Her yer Lice olursa! BDP'ye mesaj
Abone olGüneydoğu'yu ateşe çeviren eylemlere başlayan PKK neyi amaçlıyor? Lice olayları sonrası BDP/HDP'ye çağrı var.
Bugün si yazarı Gülay Göktürk, HDP ve BDP'li vekilleri
her yeri Lice'ye çevirmeye çağıran PKK'nın peşine takılmakla
suçladı.
Lice'de iki kişinin öldüğü olaylar sonrası PKK'lı Duran Kalkan'ın isyan çağrısı tepkilere neden oldu. Demokratik çözümün ancak direnişle mümkün olacağını söyleyen Kalkan'a cevap liberal yazarlardan Gülay Göktürk'ten geldi..
"Her yer Lice olursa" başlıklı yazısında yazar, Kalkan'ın “ben değişmedim, ben hep aynıyım, ben şiddetin çocuğuyum ve öyle kalmaya kararlıyım” mesajı verdiğini düşünüyor. Göktürk, eleştirisine şöyle devam ediyor:
HALA ANLAYAMADILAR
"Pazarlık ettikleri gücün AK Parti değil, onun arkasındaki on
milyonlar olduğunu hâlâ anlayamadılar. O on milyonların meşru
görmediği, haklı görmediği hiçbir adımın atılamayacağını da...
Ve şimdi ateşle oynuyorlar. AK Parti’nin bir buçuk yıldır o
milyonları çözüm sürecine psikolojik olarak hazırlamak için yaptığı
kitle çalışmalarını birkaç ayda sıfırlamak için daha iyi bir yol
bulamazlardı gerçekten de!
PKK terörünün yüreğinde açtığı acıları küllendirmeye çalışan, bugünün gençlerine hayat şansı vermek için kendi oğlunun acısını kalbine gömmeye ve affediciliğini ön plana çıkarmaya çalışan insanları tahrik ederek, kin ve öfkeyi canlandırarak, onları yeniden barış düşmanı haline getirerek “demokratik çözüm”e ulaşacaklarmış!"
Yazarın asıl hedefinde ise demokratik tepkiler ve öneriler sunmak yerine eylemlere destek veren Kürt siyasi hareketi vardı.
HÜKÜMETİ PKK'NIN ŞİDDETİYLE SIKIŞTIRMAYA ÇALIŞIYORLAR
(...)Şu anda AK Parti’yi “Kürtler’i oyalamakla”
suçlayan herkesin sıraladığı bir reform listesi var ortada; Anayasa
değişikliği gerektirmeyen, gerçekleştirilebilir ve haklı talepler
bunlar: Terörle Mücadele Kanunu’nun kaldırılması, TCK'da yapılacak
değişiklikler, KCK tutuklularının serbest bırakılması, Öcalan’la
yapılan görüşmelerin yasal bir zemine oturtulması...
O zaman BDP’ye sormak lazım: Lice’de yol kesen eşkıyaların
kuyruğuna takılacağınıza, neden siz harekete geçip bu talepler
etrafında demokratik kitle hareketleri örgütlemiyorsunuz;
mitinglere, yürüyüşlere, imza kampanyalarına, boykotlara, sivil
itaatsizlik kampanyalarına öncülük etmiyorsunuz?
Hükümeti PKK’nın şiddetiyle köşeye sıkıştırmaya çalışacağınıza,
kendi kitlenizin gücüyle sıkıştırsanıza!
Aslına bakarsanız, o kitlenin yaptırım gücüne doğru dürüst öncülük
edilebilseydi, bugün Kürt sorununun çok başka bir noktasında
olurduk. O güç, 30 yıl boyunca PKK terörü yüzünden kullanılamadı,
akıp giden ırmaklar gibi boşa gitti ve şu anda da hâlâ boşa
gidiyor.
Çünkü Kürtler hâlâ milyonları çözüm sürecinin pasif destekçisi
olmaktan çıkarıp aktif inşa edici gücü haline getirebilecek bir
siyasi önderlikten mahrum.