devam etmesi
gerektiğini dile getiren Karaman, "Burada tabii mutlaka Başkan Ali
Bey, yönetim kurulu ve sportif direktörleri bu konu ile ilgili
istişareyi kendi aralarında yapıyorlardır. Teknik ekibin
Galatasaray, Avrupa kupası maçı ve ligde Alanya maçı bir başarı ve
pozitif değişimin olduğu ortada. Bence devre arasına kadar
beklenmeli. Futbol takımları sadece teknik direktörden ibaret
değil. Maalesef biz de başkan ve yönetim şekilleri var, bunlar
belirleyici oluyor. Avrupa'da, futbolda belirleyici olan
profesyonellerdir. Yönetenler profesyonellerden doğru bilgileri
alır, bunlar ışığında da karar verir. Bunu Fenerbahçe, sportif
direktör getirterek uygulayan tek takım Türkiye'de. Daha önce Aykut
hoca ile de Daum döneminde de yapmışlardı. Şu anda bunu uygulayan
tek takım. Yönetim Comolli'nin düşüncelerini dinleyip ona göre
karar veriyor. Dolayısıyla bazen iyi giderken bile teknik ekip
getirmek zorundasınız. Çünkü oradaki işleyişin nasıl gittiğini en
iyi siz görüyorsunuz. Parantez açarak çok farklı bir konuya
değiniyorum. Yani skor alıyoruz devam edelim. Hayır. Sizin eğer
sportif direktörünüz var antrenmanı, oyuncu ilişkilerini,
toplantıları, maç önü konuşmaları, devre arası, maç sonrası bütün
bunları bir bütün olarak sizin profesyoneliniz iyi izleyip bilgi
aktarımını yapıp bu böyle skorları alıyoruz ama bu sunidir. Biz
buraya mutlak suretle bir general bir teknik direktör takıma
hükmeden lige hükmeden bir teknik direktörü getirmemiz gerekir de
diyebilir. Veya tam tersi evet bunlar iyi çalışıyor. Bunlar bu işi
götürebilir. Biz devre arasına kadar bekleyelim devre arasından
sonra karar verelim. Bunu mutlaka Fenerbahçe yönetimi ve sportif
direktörü kendileri konuşuyorlardır. Ama bizim dışarıdan
baktığımızda Koeman en azından devre arasına kadar devam etmeyi hak
etti. Aynı şey Sivas'ta Hakan Keleş için de geçerli, son derece
başarılı. 2'si de zaten takımın bünyesindeki teknik adamlar. Bir
şans verilebilir, çıksın devam etsin. Türkiye'de başkan ve yönetim
modelleri var. Hal böyle olduğu zaman, yanlış kararlarda
olabiliyor. Yanlış kararlar aldığın zaman ne oluyor, iş değişiyor"
şeklinde konuştu.
"YETERLİ OYUNCU ÇIKARAMIYORUZ"
Karaman, yurt dışında forma giyen yerli oyucu sayısının çok
yetersiz olduğunu dile getirerek, "Kesinlikle yeterli değil. Mesela
Enes'i UEFA'da ilk oynatan benim. Enes'i A takıma alan da benim.
Bursaspor'a gittiğimde dediler ki; hocam Arsenal, Manchester bizden
bir çocuğu istiyor. Kim bu dedim? Alt yapıda. Kaç yaşında? 16
yaşında. Neden A takımla idmana çıkmıyor? Bu kulüpler bunu istiyor.
Ben hemen onu A takıma aldım. A takımla idmanlara çıkarmaya
başladım. Sonra UEFA kupasında onu oynattım. Kaybettik ama oyuna
soktum. İlk oynatanlardan biriyim. Gelişimini biraz daha
hızlandırması lazım Enes'in. Çok büyük deneyim ve tecrübe
kazanıyor. Zaten çok okuyan kendisine kültürel anlamda katkı yapan
bir arkadaşımız. Cengiz'e gelince Roma'daki futbolcumuza mesela
birkaç haftadır yedek bekliyor. Milli takımdaki oyunuyla Roma'daki
oyunu çok farklıydı ki Lucescu da son bölümlerde oyundan almıştı.
Yani onunda belki iyi bir mentöre ihtiyacı var veya Roma kulübü
bunu yapıyordur. Şimdi o aralıktaki oyuncuların durumu çok önemli.
Arsenal, Everton maçına gittim. Maçtan sonra Cenk ile beraberdim.
Ben onun eski hocasıyım. Gaziantep'te sağda solda ilk oynatan
benim. Burada da 2'inci bir pozisyonda oynamayı öğreneceksin. Çünkü
futbol gelişti artık sadece merkezde oynayan santrfor tipi kalktı.
Solda, forvet arkasında oynamak zorundasın dediğimde çok zor
gelmişti ona. Bugün söylediklerimle karşı karşıya kalabiliyor. Onun
yerine oynayan oyuncu da müthiş oynadı gol attı. Demek ki daha çok
çalışacak daha çok mücadele edecek. Şansını bekleyecek ve aldığında
da değerlendirecek. Çünkü Cenk'in o yapısı o karakteri var. Yeterli
oyuncu çıkaramıyoruz ki. Şimdi bakıyorsun ufak bir Slovakya'dan
Çekoslovakya'dan veya Portekiz'den binlerce oyuncu çıkıyor. Tamam
Portekiz, Brezilya'dan besleniyor. İşte birbirine yakın ülkeler.
Bütün bunlara rağmen oyuncu çıkıyor. Yani biz niçin oyuncu
çıkaramıyoruz tartışmamız gerekiyor . Hepimizin tartışması
gerekiyor. Biz hepimiz nasıl oyuncu çıkarabiliriz? Çıkmıyorsa
sebepleri nelerdir? Neler ortaya koymalıyız? Yani orada 10 kişinin
15 kişinin aklından gelecek fikirleri alıp çünkü o kadar çöp
kutusuna atılmış kararlarımız var ki. Hepsi çöp tenekesinde. Şöyle
geriye doğru yabancıdan sordun bana 5+3, 6+2 hep çöpe attık, attık,
attık. Şimdi bunu da çöpe atacağız bir yenisini getireceğiz. Hep
şundan örnek veriyorum Milli Eğitim Bakanımızı çok takdir ediyorum.
Müthiş bir bakanımız var. Zevkle dinliyorum. Onu dinlerken birçok
şeyi de öğrendiğimi hissediyorum. Futbolla birbirine benzeyen
birçok örnekler var. Yani onlar bile bin kişinin üstünde kişileri
davet edip 10'ar kişilik gruplar yaparak eğitim düzenimizle ile
ilgili ne gibi fikirler olabilir diye bir sürü kişinin görüşlerini
aldılar. Yani bu bize bir örnek. Eğitim bakanının başlatmış olduğu
eğitimle ilgili çalışma futbol federasyonumuz için bir örnek.
Aslında baktığında Milli Eğitim Bakanı, Spor Bakanı, Türkiye Futbol
Federasyonu 3'ünün ortak çalışması yüzde 100 ortak çalışması
gerekiyor. Bunun için yöneticiler bu işi yapamaz. Bugün Yıldırım
Bey bu işi tek başına yapamaz ki. Yanındakiler de yapamaz.
Yanındakiler yönetim kurulundan, iş adamlarından kurulu. Neyi
yapacaklar? Bu işi profesyonel insanların yapması gerekiyor. Para
lense kulübüne gittiğimde kulübün tanıtımında bir beyefendiyi
getirdiler. Bu 300 tane okuldan sorumlu. Brezilya'daki 300 okulu
denetleyip, tabii her şehirde her bölgede de onun adamı var.
Oradaki iyi oyuncularla ilgili bilgi verip o gidiyor seyrediyor
sonra sonra o oyuncuları alıyor. Orta okul ve lise için tesisler de
okulda yapmışlar. Hem okuyorlar, hem tesiste kalıyorlar, hem de
antrenmanlarını yapıyorlar. Şimdi bu da başka bir çalışma. Örnek
veriyorum. Dolayısıyla bizim planlamaya, projeye ihtiyacımız var"
diye konuştu.
"VAR'I NE BAŞ TACI YAPALIM, NE DE YERDEN YERE
VURALIM"
Karaman, Video Yardımcı Hakem (VAR) Uygulaması için ise şunları
söyledi: "Son hafta ki VAR sisteminde şu dikkatimi çekti; hakemler
artık VAR'a gitmiyor. Yani orada bir konuşmadan sonra kendi
inisiyatiflerini kullanmaya başladılar. Çünkü VAR'a gidip karar
değiştiriyorlar birçok kritik almaya başladılar. Çünkü ülkemizde
kendimize güvenmiyoruz. Güvenmediğimiz için de o kararları
verenlere de güvenmiyoruz. Son hafta için diyorum. Kayseri,
Galatasaray maçında Sinan'ın pozisyonuyla ilgili bir pozisyon oldu.
Hakem 'ben gördüm' dedi herhalde. Çünkü hemen yakınında oluyor.
VAR'a gidip seyretmedi. Şimdi bunun olumlu tarafları da var.
Kendinden son derece emin olması veya her hatada hakemi VAR'a
göndermek de hakemi tedirgin eder. Hakeme kendine olan güveni de
sarsar. Allah, Allah nasıl görmedim? Gidiyor oraya gerçekten de
böyleymiş. 2 kere gitti mi zaten 90 dakika içinde o hakem abandone
olur. Bu sefer vereceği kararlarda nasıl olsa VAR bana söylüyor
diyebilir. Dolayısıyla orada da taktikler var. Bunu görmek
gerekiyor. Mesela VAR'ı biz şimdiden alıp ne böyle baş tacı yapalım
ne de yerden yere vuralım. Bu bir deneme safhası. Brezilya sadece
kupada deniyor, ligde deneyemediler. İngiltere denemiyor. Önce
kupada bakıyor. Şampiyonlar ligi bakıyor, bekliyor. Türkiye hemen
giriş yaptı. Büyük bir cesaret örneği. Dünya kupasında ben VAR'ı
destekledim. Dünya kupasında sistem de iyi işledi ve güvenilir
işledi. Sezon sonunu bekleyip sezon içerisindeki yaşadıklarımızı
hepimizin dile getirip ortak bir akıl kullanıp bu sonuçlara göre
hareket etmemiz gerek. Yani bugünden VAR şöyle VAR böyle demek
bence yanlış olur."